DBP Yerel Yönetimler Genel Konferansı’nın sonuç bildirgesi açıklandı.
DBP Yerel Yönetimler Genel Konferansı’nın açıklanan sonuç bildirgesinde, partinin yerel yönetimler politikasının yeniden yapılandırılması karar altına alındı.
Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Diyarbakır’da iki gün süren Yerel Yönetimler Genel Konferansı’nı tamamladı. Konferansın sonuç bildirgesi, düzenlenen basın toplantısı ile deklare edildi. HDP İl Örgütü binasında gerçekleştirilen toplantıda, sonuç bildirgesini Cizre Belediye Eşbaşkanı Kadir Kunur okudu.
Bildirgenin tamamı:
Basına ve Kamuoyuna
6-7 Şubat 2018 YEREL YÖNETIMLER GENEL KONFERANS SONUÇ BILDIRGESI
Yerel Yönetimler Genel konferansımızı gerçekleştirdiğimiz bir günde AKP-MHP iktidarının DBP’ye yönelik saldırıları devam etmektedir. DBP Eş Genel Başkanımız sayın Mehmet Arslan’ın gözaltına alınmasını kınıyor, derhal serbest bırakılmasını istiyoruz!
Ortadoğu’da ulus devletlerin krizleri halkların kıyımlarla karşı karşıya kalmasına neden olurken, yine halkarın kıyımlara karşı özsavunmasıyla en görkemli direnişlerinin yaşandığı bir yüzyılın içindeyiz. Cinsiyetçi, dinci, milliyetçi ve militarist araçların faşizmin yükselmesinde ve inşasında bir perspektif olarak kullanıldığı ulus- devletlerin ve zihniyetlerin savaş çığırtkanlığından başka bir vaatleri bulunmamaktadır. Ortadoğu’da demokratik yaşamın mücadelesini veren demokrasi güçleri her yönüyle faşizmin ulus-devlet gerçekliğine karşı demokratik ulus perspektifinde demokratik, ekolojik, kadın özgürlükçü paradigmayla bugün Rojava’da mücadele vererek dünya halklarının bir umudu haline gelmiştir. Türkiye’de içerde yükselen faşizm uygulamaları demokrasi güçlerine yönelik siyasi soykırım politikaları, dışarıda başta kürtler ve kadınlar olmak üzere tüm halkların kazanımlarına yönelik savaş politikalarıyla Afrin’I işgal etme girişimleri bu gerçekliği gün yüzüne çıkarmıştır. Faşizmin kadın bedenine dönük saldırısı gerek Varto’da Ekin Wan üzerinde gerekse de Afrin’de ÖSO’nun Barîn Kobani’nin bedenine yönelik işkencesi aynı zihniyetin pratiğidir. Parçalara ayrılan ve teşhir edilen bedenler ile KürtKadınlarının ve halkının haklı mücadelesini engellemek ve diz çöktürmek istenmektedir. Ancak Rojava’da halklar kazanımlarına yönelik saldırılara karşı birlikte görkemli bir direniş sergileyerek AKP- MHP iktidarının ve ulus devletlerin kaybedeceğini bize tarihsel olarak bir kez daha göstermiştir. Afrin’de kazanan kadınlar ve halklar olacaktır! Afrin halknın yanında olduğumuzu ve işgal politkalarına karşı özgür yaşamı savunacağımızı konferansımızla bir kez daha vurguluyoruz.
Kürt Halk Önderi Sayın Öcalan, sadece Kürt halkı için değil Ortadoğu’da yaşayan ezilen halklar için mücadele vermektedir. Afrin’e yönelik saldırı doğrudan doğruya SayınÖcalan’ın halkların bir arada kardeşçe yaşamasına zemin oluşturan demokratik ulus perspektifine karşı yapılmaktadır. Afrin’e yönelik saldırı, anlamını yitirmiş ulus devletin, demokratik yerinden yönetim ve eşitlikçi yönetimi zayıflatma ve ortadan kaldırma saldırısıdır. Türkiye’de Nisan 2015’ten itibaren ağırlaştırılmış mutlak tecrit altında tutulan sayın Öcalan’a yönelik tecrit ile faşizmin inşaası birlikte yürütülmüştür. Kürtlerin ve halkların özgürlüğü için Sayın Öcalan üzerindeki tecritin kaldırılması ve özgürlüğü için mücadele etmek en önemli gündemimizdir.
2015 Nisan ayında AKP iktidarı, Sayın Öcalan’a tecritle birlikte Kürt halkına yönelik soykırım saldırılarında bulunarak savaşı başlatmıştır. Bir yıl sonrasında OHAL darbesiyle açıktan faşizmin kurumsallaştığını ilan eden AKP iktidarı tüm demokrasi mücadelesi verenleri apacık düşman olarak görüp terrorize etmiştir. Bu kesimlerden biri de demokrasinin güçlenmesinde ana bileşen olan yerel yönetimlerimizdir. Bu süreçte 93 belediye eşbaşkanı tutuklanmış 58 belediye eşbaşkanımız ve onlarca meclis üyemiz halen czaevlerindedir. 94 DBP’li belediyeye kayyum atamaları gerçekleşmiştir. Tüm bunlarla AKP iktidarı kürtlerin ve halkların kazanımlarını gasp ederek cinsiyetçi, milliyetçi ve dinci faşizmini gasp politikalarıyla inşa etme çabası söz konusu olmuştur.
Halklarımız, her kazanım için büyük emek, mücadele ve değerler vererek bugünlere gelmiştir. Bu değerlerin kazanımı her zaman birçok yoldaşımızın abideleşmesiyle oluşmuş ve korunmuştur. Belediyeler de mücadelemizin kazanımlarıyla elde edilen önemli bir yerel demokrasi alanıdır. Demokratik ve yerinden yönetimin en temel aktörlerinden biridir. Belediyelerin kapsamı ve çalışma alanının genişliği, halkla birlikte yereli yönetme iradesini içerdiği gibi demokratik komünal yaşamı oluşturma sorumluluğu da bulunmaktadır. Ancak dört dönemlik deneyimlerimize rağmen yeterli ve halkla yürütülen bir alana dönüşmekte eksik olduğumuz gerçekliğini ifade etmek gerekir. Bu yüzden güçlü bir özeleştiri ile konferansımızı gerçekleştirerek; demokratik ve toplumcu yerel yöneticiliğin gelişimi içinkararlaşmalar sağlanmıştır.Mücadelemiz ve yerinden yönetimin inşaasında hedefimiz gaspçı faşizim sistemini yıkmak olacaktır. Bu karalılık ve inancı tarihsel mirasımızla ve güncel haliyle her alanda halkların demokrasi mücadelesinin görkemli direnişiyle feyiz almakta ve tarihsel rolümüzü oynamayı kaçınılmaz görmekteyiz. Her alanda faşizme karşı kazanan, direnen ve ulusal birliğiyle örgütlenen Kurdistan halkları olacaktır!
“Gaspçı faşizmi yikalim, özgürlükçü yerinden yönetimi kuralım” şiarıyla gerçekleştirdiğimiz yerel yönetimler;
-Gaspcı faşizme karşı örgütlülüğün yükseltilmesi, başta efrin halkı olmak üzere direnen halklarla dayanışmanın geliştirilmesi, barışı savunan demokratik kitle örgütleriyle dayanışma içinde olunacağı,
– halkların özgür birlikteliği ve ortadoğu da barışın sağlanabilmesi için Sayın Öcalan üzerindeki tecritin bir an önce kaldırılması
– eşbaşkanlık sistemimize, karşı gelişen eril devletci zihniyetle yapılan saldırılara karşı sistemimizin derinleştirilerek inşa edilmesi
-Faşizmi besleyen temel anlayışın cinsiyetçilik olmasından hareketle toplumun her alanında cinsiyetçiliğe karşı mücadele kampanyalarının yürütülmesi,
– yerel yönetimler politikamızı değerlendirip yeni dönemin ihtiyaçlarına göre yeniden yapılandırılacağı karar altına alınmıştır.
yerel yönetimlerin gasp edilmesine karşı, tüm seçilmişler ve konferans bileşenleri olarak gaspcı yaklaşımları ilk günden itibaren geliştirdiğimiz mücadele ile kabul etmediğimizi bugün direnen başta Efrin halkının yarattığı çoşku ve motivasyonla tekrar ediyoruz. Yerel yönetimler halkın demokratik alanlarıdır. Halklarımız bu demokratik alanı gelecek süreçte yeniden büyütüp güçlendirecektir. Biz de konferans bileşenleri olarak halkların yürüttüğü mücadeleyi selamlıyor ve kazanan örgütlü mücadelemiz olacaktır diyoruz.
Direnişteyiz