827. haftanın açıklamasını yapan Cumartesi İnsanı Hülya Demir Duru, “2001 yılında AİHM’e taşınan davada Mahkeme, Tanış ve Deniz’in kaybedilmesinden devletin sorumlu olduğu sonucuna varmış ve Türkiye’yi oybirliği ile mahkûm etmişti” dedi
Cumartesi Anneleri/İnsanları, adalet arayışlarının 827. haftasında, 20 yıl önce gözaltında kaybedilen Serdar Tanış ve Ebubekir Deniz’in akıbetini sordu.
Bu haftanın açıklamasını Cumartesi İnsanlarından Hülya Demir Duru yaptı. Demir Duru, Tanış ve Deniz’in kaybediliş hikayesini şu sözlerle anlattı:
“25 yaşındaki Serdar Tanış ve arkadaşları 2000 yılında Silopi’de HADEP ilçe teşkilatı açmak üzere çalışmalara başladılar. Çalışma yürütenler, ‘Benim bulunduğum bölgede HADEP açılamaz, buna asla izin vermem’ diyen Şırnak İl Jandarma Alay Komutanı General Levent Ersöz ve Silopi İlçe Jandarma Karakol Komutanı Yüzbaşı Süleyman Can’ın ağır tehdit ve baskısı ile karşılaştılar.
“Tüm baskılara rağmen 3 Ocak 2001 tarihinde HADEP ilçe teşkilatı açıldı ve Serdar Tanış İlçe Başkanı oldu. Sonrasında baskılar daha da ağırlaştı.25 Ocak 2001 tarihinde Silopi Jandarma Komutanlığından Serdar Tanış’ı telefonla arayıp komutanlığa gelmesi istendi. Serdar Tanış, ilçe yöneticisi Ebubekir Deniz ile birlikte Silopi Jandarma Komutanlığı’na gitti ve onlardan bir daha haber alınamadı.
“Oğlum sürekli tehdit edildi”
“Silopi Jandarma Komutanlığı beş gün boyunca Tanış ve Deniz’i görmediklerini söyledi. Kamuoyu baskısının artması üzerine Şırnak Valisi Hüseyin Başkaya, onların 25 Ocak’ta Silopi Jandarma Komutanlığı’na geldiklerini ama yarım saat kaldıktan sonra, ayrıldıklarını açıkladı.
“Baba Şuayip Tanış ise kamuoyuna yaptığı açıklamada: ‘Oğlum, ilçe teşkilatını açmaya çalışırken Levent Ersöz bizi sürekli tehdit etti. Beni, Şırnak İl Jandarma Komutanlığı’na götürdüler. Levent Ersöz, ‘Oğlun bu işten vazgeçsin, yoksa sizin için iyi olmaz.’ dedi.
“Oğlum parti çalışmaları için Diyarbakır’a gittiğinde Levent Ersöz beni telefonla aradı. ‘Oğlun Serdar, Şırnak topraklarına ayak basarsa yaşatmam’ dedi. Oğlum Diyarbakır’dan geldiğinde Silopi İlçe Jandarma Karakolu’na çağrıldı. Gitti, bir daha da dönmedi’ dedi.
“BM devreye girdi”
“İnsan hakları örgütleri, aydınlar, BM Yargısız ve Keyfi İnfazlar Komisyonu Tanış ve Deniz’in akıbetinin araştırılması için devreye girdi. Ama tüm girişimler sonuçsuz bırakıldı. Dosya etkin bir soruşturma yürütülmeden 2015 yılında takipsizlik kararı ile kapatıldı. Takipsizlik kararına yapılan itiraz ise Cizre Sulh Ceza Mahkemesi tarafından reddedildi. Bunun üzerine aileler 17 Ağustos 2015 tarihinde Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. Anayasa Mahkemesi, 18 Temmuz 2019 tarihinde başvuruyu süre aşımı gerekçesiyle reddetti.
“AİHM Türkiye’yi mahkum etti”
“Oysa 2001 yılında AİHM’e taşınan davada Mahkeme, ‘yerel mahkemeler tarafından ayrıntılı bir adli inceleme veya bağımsız bir soruşturma gerçekleştirilmemiş olmasını üzüntü ile karşılamaktayız’ diyerek Tanış ve Deniz’in kaybedilmesinden devletin sorumlu olduğu sonucuna varmış ve Türkiye’yi oybirliği ile mahkûm etmişti.
“827. haftamızda adli ve siyasi makamları göreve çağırıyoruz: İç hukukta ‘yürütülen soruşturmanın kusurlu olduğu ve önyargılı fikirlere dayandığı’ AİHM kayıtlarına geçen Tanış ve Deniz dosyasında adil bir yargılama faaliyeti yürütme yükümlülüğünüzü yerine getirin.”