Hatay’da bir erkek kaldıkları çadırda kızını katletti. Erkek kendini “Ava gidecektim yanlışlıkla oldu” diyerek savundu. Cinayete tepki gösteren Antakya Mor Dayanışma üyesi Selver Büyükkeleş, afet bölgesinde güvensiz bir ortam olduğunu ve kadınların can güvenliğinin olmadığını vurguladı.
BirGün’den İlayda Kaya’nın haberine göre Hatay’ın Antakya ilçesine bağlı Serinyol’daki Mustafa Kemal Paşa Mahallesi’nde salı günü bir erkek, kendi kızını çadırda silahla vurarak katletti.
Erkeğin “Ava gidecektim yanlışlıkla oldu” diyerek kendini savunmasına tepki gösteren kadınlar, “Deprem bölgesinde nereye avlanmaya gidecek?” diye sordu. Kadınlar ayrıca bölgede güvenlik açığının arttığını, bireysel silahlanmanın arttığını kaydetti.
Antakya Mor Dayanışma üyesi Selver Büyükkeleş, afet bölgesinde kadına yönelik şiddetin arttığını vurgulayarak “Genç bir kadın geçtiğimiz salı günü babası tarafından katledildi. Bizim öğrendiğimize göre, kadının babası ‘ava gidecektim yanlışlıkla oldu’ diyerek kendisini savunuyor. Bu silahlar yavaş yavaş diğer kadınlara yöneleceğini biliyoruz. Önlem alınmazsa şiddetin, istismarın, cinayetin boyutu katlanarak artacak” dedi.
“Kadınların can güvenliği yok”
Büyükkeleş, bir çadır bile getiremeyen devletin kadın cinayetlerini de önleyemediğini belirterek “Bireysel silahlanmanın artığını gözlemliyoruz. Bu silahlar da ilk olarak kadınlara yöneltiliyor. Kadınların can güvenliği yok. İstanbul Sözleşmesi uygulanmayıp, cezasızlık politikası uygulandığı için kadınlar hedefe konuluyor. Depremden etkilendiği bölgelerde şiddetin boyutları, kadın cinayetleri açığa çıktı” şeklinde konuştu.
“Boşandığı erkekle aynı çadırda kalmak zorunda kalan kadınlar var”
Büyükkeleş, afet bölgesindeki kadınlarla ilgili şu değerlendirmede bulundu:
“Bulunduğumuz mahallelerde çadırlar artık gelmediği için insanlar hasarlı evlere giriyor. Çadırlarda olanlar şanslı olarak görülüyor ama bu çadırların bir kilidi yok, taşlarla önlem alınmaya çalışılıyor. Nöbet tutuluyor. Kadınların kalacak yerleri yoksa, derme çatma çadırlara bile gidemiyorsa riskli olan binalara giderek kalıyor. Bazı kadınların yalnız yaşıyor, eşleri yurtdışına çıkıp çalışıyor. Evinin konumu çadıra uygun olmadığı için çadırını yol kenarına koyuyor ve yanında da mahalleden tanıdığı bir kadını ayarlamaya çalışıyor. Çünkü korkuyor. Depremde evini kaybeden kadınların süresiz barınma alanlarının sağlanması gerekiyor. Yalnız olan kadınlar da var. Bu kadınlar tamamen nereye gideceklerini bilmiyor. Çadırlara en az 8 kişi isteniyor. Güvencesiz bir ortam yaratılıyor. Boşanma sürecinde olduğu, boşandığı erkekle aynı çadırda kalmak zorunda olan kadınlar var.”
Mor Dayanışma, kadınlara yönelik acil talepleri şöyle sıraladı:
- Şiddet önleme merkezleri acilen açılmalı.
- Deprem bölgesindeki istismara ve şiddete karşı birimler kurulmalı.
- Kadınlar için hijyen ürünleri, pedler düzenli dağıtılmalı.
- Koruyucu ve önleyici sağlık hizmetleri erişilebilir olmalı.
- Hijyen ürünlerini ücretsiz olarak verilmeli.
