8.3 C
İstanbul
3 Aralık Salı, 2024
spot_img

Büyük öğretmen; tarih… – Lokman Yıldız

“Sana düşman,
bana düşman,
düşünen insana düşman!
Vatan ki;
bu insanların evidir.
Sevgilim,
onlar vatana düşman..!”

İşçi sınıfının şairi Nazım Hikmet bu satırları yazdığında, ne Tayyip Erdoğan, ne rantçı-yağmacı çeteleri henüz yoktu. Yağma-rant-savaş politikaları üzerine kurulu olan saray rejimi hayata geçmemişti. Ama görüyoruz ki o dönem de halkına, doğasına, yaşadığı topraklara düşman olanlar iktidardaymış, bugün de iktidardadırlar.

Neden hep böyledir?

“Tarih en büyük öğretmendir” derler. Biz işçilerin, halkların tarihten öğrenmeyi, ders çıkarmayı başarması gerekiyor.

Eylül ayındayız… 6-7 Eylül 1955’te, 12 Eylül 1980’de yaşananları bilince çıkarmalıyız. Bugün; hakları, gelecekleri, kimlikleri, özgürlükleri için mücadele edenlere yapılan saldırılarla bağını kurabilmeliyiz.

Düşmanlıkları ortadadır, belgelidir.

Özel Harp Dairesi Başkanı Orgeneral Sabri Yirmibeşoğlu, Gazeteci Fatih Güllapoğlu’nun 1991’de yayımlanan “Tanksız, Topsuz Harekat” kitabındaki söyleşide, İstanbul’daki Rum, Ermeni ve Yahudi halklara yönelik yağma saldırısını şöyle tanımlar: “6-7 Eylül bir Özel Harp işidir ve muhteşem bir örgütlenmeydi. Amacına da ulaştı.”

Dönemin Cumhurbaşkanı Celal Bayar, “Galiba dozu kaçırdık” der. Saldırılarda, 15 kişi hayatını kaybeder. Aralarında 4 bin 214 ev, bini aşkın işyeri, 73 kilise, 1 sinagog, 2 manastır, 26 okulun da bulunduğu toplam 5 bin 317 taşınmaz tahrip edilir, sokağa saçılıp yağmalanır. Mezarlıklar tahrip edilir, 73 Rum Ortodoks kilisesinin tamamı ateşe verilir…

12 Eylül’e; Maraş, Çorum, Sivas, 77 1 Mayıs gibi yüzlerce insanın can verdiği çok sayıda katliam zinciri ile varıldı.

Dönemin CIA Türkiye şefi Paul Henze, ABD Başkanı Jimmy Carter’a ilettiği mesajda: “Bizim çocuklar başardı” der.

Bu bir karşı devrim saldırısıdır. 650 bin kişi gözaltına alındı, 90 güne varan gözaltı sürelerinde ağır işkenceler gördü. 1 milyon 683 bin kişi, komünist, Alevi, Kürt, dinci, şeriatçı denilerek fişlendi. 230 bin kişi Sıkıyönetim Mahkemeleri’nde yargılandı. 517 kişiye idam cezası verildi, 50 kişi idam edildi. İşkence tezgahlarında, hapishanelerde, sokaklarda yüzlerce devrimci katledildi…

Bugün; ülkenin dağları, ormanları, kıyıları, tüm yeraltıyerüstü varlıkları rant uğruna, sermayenin gözü doymaz kâr hırsı uğruna korkunç boyutlarda yağmalanmaktadır.

Düşmanlık daha nasıl olabilir?

Yüzlerce yıldır aynı coğrafyayı paylaşan kardeş Kürt halkına açıkça düşman hukuku uygulanmaktadır. Her fırsatta Alevilerin değerlerine saldırılmakta, gerçekleştirilmiş katliamlar hatırlatılarak tehdit edilmektedir.

Milyonlarca işçi-emekçi asgari ücret denilen maaşla açlığa mahkûm edilmişken, her ay ortalama 150’den fazla işçi iş cinayetlerinde can verirken, patronların yüzde 500’lere varan oranda kâr etmesi, Saray’ın bir dakikalık masrafının, iki emekli maaşından fazla olması halka düşmanlık değil midir?

Tarihten değil, önümüze polis-jandarma dikmelerinden değil; illa ki kafamıza bomba attıklarında ikna olacaksak, şimdilik Kürt halkına attıkları için halimize şükredebiliriz!

Yakınma, ‘örtülü muhalefet’ yapma zamanı değil, örgütlenme, kavgaya soyunma zamanıdır.

Örgütlü bir halkı hiçbir kuvvet yenemez!

Son Haberler

ÇOK OKUNANLAR

ÖZGÜR BİR DÜNYA İÇİN!

KALDIRAÇ DERGİSİ'NİN KASIM SAYISI ÇIKTIspot_img

ARTIK TELEGRAM'DAYIZ!

spot_img

DÜNYAYI İSTİYORUZ!

İŞÇİ GAZETESİ'NİN 218. SAYISI ÇIKTI!spot_img

Bizi takip edebilirsiniz

369BeğenenlerBeğen
851TakipçilerTakip Et
14,108TakipçilerTakip Et
1,920AboneAbone Ol