6 Şubat Maraş depremleri ile yüzlerce kişiyi enkaz altında bırakan ve hayatlarını kaybetmesine neden olan Rönesans Rezidans konutlarındaki 53 kişiden hala hiçbir haber yok. Enkazların ihale usulü ile şirketlere devredilmesine karşın kayıplarını arayan aileler ise isyan ediyor.
Cumhuriyet haber ajansından Cengiz Karagöz, kayıplarını arayan aileler ile konuşarak durumu gözler önüne seriyor. Karagöz’e konuşan kayıp Esra İlhan’ın ablası Gizem Ohcak: “DNA sonuçlarından hâlâ bir şey çıkmadı. Uzun süreler alabileceği söyleniyor. Hiçbir yerde yoklar. Rönesans’ın enkazının bir kez daha incelenmesini istedik ancak kimseye sesimizi duyuramadık. Sadece ‘bekleyin’ diyorlar, beklemekten yorulduk” diyerek yaşadıklarını anlatıyor.
Yakınlarımıza ulaşamazsak cenazelerimiz ihale ile satılmış olacak
Cenazelerinin ihaleler ile satılmış olacağını söyleyen Pınar Doğan Kılıç ise ablası, eniştesi ve iki yeğenine ulaşamadığını belirterek: “Kardeşim Şengül (43), eşi Aydın (51) ve çocukları Demir ve Güney Sabri’den haber alamıyoruz. Deprem bölgesi unutulmaya başlandı. Savcılığa da emniyete de başvurdum. Her kurum başka yerlere yönlendiriyor. Biz de onlarla birlikte kaybolduk. Enkazlarda bizim cenazelerimiz var, yakınlarımıza ulaşamazsak cenazelerimiz ihale ile satılmış olacak” diyor.
Depremlerin üzerinden 132 gün geçmiş olmasına rağmen 8 aylık Mehmet Akif ve 3 yaşındaki Mustafa Kemal ile birlikte anneleri Tuğba Koşar’a ise halen ulaşılamadı. Koşar’ın annesi Suna Öztürk ise yaşadıklarını şu şekilde aktarıyor: “Depremi öğrendiğimde Aksaray’daydım. 5 saat içinde Antakya’ya gittim. Yardım ise günler sonra geldi. Enkazda büyük yangın vardı ve günlerce söndürülemedi. Sürece ilişkin bilgi veren yok”.
“İnsan hakkı ihlali”
Cenazeler çıkarılmadan ve hayatını kaybedenlerin akıbeti belirlenmeden enkaz kaldırma işlemlerinin özel şirket veya kişilere ihaleler yolu ile devredilmesinin “insan hakkı ihlali” olduğunu belirten avukat Celal Ülgen ise durum ile ilgili şunları söylüyor:
“Söz konusu durum hukuki süreç olarak yanlış bir uygulamadır. Enkazlarda kayıp kişilere ait giysi ve vücut kalıntılarının bulunması olasılığı ve bunların DNA testleriyle bulunabilir olması kişilerin başta anayasal hakları olmak üzere miras hakkını da olumsuz etkileyecektir. İhaleyi alan şirketler tarafından enkazların kayıplar yönünden inceleme yapılmaksızın, içinde barındırdıkları asbest ve DNA kalıntıları ile kaldırılması hukuksal ve halk sağlığı açısından vahim sonuçlar doğuracaktır. İleride yargılamalar sırasında birçok yüklenici enkazlardaki delil eksiklikleri nedeniyle aklanacak ve tazmin sorumluluğundan kurtulacaktır. Her inşaat enkazının birbiriyle karıştırılmadan, kanıtları toplandıktan sonra belli yerlere konulması gerekmektedir.”