Bölgedeki yasak ve ihlallere dikkat çekmek için hazırlanan bin 123 imzalı “Bu suça ortak olmayacağız” bildirisinin 2. yılında Çağlayan Adliyesi önünde bir araya gelen akademisyenler, “Talebimizde ısrarcıyız! Bu suça ortak olmayacağız” dedi.
“Bu suça ortak olmayacağız” bildirisine imza attıkları için haklarında dava açılan barış akademisyenleri, bildirinin 2. yıl dönümünde bir kez daha hakim karşısına çıktı. Çağlayan Adliyesi açıklama yapan barış akademisyenleri, “Talebimizde ısrarcıyız! Bu suça ortak olmayacağız” pankartları açtı.
‘AKADEMİ YARGILANIYOR’
Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile ihraç edilen akademisyen Özgür Müftüoğlu, bildirinin kamuoyuyla paylaşılmasının ardından tehdit edildiklerini, birçok akademisyenin gözaltına alındığını, bir kısmının tutuklandığını ve büyük çoğunluğunun ihraç edildiğini hatırlattı. En son olarak “Örgüt propagandası” suçlamasıyla Ağır Ceza Mahkemeleri’nde yargılandıklarını anımsatan Müftüoğlu, “Bildiriyi imzalamamızdaki temel amaç, barışı istemek, çocuklar ölmesin istemekti. Akademisyen ve yurttaş olarak barış hakkını savunmanın görevimiz olduğunu söylemiştik. Metnin sonuna kadar arkasındayız, suç işlemedik, sadece barışı talep ettik. Biz yargılanmıyoruz, akademi yargılanıyor. Akademiden uzaklaştırılan akademisyenler olarak duruşma salonlarını kürsü haline getirip buralarda da sözümüzü söylemeye devam edeceğiz” dedi.
‘BARIŞ İSTEMEK SUÇ DEĞİLDİR’
Müftüoğlu’nun konuşmasının ardından akademisyenler Ayşe Erzan, Fadime Gök ve Zelal Ekinci basın açıklamasını okudu. İmza metninin ikinci yıldönümünde İstanbul 35. Ağır Ceza Mahkemesi’nde iki akademisyenin hakim karşısına çıkacağının belirtildiği açıklamada, 2 yıllık süreçte 500’e yakın imzacı akademisyenin ihraç edildiği, 15 Mart 2016’da tutuklanan 4 akademisyenin 22 Nisan’a kadar tutuklu kaldıkları, 25 Şubat 2017’de Çukurova Üniversitesi’ndeki görevi sonlandırılan akademisyen Mehmet Fatih Tıraş’ın intihar ettiği hatırlatıldı.
Akademisyenler, maruz bırakıldıkları hukuksuzluklara, 5 Aralık’tan beri “örgüt propagandası yapmak” suçlamasıyla yargılanmalarının da eklendiğini belirterek, “Baskıya, zulme ve adaletsizliğe karşı barış sözümüzde ısrarcı olduk. Bugün tam iki yıl sonra sözümüzün arkasındayız diyoruz. Bir kez daha bilim insanları hakikati dile getirmek zorundadır diyoruz. Barış istemek suç değildir. Barış talebi yargılanamaz diyoruz” dedi.
Yapılan açıklamanın ardından akademisyenler, Kadir Has Üniversitesi’nde görevli iki akademisyenin görülecek duruşması için adliyeye geçti.