HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, kimyasal silah saldırılarına karşı iktidarın yanıt veremediğini ifade ederek, muhalefetin konuya dair araştırma talebinde bulunması gerektiğini söyledi.
Türkiye’nin Zap, Avaşîn ve Metina bölgesinde kimyasal silahlar kullandığına dair görüntü ve fotoğraflar yayımlanması ardından tartışmalar devam ediyor. Meclis Genel Kurulu’nda da HDP ile MHP-AKP vekilleri arasında dün tartışma yaşandı. MHP ve AKP’li vekiller “kimyasal silah”a tepki gösterenleri hedef aldı.
Meclis Genel Kurulu’nda yaşanan tartışmalarda yer alan Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, kimyasal silahlara dair sorulara iktidar sözcülerinden yanıt gelmediğini ifade etti. Beştaş, “Buna dair ısrarlı sorularımıza dün Milli Savunma Bakanlığı bir açıklama yayınladı. İbrahim Kalın ve Ömer Çelik de kendi sosyal medya hesapları üzerinden açıklama yaptılar. Bunu iftira olarak nitelemekten, suçlama yapmaktan öteye gitmediler” dedi.
‘Somut sorular cevaplanmadı’
Yapılan resmi açıklamaların cevap olmadığını ifade eden Beştaş, “Genel Kurul’da da ciddi tartışmalar yaşandı. Bu tutum ‘açıklama yapmıyorum, susuyorum’ demektir. Envanterde olmayabilir. Ama çok basit ve farklı yöntemlerle kimyasal silah yapılması uluslararası anlamda bilinen, bilimsel olarak da açığa çıktığı olgular var. Buna dair en azından bir soruşturma olup, olmadığını ya da Milli Savunma Bakanlığı’nın bunu önlemeye dönük -yani envanterde olmasa bile- bunun kullanılabileceği ihtimalleri önlemeye dair ne tür tedbirler alındığına dair somut sorular var. Bunlar cevaplanmadı. Bu klasik bir AKP tarzı, her şeyi suçlayarak, ‘iftira, yalan’ diyerek yanıt vermeyi tercih ediyor. Bu yanıt değildir” diye belirtti.
‘Yargı ‘talimatı aldık’ mesajı verdi’
TTB Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı’ya yönelik açılan soruşturmaya dair de Beştaş, şunları söyledi: “Hem MHP Grup Başkanvekillerinin hem milletvekillerinin hem de AKP milletvekillerinin TTB ve Şebnem hoca üzerinden bu kadar konuşması Genel Kurul’da da beni huylandırmıştı. Durup dururken zaten böyle bir gündem yaratmaları, en üst perdeden saldırıya geçmeleri normal değildi. Bu tartışmalar Genel Kurul’da uzun da sürdü. Tartışma biter bitmez, hemen Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, soruşturma başlattığını duyurdu. Bu tamam ‘mesajı, talimatı aldık, gereğini yapıyoruz’ demektir” ifadelerini kullandı.
‘84 milyon doğrudan tehdit edildi’
Beştaş, şöyle konuştu: “Genel Kurul’da tartışmalar öyle bir hal aldı ki; seçimle geldiklerini bile unuttular. Delegeler tarafından seçildiklerini TTB’nin meslek odası olduğunu hatırlatmak zorunda kaldık. Çünkü onlar TTB’nin, iktidarın söylemleri doğrultusunda açıklama yapmalarını istiyorlar. Onların bilimsel olarak ifade ettikleri her şeye karşı tutum alıyorlar. İktidar grubunun, Cumhur İttifakı’nın içinde bulunduğu tabloda kendilerine söz söyleyen, eleştiren hiçbir konuda tahammülleri yok. Dezenformasyon yasası getirdiler ve diyorlar ki; ‘Yargı bizim elimizde istediğimiz hakkında soruşturma yaptırırız, yakalarız’ tehdidi ile toplumun diğer kesimlerini sessizleştirmek, sindirmek istiyorlar. Şebnem hoca üzerinden 84 milyona da doğrudan bir tehdit yöneltiyorlar. Bunun karşısında ne susacak bir muhalefet var. HDP olarak bunun karşısında susmayacağız, bu saldırıların karşısında, saldırıya muhatap olanların yanında olacağız. Bunlar tıpkı barolar birliği gibi TTB’nin muhalif çatısından rahatsızlar, çoklu TTB yaratmak istiyorlar. Ellerinden gelse bunu yapacaklar.”
‘Ucube yanıtlar veriliyor’
Federe Kürdistan Bölgesi’nde kimyasal silah kullanımından Meclis’in bağımsız olmadığını kaydeden Beştaş, şunları söyledi: “Sonuçta tezkere doğrultusunda sınır ötesine giden, operasyon yapan, savaş uçaklarını uçuran, İHA, SİHA’larla operasyon yapanlar, iş iddialara yanıt vermeye gelince, soruşturma açılması talep edilince, uluslararası bir mekanizmanın OPCW’nin araştırma yapılmasını istediğimizde ‘orası bizim ülkenin sınırları değil’ dedi. Hakikaten ciddi bir mesele olmasa gülünecek bir açıklamadır. Ne demek bu? MİT Başkanı orada haftalarca görüşmeler yapıyor, büyükelçileri çıkıp ‘PKK iltisaklı kişiler hedefimizdir’ diyerek, infazı savunuyor ama iş kimyasal silah kullanımı meselesine gelince ‘bizim ülkemizin sınırları değil’ açıklaması bilgisizlikten değil olayı çarpıtmadır. Bilinçli bir tutumdur. Tamamen işi üzerinden savmak amaçlı yapılıyor. Onlar alışık oldukları üzere iktidarda bulunmanın gücüyle dehşet verici iddialar karşısında dahi ucube yanıtlar verebiliyorlar.”
Muhalefet ‘Türklük sözleşmesi’nden çıkamıyor
Kimyasal silah kullanımına dair HDP dışındaki muhalefet partilerin sessizliğini de eleştiren Beştaş, sözlerini şöyle noktaladı: “Muhalefetin bu konuda denetim yetkisini kullanmadığı, sessizliğinin iktidarın yaptıklarını onaylama anlamına geldiğini düşünüyorum. İddialar karşısında muhalefetin en azından araştırma talep etmesi, iddiaların soruşturma kapsamında netliğe kavuşturulmasını isteme gibi bir görevleri, misyonları, sorumlulukları var. Ama bugün de dün de geçmişte de gördüğümüz üzere maalesef mesele Kürt meselesi olunca ‘terörle mücadele’ meselesi olunca muhalefet Türklük Sözleşmesi’nin dışına çıkmıyor. Kürt meselesinde iktidarla aynı paydada bulunuyor ve sözlerini oradan kuruyor. Bu da problem. Bu tezkerelere ağırlıklı biz ‘hayır’ diyoruz. Diğer muhalefet partileri de sınır ötesi operasyonlarına ve tezkerelere onay verdi.”