Boğaziçi Öğrenci Meclisi, Boğaziçi Üniversitesi’ndeki öğrencilere yönelik ajanlaştırma girişimleri, muhbirlik dayatmaları ve polis takibine karşı açıklama yaptı
Eski adıyla Boğaziçi Dayanışması geçen günlerde deklarasyon yayımlayarak Boğaziçi Öğrenci Meclisi adını almıştı. Boğaziçi Öğrenci Meclisi, İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi’nde kendilerine yönelik ajanlaştırma girişimleri, muhbirlik dayatmaları ve polis takibine karşı açıklama yaptı. Açıklamayı Enes Gözüküçük okudu. Enes Gözüküçük, “Melih Bulu’nun Boğaziçi Üniversitesine rektör olarak atanmasıyla başlayan ve 11 aydır devam eden direniş boyunca gözaltına alınan öğrencilere muhbirlik dayatıldığını” söyledi.
“Bounsergi davasında da Berke ve Perit’in davasında da ihbarcılar”
Polis tacizinin okul dışında da devam ettiğini belirten Gözüküçük şöyle devam etti:
Kampüs içinde ve Boğaziçi Üniversitesinin bulunduğu Hisarüstü mahallesinde polis ablukası devam ederken bu alanlarda da polis takibine, tacizine hem öğrenciler, akademisyenler, işçiler, esnaflar, mahalle halkı olarak maruz bırakıldık ve hala maruz kalıyoruz.
Üniversite içinde Özel Güvenlikler eylem yapan öğrencilerin izinsiz şekilde görüntülerini alıyor, takip ve taciz ediyor, polisle işbirliği yaparak darp ve işkenceyle saldırılarda bulunuyor.
Polise okula giriş kayıtlarına kadar her türlü bilgiyi veren güvenlikler ayrıca daha önce Sergi davasında Doğu ve Selo’da da olduğu gibi, tutuklu arkadaşlarımız Berke ve Perit’in davasında da ihbarcı konumundalar.
“Baskılarınız, ajanlık dayatmalarınız, gözaltılarınız bu çürümüş sisteminizi koruyamaz”
Öğrencilerin yaşadıklarını sıralayan Gözüküçük, konuşmasına şöyle devam etti:
Arkadaşımız Muhammet Çelik, ilki ocakta olmak üzere birden fazla sefer kendini istihbaratçı olarak tanıtan şahıslar tarafından ısrarla aranarak muhbirlik dayatmasına maruz bırakılmış, kendileriyle görüşmeye zorlanmış ve arkadaşımızın bu aşağılayıcı teklifi reddetmesi üzerine aynı şahıslar arkadaşımızın evi ve mahallesi çevresinde gezerek kendisini korkutmaya çalışmışlardır.
Ben ve Beliz İnce arkadaşımız ise farklı zaman dilimlerinde sivil polis olduğunu bildiğimiz şahısların takibine ve tacizine maruz bırakıldık. Bizler boyun eğmeyenler ve insanca bir yaşam, özgür demokratik üniversite için mücadele edenleriz. Baskılarınız, ajanlık dayatmalarınız, gözaltılarınız bu çürümüş sisteminizi koruyamaz.
“Devrik kayyum Melih Bulu da bugünkü kayyum Naci de yanlarında polis ve özel güvenlik ordusu ile gezerken biz gücümüzü haklılığımızdan alıyoruz”
Gözüküçük, son olarak 4 ayda 800 öğrencinin gözaltına alındığını söyleyerek şöyle devam etti:
Bizler öğrenciler, akademisyenler, aileler, işçiler olarak haklı taleplerimizin arkasında direnişe devam edeceğiz.
Meşruluğumuz karşısında gayri-meşru yönetimlerini korumak için geçmişte devrik kayyum Melih Bulu da bugünkü kayyum Naci ve kayyum yönetimi de yanlarında polis ve özel güvenlik ordusu ile gezmektedir. Biz gücümüzü haklılığımızdan alıyoruz ve baskılarla yılmıyoruz. Öğrencilere yönelik her saldırının sorumlusu İstanbul Emniyet Genel Müdürlüğü ve devlettir.
