Tutuklu Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay milletvekili Can Atalay hakkında verilen ihlal kararının uygulanmaması gerekçesiyle yapılan ikinci başvuruyu görüşen Anayasa Mahkemesi (AYM), ihlal başvurusunu Genel Kurul’a sevk etti. Konuya ilişkin açıklamada, “Birinci bölümde görüşülen Can Atalay başvurusu oy birliği ile Genel Kurula sevk edilmiştir” denildi.
Atalay’ın avukatlarının 1 Aralık’ta yaptığı bilgilendirmeye göre; Atalay hakkındaki AYM kararına uyulmaması nedeniyle Yüksek Mahkeme’ye ikinci kez başvuru yapılmıştı.
Avukatlar Atalay’ın; “Seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkı”, “adil yargılanma hakkı” ve “kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkının” ikinci kez ihlal edildiğinin tespitini ve bu ihlallerin ortadan kaldırılmasını talep ettiği belirtilmişti.
AYM, başvuruyu görüşerek karara bağlayacak
Can Atalay hakkında verilen ihlal kararının uygulanmaması gerekçesiyle yapılan ikinci başvuruyu görüşen Anayasa Mahkemesi (AYM), ihlal başvurusunu Genel Kurul’a sevk etti.
AYM, Atalay hakkında verilen ihlal kararının uygulanmaması gerekçesiyle yapılan ikinci başvuruyu bugün görüştü.
Başvurunun Genel Kurul’a sevkine ilişkin verilen kararda, “Başvurunun niteliği itibarıyla Genel Kurul tarafından karara bağlanması”nı gerekli gören Bölüm, Anayasa Mahkemesi İç Tüzüğü’nün 28’inci maddesi uyarınca, başvurunun karara bağlanmak üzere Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu’na sevkine oy birliğiyle karar verdi” denildi.. AYM, daha sonra belirlenecek bir günde başvuruyu görüşerek karara bağlayacak.
Ne olmuştu?
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Can Atalay’ın “Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüse yardım” suçundan 18 yıl hapisle cezalandırılmasına ve bu suçtan tutuklanmasına karar vermişti.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi, yerel mahkemenin kararını hukuka uygun bulmuştu. Atalay, 14 Mayıs’taki 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimi’nde TİP’ten Hatay milletvekili seçilmiş, bunun üzerine avukatları “milletvekili seçilmesi nedeniyle hakkındaki yargılamanın durması ve tahliye edilmesi” talebiyle Yargıtay’a başvuru yapmıştı. Yargıtay 3. Ceza Dairesi ise talebin reddine hükmetmişti.
Atalay’ın avukatları da milletvekili seçilerek yasama dokunulmazlığı kazanan başvurucunun, yargılamada durma kararı verilmesi talebinin reddedilerek yargılamaya devam edilmesi nedeniyle “seçilme ve siyasi faaliyette bulunma” hakkının, tahliye talebinin reddedilmesi nedeniyle de “kişi hürriyeti ve güvenliği” hakkının ihlal edildiğini öne sürerek, Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunmuştu.
Başvurunun ardından süreç devam ederken Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Gezi Parkı davasında Can Atalay’a verilen 18 yıl hapis cezasını onamıştı.
AYM, “Yeniden yargılama ve tahliye zorunludur” demişti
Anayasa Mahkemesi’nin ilk ihlal kararının gerekçesi, 27 Ekim’de Resmî Gazete’de yayınlanmıştı.
Gerekçeli kararda, “Anayasa Mahkemesi’nce başvurucu hakkında tespit edilen hak ihlallerinin sonlandırılmasına ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına yönelik olarak; yeniden yargılamanın başlaması, mahkûmiyet hükmünün infazının durdurulması ve ceza infaz kurumundan tahliyesinin sağlanması, başvurucunun hükümlü statüsünün sona erdirilmesi, yeniden yargılamada durma kararı verilmesi işlerinin yerine getirilmesi zorunludur” değerlendirmesi yapılmıştı.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi dosyayı, Yargıtay’a göndermişti
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin dosyayı Yargıtay’a göndermişti. Mahkeme, Yargıtay 3. Ceza Dairesi’ne gönderilmek üzere, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na yazı yazmıştı. Yazıda, şu ifadeler kullanılmıştı:
“Anayasa Mahkemesince verilen bireysel başvuruya konu ihlal kararı Mahkememizin kararına ilişkin olmayıp, Yargıtay ilgili Ceza Dairesince verilen tahliye talebinin reddi kararına ilişkin olduğu, dosyanın ilgili Daire önünde bulunduğu sırada başvurucunun milletvekili seçildiği ve bireysel başvuruya konu ihlalin bu Dairenin kararından kaynaklandığı, ayrıca bireysel başvuru yapıldıktan sonra ilgili Ceza Dairesince dosyanın esastan incelendiği ve karara bağlandığı, bu sebeple oluşan yeni hukuki durum karşısında Yargıtay 3. Ceza Dairesince yeni bir değerlendirme yapılmasının zorunlu olduğu anlaşıldığından dosya Cumhuriyet Başsavcılığınıza gönderilmiştir.”
Yerel mahkemenin dosyayı Yargıtay’a göndermesine tepki gösteren Can Atalay, “25 Ekim günlü Anayasa Mahkemesi kararının yerine getirilmediği her bir dakikanın bu ülkede yaşayan herkesin hak ve özgürlüğünü korumakla yükümlü devletin niteliklerine zarar verdiği açıktır. Ancak ‘ikili devlet’ anlayışını kabul etmiyoruz. Buna alışmayacağız.
Anayasa Mahkemesi kararlarına uyulmamasına ilişkin bir ‘irade’ var ise bu iradenin 13. Ağır Ceza Mahkemesi başkanına ait olamayacağı açık olduğundan hukuka bağlı olmayan devlet hayalinin sahipleri kimlerdir?” açıklamasını yapmıştı.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, “takdir yüksek daire’nindir” mütalaasını vermişti
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Anayasa Mahkemesi kararına rağmen tahliye edilmeyen cezaevindeki Hatay Milletvekili Can Atalay’ın durumu ile ilgili mütalaasını, 3 Kasım’da 3. Ceza Dairesi’ne sunmuştu.
Mütalaada; “Hiçbir, devlet varlığına kasteden bir suçu işlemekle suçlanan bir kimsenin dokunulmazlığını kabul etmez. Aksi bir kabul, adalete olan inancı sarsarak kamu vicdanını da rahatsız eder. … Mahkumiyetine esas sevk ve uygulama maddelerinin Türk Ceza Kanunu’nun 312. maddesi kapsamında kalan suça ilişkin olduğu anlaşıldığından, seçimden önce bu madde kapsamında suç işleyen milletvekili, yasama dokunulmazlığından yararlanamayacaktır. Hükümlünün mahkumiyetine konu suç ve eylemleri devlet güvenliğine karşı işlenen suçlardandır ve madde kapsamına girmeyeceğini düşünmek mümkün değildir… Tahliye kararının reddi veya kabulü konusunda takdir yüksek Dairenindir” değerlendirmesi yapılmıştı.
AYM üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunulmuştu
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın mütalaasının ardından Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Anayasa Mahkemesi’nin TİP Hatay Milletvekili Can Atalay hakkında verdiği “seçilme hakkı” ve “kişi hürriyeti ve güvenliği” haklarının ihlal edildiği yönündeki kararına uyulmamasına hükmetmişti.
Daire, “yargısal aktivizm” yapmakla suçladığı ihlal kararı yönünde oy kullanan AYM üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunmuştu. Daire aynı zamanda Atalay’ın milletvekilliğinin de düşürülmesi işlemlerine başlanması için kararı TBMM Başkanlığı’na göndermişti.
Yargıtay’ın AYM üyeleri hakkındaki suç duyurusu kamuoyunda büyük tepki çekmişti.
Anayasa Mahkemesi dün, (7 Aralık) Atalay’a ilişkin verdiği hak ihlali kararının yerine getirilmemesi nedeniyle avukatları tarafından yapılan ikinci başvuruyu 13 Aralık’ta (bugün) görüşme kararı almıştı.