İstanbul Bakırköy Belediyesi’nde 10’u greve katılan toplamda 18 işçi işten atıldı. Belediye-İş Sendikası Bakırköy Belediyesi önünde yaptığı eylemle işten atmaları protesto etti.
25 Ekim 2021 tarihinde 2020-2022 yıllarını kapsayan Toplu İş Sözleşmesinin imzalanması talebiyle Bakırköy Belediye işçileri greve çıkmış, 100 gün süren grevin ardından talepleri yerine getirilmemesine rağmen sözleşme imzalanmış, işçiler iş başı yapmıştı.
Sözleşmenin imzalanmasının üzerinden 1 ay bile geçmeden Bakırköy Belediyesinde 10’u greve katılan toplamda 18 işçi işten atıldı, kadrolu 85 işçinin görev yeri değiştirildi.
İşten atmaları protesto etmek için Bakırköy Özgürlük Meydanı’nda belediye binasına yürümek isteyen işçiler polis engeliyle karşı karşıya kaldı. Polis işçilerin önüne barikat kurarak eylemin yasa dışı olduğu iddiasıyla yürüyüşe izin vermedi. Eylem yasağı için kaymakamlık kararı gerekçe gösterildi.
Duruma tepki gösteren işçiler, polise patronun değil işçilerden yanında olması çağrısı yaptı. Eyleme katılanların ısrarlı çabası ile barikat aşılarak basın açıklaması yapıldı.
Bakırköy Belediye binası önünde açıklama yapan Belediye İş-Sendikası 2’Nolu Şube Başkanı Savaş Doğan Bakırköy Belediyesi’nde akıl ve mantık dışı bir yönetim anlayışının hâkim olduğunu belirterek, “Bu anlayış, Bakırköy Belediyesi’nde sorunları çözmeye, hizmet üretmeye odaklı bir yönetim anlayışı değil, aksine sorun yaratmaya, suni krizlerle ayakta kalmaya yönelik bir anlayış. Bu anlayış, işçiye, emekçiye emeğinin karşılığını vermeye değil, aksine onları maddi ve manevi olarak cezalandıran, emek ve emekçi düşmanı bir anlayış. Bu anlayış halka hizmet etmek, emekçiye hakkını vermek yerine, yapay krizlerden beslenen bir anlayış” dedi.
Açıklamanın tamamı şöyle:
Değerli Bakırköy halkı, sivil toplum kuruluşları, siyasi parti temsilcileri,
Değerli çalışma arkadaşlarım,
Bakırköy Belediyesi’nde akıl ve mantık dışı bir yönetim anlayışı hâkim.
Bu anlayış, Bakırköy Belediyesi’nde sorunları çözmeye, hizmet üretmeye odaklı bir yönetim anlayışı değil, aksine sorun yaratmaya, suni krizlerle ayakta kalmaya yönelik bir anlayış.
Bu anlayış, işçiye, emekçiye emeğinin karşılığını vermeye değil, aksine onları maddi ve manevi olarak cezalandıran, emek ve emekçi düşmanı bir anlayış.
Bu anlayış halka hizmet etmek, emekçiye hakkını vermek yerine, yapay krizlerden beslenen bir anlayış.
Değerli Arkadaşlar,
Hepinizin çok yakından bildiği gibi, Sayın Başkan’ın “sıfır zam” inadı ve dayatması yüzünden 25 Ekim’de greve çıkmak zorunda kaldık. Grevde olduğumuz 100 gün boyunca karda, kışta tipide yağmurda mücadele verdik.
Sonunda “bir sürece başlama kararlılığı kadar, bitirme kararlılığı göstermek de önemlidir.” Diyerek hem sözleşme masasının, hem de grev mücadelesinin hakkını vererek tamamladık. Ardından dedik ki, “bizler eylem için değil, Bakırköy halkına hizmet için sokağa çıkmak istiyoruz, bugün geçmişi unutup, iş barışı içinde huzurla, halka hizmet etme zamanı.” Diyerek İş barışı ve emekçi arkadaşlarımızın huzuru için her türlü fedakârlığı yaparak, toplu sözleşmeye imza attık.
Değerli Arkadaşlar,
Biz bunca yapıcı ve iyi niyetli çaba içindeyken, Belediye Yönetimi, geçen hafta içi belediye şirketinde çalışan 8 arkadaşı işten attı.
Ardından Bakırköy’e hizmet etmiş, emekliliğine 9 yıl, 7 yıl, 5 yıl kalan 10 işçi arkadaşımız daha 21 Şubat 2022’de haksız hukuksuz bir şekilde işten atıldı.
Toplamda, 18 Arkadaşımız bu kara kışta, hiçbir neden yokken işsiz, aşsız ve ekmeksiz bırakıldı.
Sayın Başkan vicdansız, inada ve intikama dayalı icraatıyla açıkça işçi ve emekçi düşmanlığı yapıyor.
İşçilerin yerleri değiştiriliyor, emekçi arkadaşlarımız her gün baskıyla tehditle çalıştırılıyor.
İşçi arkadaşlarımıza “sizlerden intikam alacağım” diyor.
Sen neyin intikamını almaya çalışıyorsun.
100 gün boyunca emekçilere karda kışta çektirdiğin yetmedi mi?
Değerli Arkadaşlar,
Bu yapılanlar, emek ve emekçi düşmanı bir anlayışın ürünüdür.
İşçinin, emekçinin, ekmeğiyle uğraşan, onları ekmeğiyle tehdit edenler, makamları büyük olsa da kendileri küçük insanlardır.
Söylemde emek, emekçi ve demokrasiyi ağzından eksik etmeyenlerin gerçek yüzüdür, icraatıdır.
Ben yaptım oldu mantığıyla yapılan, “nasıl olsa kendi cebimden değil, belediyenin kasasından veriyorum, tazminatını veririm gönderirim” anlayışıyla yapılan, emeğe ve emekçiye saygı duymayan bir anlayışın ürünüdür.
Bu hak mıdır? Bu adalet midir?
İktidara yürüdüğünü söyleyen bir partinin belediyesinde, emek ve emekçiye verilen değer bu mudur?
4 bin 200 TL maaş alan şirket işçisinden ne istediniz?
Bakırköy’e hizmet eden tek geliri belediyeden aldığı maaş olan insanlardan ne istiyorsunuz?
Bu neyin kini, bu neyin öfkesi?
Bu insanların çocukları var; sizin gibi ailesi var, sizin aileniz olduğu gibi bu kış günü bu insanları kapının önüne koymak hangi anlayışa sığar?
Bu insanların canını yakmayın. Bu tutuşturduğunuz alev siz de yakar.
Değerli Arkadaşlar,
Sayın Genel Başkanın, “biz kimsenin işinden aşından olmasını istemeyiz. Hiçbir belediyemizde kimse işten atılmayacak” dediği bir partiye mensup belediye başkanının her seferinde emekçiler üzerinde oyun oynamasından bıktık.
Yeter artık!! İşçiye yapılmış bu zulme sessiz kalmayın.
Haksız hukuksuz bir şekilde, “tazminatını verir gönderirim” anlayışıyla bu kış günü, emekçileri aç ve açıkta bırakamazsınız.
Bu ne vicdana, ne ahlaka sığar.
Bu yanlıştan derhal dönün.
Atılan arkadaşlarımızı derhal geri alın.
Aksi takdirde, her toplantıda, her açılışta, her etkinlikte haksız ve hukuksuz bir şekilde işten atılan bu arkadaşlarımızla yüz yüze geleceksiniz.
Yaptığınız zulümle her gün yüzleşeceksiniz. İşçinin emekçinin nefesi her an ensenizde olacak.
Her seferinde, bu emekçiler sizlere yapılan hukuksuzluğu, adaletsizliği vicdansızlığı yüzünüze vuracak.
Bu yanlıştan geri dönün biz çalışmak üretmek hizmet etmek istiyoruz ekmeğimizle oynamayın
Belediye-İş Sendikası olarak biz de, bu işin peşini bırakmayacağız