11.8 C
İstanbul
28 Ekim Pazartesi, 2024
spot_img

Aydın mı Narsis mi? – Altan Açıkdilli

"Halkın bilincinde sıçramalar oluşturacak ileri bir aydınlanmayı ve hatta eylemliliği örgütleyememenin getirdiği çaresizliği, kibir ile saklama psikolojisidir bu aslında."

Günümüzün en ciddi sorunlarından biri de rejimin yarattığı yeni “aydın” modelidir. Bu yeni modeli sürekli halka karşı kin ve öfke doludur. Her türlü sosyal ve siyasal yenilgisinin bedelini halka yüklemiş bu ezik kişilik, böylece entelektüel sorumluluk olarak sosyal medyada veya benzeri yayımlarda bir kaç kelam eder ve bu kelamlar içinde de gizli veya açık, farkında olarak veya olmayarak, halkı aşağılayıp küçümser. Bu öylesine bir hal almıştır ki kendi amaçsızlığını gizlemek için halkı aşağılamayı sürekli hale getirerek, laf cambazlığını da meslek hatta ustalık haline getirmiştir. Bunun için de tabii ki her zaman yeterince şakşakçı bir kesim bulmuşlardır.

7×24 basınla, dizilerle, haber programlarıyla, sabah programlarıyla, inançlarının gereği ibadetlerini yaptıkları camilerdeki hocalarla, diyanetin trolleriyle, müftülerle, tarikatlar, tarikat destekçileri ve tarikat sözcüsüyle, bu tarikatların ve devletin her türlü iletişim aracı ve kapalı sosyal medyasıyla, adeta bir beyin yıkama yöntemiyle eğitimden(!) geçirilen halkla dalga geçmek, kendini ondan üstün görmek ve kibir budalalığına gark olmuş bir mücadele kaçkını aydının klasik tipolojisidir bu.

Halkın bilincinde sıçramalar oluşturacak ileri bir aydınlanmayı ve hatta eylemliliği örgütleyememenin getirdiği çaresizliği, kibir ile saklama psikolojisidir bu aslında. Ve yine aslında, bu kişiliğin altında yatan, yenilgiden kaynaklı mücadele kaçkınlığıdır. Oysa saldırı psikolojisi ile yine bugünküne benzer bir halkı 80 öncesinde, örgütlemekten bir an bile geri durmamış (o gün için) bir devrimcidir aynı kişi. Eylemsizliğin ve boş vermişliğin, sosyal medya bilgiçliği ile alkışçısının bol olduğu günlerden geçerken, bu tipoloji hayli prim de yapabilir. Ama her geçen gün toplumsal çöküşün ve savaşın adım adım yaklaştığı bu topraklarda, yaşamın geçekliği er ya da geç, hepimizi gerçeklerle yüzleşmek zorunda bırakacaktır.

Halka rağmen değil devrim, seçim bile yapamazsınız. Halkı aşağılayarak ondan devrim değil, oy bile isteyemezsiniz.

Aynada (ya da suda mı demeliydik) kendi suretimize aşık olan Nakissos olarak yaşarken, kendimizi kandırabilsek de hayatı kandıramayız.

KaynakSon Haber

Son Haberler

ÇOK OKUNANLAR

ÖZGÜR BİR DÜNYA İÇİN!

KALDIRAÇ DERGİSİ'NİN EKİM SAYISI ÇIKTIspot_img

ARTIK TELEGRAM'DAYIZ!

spot_img

DÜNYAYI İSTİYORUZ!

İŞÇİ GAZETESİ'NİN 218. SAYISI ÇIKTI!spot_img

Bizi takip edebilirsiniz

369BeğenenlerBeğen
851TakipçilerTakip Et
14,108TakipçilerTakip Et
1,920AboneAbone Ol