Filistin İçin Uluslararası Boykot, Yatırımların Geri Çekilmesi ve Yaptırımlar Hareketi (BDS) – Türkiye, Dökme Kurşun saldırısının 15, kuruluşlarının 14’üncü yıl dönümünde; Siyonist İsrail’in Filistin’e dönük soykırımına tepki göstermek için Taksim’de eylemdeydi. BDS Türkiye’nin çağrısıyla siyasi parti, sendika ve demokratik kitle örgütleri ile çok sayıda kişi Tünel Meydanı’nda yan yana geldi.
“İşgal ve soykırım suçlusu İsrail’le tüm ilişkiler kesilsin” pankartının yanı sıra Filistin bayrakları, Filistin Halk Kurtuluş Cephesi (FHKC) bayrakları, dövizler taşıyan kitle, Tünel Meydanında yapılacak eylem polisin engellemesine karşı, Şişhane Meydanına yürüdü.
Yürüyüş ve eylem boyunca, İsrail’in Filistin’de yürüttüğü soykırım ve işlediği savaş suçları teşhir edilerek, İsrail’le ekonomik, siyasi, kültürel, akademik ve tüm ilişkilerin kesilmesi çağrısı yapıldı.
Tünel Meydanı’ndan Şişhane’ye yürüyoruz: “Filistin’e özgürlük, İsrail’e boykot!” pic.twitter.com/cNTDHRM70g
— BDS Türkiye (@israileboykot) December 27, 2023
Doğru: Siyonist işgal imha güdüsüyle hareket ediyor
Sloganlarla süren yürüyüşün ardından Şişhane Meydanı’nda basın açıklaması düzenlendi. Açıklamayı okuyan BDS Türkiye temsilcisi Ümit Doğru, Filistin halkının topraklarını işgal edilerek kurulan İsrail’in 1948’den bu yana işlediği hiçbir suçun hesabını vermediğini ve yeni suçlar işlemeye devam ettiğini söyledi.
İşgal devletinin Filistin’deki her türlü yapıyı ayrımsız bombaladığını ve sivilleri, sağlık emekçilerini, gazetecileri, akademisyenleri, öğrencileri, sanatçıları, işçileri, balıkçılarını hedef alarak vurduğunu belirten Doğru, siyonist işgalin Filistin halkını ve direnişini imha güdüsüyle hareket ettiğini vurguladı.
7 Ekim’den bugüne 20 bini aşkın Filistinli’nin Gazze’de katledildiğini kaydeden Doğru, “Gazze Şeridi’ndeki Filistin halkı şu anda açlığa, susuzluğa, ilaçsızlığa mahkum ediliyor. 80 günü aşkındır abluka ve saldırı altında yaşayan Filistinliler toplu biçimde bulaşıcı hastalık riskiyle yaşıyor, yaralıları tedaviye erişemeden ölüyor, ölüleri gömülemeden çürüyor” dedi.
“Suçlarını gururla itiraf ediyorlar”
İşgal yöneticilerinin suçlarını gizleme ihtiyacı dahi duymadığını, aksine bu suçları gururla itiraf ettiğini belirten Doğru, işgal altındaki Batı Şeria’da da yüzlerce Filistinlinin öldürüldüğü ve tutuklandığını vurguladı. “Gün geçtikçe paramiliter silahlanma gücünü arttıran yerleşimciler işgal ordusunun desteğiyle Filistinlileri öldürüyor ve taciz ediyor” diyen Doğru, işgal altındaki Filistin başkenti Kudüs’ün ise ilhak politikalarına tabi tutulduğunu dile getirdi.
“İşgal devleti kurulduğu günden beri savaş suçu işliyor”
İsrail’in dünyanın birçok yerinden destek aldığını ifade eden Doğru, şöyle devam etti: “Balfour Deklarasyonu’ndan bu yana geçen yüz yılı aşkın süre içinde emperyalist egemenliğini korumak için dünyanın her yerinde savaş ve zorbalığa başvuran Batı Avrupa ve ABD’yi müttefikleri ve işbirlikçileri arasına alan işgal devleti, kurulduğundan bugüne hiç hesap vermeksizin: Filistin toprağını işgal etmeye ve sömürgeleştirmeye, Filistin halkının tarihsel haklarını reddetmeye, uluslararası kararları ve hukuku hiçe saymaya, savaş suçları işlemeye, Filistin halkını kuşatmaya ve öldürmeye bir gün bile ara vermeden devam ediyor.”
“Türkiye İsrail’in en büyük suç ortaklarından”
“Türkiye, 1948 yılında bir etnik temizlik yürüterek kurulan İsrail’i ilk tanıyan bölge ülkesi olarak bugün de İsrail devletinin en önemli bölgesel müttefiki olmaya devam ediyor. Türkiye halklarının Filistin halkıyla dayanışma duyguları ve isteklerine rağmen işgal devletinin saldırganlığını destekleyen İktidar, ilişkileri en ileri düzeyde sürdürmekte ısrar ediyor. İsrail’in işlediği apaçık soykırımı kınamakla yetinip, bu soykırımın sürdürülmesi için gereken tüm lojistiği sağlıyor” ifadelerini kullanan Doğru, Türkiye-İsrail ticaret hacminin son 20 senede yüzde 532 artış gösterdiğine dikkat çekti.
Türkiye’den İsrail’e en büyük ihracat kalemini silah ve savunma sanayisinin temel hammaddelerinin oluşturduğuna işaret eden Doğru, “Ülkeler arası gemi trafiği, Türkiye ile İsrail arasında savaşı sürdürmek için gerekli tüm ürün ve maddeleri taşıyan gemilerin 7 Ekim’den sonra da seferlerine hız kesmeksizin devam ettiğini ortaya koyuyor” dedi.
Filistin halkının 75 yıldır işgal altındaki yurdunu özgürleştirmek ve tehcir edildiği topraklara dönmek için direnişe sarıldığını kaydeden Doğru, “Filistin halkı bu direnişe desteğin ve işgal devletini durdurmanın önemli bir mecrası olarak İsrail’i tecrit etmeye, ekonomisini, akademisini ve kültürünü boykot etmeye çağırıyor” dedi.
“Boykot çağrısını her alana yayalım”
Türkiye’de de boykot sesi yükseldiği halde Türkiye’nin İsrail’le ilişkilerini aynı düzeyde sürdürdüğüne işaret eden Doğru, şöyle devam etti: “Bu noktada iktidara net olarak seslenirken aynı zamanda boykot ve İsrail’i tecrit etme çağrısını tüm alanlara yayma, dillendirme ve kazanımlar elde etme mücadelesini daha güçlü bir şekilde sürdürmeliyiz. BDS’yi, Filistin halkının mücadelesini sahiplenen tüm toplumsal hareketlerin, siyasi kurumların, emek ve hak örgütlerinin, bilim ve sanat kurumlarının ilkesi haline getirmek için sesimizi yükseltmeliyiz. Yaşamı, özgürlüğü ve eşitliği savunan herkesi, bulunduğu tüm alanlarda işgal devleti ve kurumlarıyla ilişkileri reddetmeye, ırk ayrımcı apartheid sistemini kuşatmaya çağırıyoruz. Gelin, yeniden ve hep beraber, haykıralım: İsrail ile tüm ilişkiler kesilsin!”
“İşgal bitene kadar direneceğiz”
“İşgal bitinceye ve Filistinli mültecilerin geri dönüş hakkı tanınıncaya ve İsrail vatandaşı Filistinlilere eşit haklar sağlanıncaya kadar Filistin halkının direndiği gibi direneceğiz! İsrail ve Türkiye ilişkilerinin tamamen kesilmesi için mücadele edeceğiz” diyen Doğru, İsrail’le tüm ilişkilere son verilmesi çağrısını yineledi.
Eylem boyunca, “Nehirden denize özgür Filistin”, “Filistin’de taş atan çocuklara bin selam”, “Filistinli esirler yalnız değildir”, “Filistin’de düşene dövüşene bin selam”, “Yaşasın Filistin Halk Kurtuluş Cephesi”, “Rojava’dan Gazze’ye halklar direnişte”, “Katil ABD, Ortadoğu’dan defol”, “Filistin’de İntifada, Kürdistan’da Serhildan” sloganları atıldı.