3.8 C
İstanbul
5 Şubat Çarşamba, 2025
spot_img

Avukatlardan başvuru: “Dursun Ali Koyuncu serbest bırakıldı, sıra Reşit Kibar dosyasında gizlilik kararının kaldırılmasında”

Artvin Cankurtaran’da ağaç kesimine engel olmak isterken Reşit Kibar’ın silahlı saldırı sonucu yaşamını yitirmesi hakkında yürütülen soruşturma hakkında gizlilik kararının kaldırılması için Borçka Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvuruda bulunuldu.

Artvin Cankurtaran’da ağaç kesimine engel olmak isterken Reşit Kibar’ın silahlı saldırı sonucu yaşamını yitirmesi hakkında yürütülen soruşturma hakkında gizlilik kararının kaldırılması için Borçka Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvuruda bulunuldu.

Halkevleri Hukuk Sekreteri ve aynı zamanda dosyanın avukatlarından Haktan Özkan tarafından yapılan başvuruda kararın hukuka ve yasalara aykırı olduğunu, kararın sadece soruşturmayı yürütürken alınacak kararları kapsadığını ancak dosyadaki mevcut evrak, tutanak, rapor ve ifadelere erişimin engellenmesinin kabul edilemez olduğu ifade edildi.

Özkan, yaptıkları başvuruya dair şunları söyledi:

Bugün Reşit Kibar’ın öldürülmesinin üçüncü ay dönümü. Cinayetin ardından üç ay geçmesine rağmen hâlâ sorumlular hakkında geniş kapsamlı bir soruşturmanın yürütülmediği kanaatindeyiz. Zira dosyada 5 Eylül tarihinden bu yana kısıtlama kararı bulunmaktadır. Avukatların da dosyadaki bilgilere erişmesini engelleyen bu kararın varlığı adalete erişim hakkımızı engellemektedir. Özellikle savcılığın kamuoyuna yansıyan iddiaların üzerine giderek bu hususlarda gerekli araştırmaların yapılması neticesinde delil toplayıp toplamadığını karar nedeniyle öğrenemiyor olmamız şu aşamada etkili bir soruşturma yürütülmesinin önündeki en büyük engel.

Cankurtaran sakinlerinin başlattığı yaşam nöbetindeki ana taleplerin çoğu mücadele sonucunda elde edilmiş durumda. Dursun Ali Koyuncu’nun geç de olsa gelen tahliyesi ile beraber tutuklu doğa savunucusu kalmadı. Öte yandan Cankurtaran’daki mevcut projenin iptali, aynı şirket tarafından Borçka’ya yapılacak otel projesinin iptal edilmesi nöbetlerin başlamasıyla hızlıca elde edilen diğer kazanımlar olmuştur. Şimdi sıra reşit Kibar’ın faillerinin tüm ilişki ağlarıyla beraber ortaya çıkarılmasında. Bu bakımdan soruşturma dosyasında alınan gizlilik kararının kaldırılması elzem. Bu konuda savcılığa gerekli başvuruyu yaptık kararın kaldırılmasını ve kamuoyunun aydınlatılmasını bekliyoruz.

Reşit Kibar dosyasındaki gizlilik kararı neyi örtüyor?
Reşit Kibar dosyasına gizlilik kararı verilmesi üzerine pek çok gelişmenin gün yüzüne çıkması engellendi. Her ne kadar yaralıların ve bazı tanıkların ifadeleri kamuoyuna yansısa da faillerin ifadeleri, şirket çalışanı tanıkların ifadeleri ve saldırı anında orada bulunan jandarmaların ifadeleri gizli kaldı.

1) Faillerin ifadeleri

Saldırının hemen ardından tetikçi Muhammet Ustabaş ile silahın sahibi ve saldırının azmettiricisi Fikret Merttürk gözaltına alınsa da Merttürk mahkemeden adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Merttürk’ün saldırı anına ilişkin jandarma ve savcılık ifadeleri ortaya çıkmadı.

Yaralıların ifadeleri Merttürk’ün saldırıdan hemen önce biriyle telefonda konuştuğu, “Şimdi ne yapacağız?” diye sorduğu ve telefonu kapattıktan sonra saldırının gerçekleştiği yönündeydi. Ancak Merttürk’ün telefonda kiminle konuştuğu, karşıdaki kişinin ne söylediği açığa çıkmadı.

Savcı eğer bu soruyu Merttürk’e sorduysa da Merttürk’ün cevabı bilinmiyor. Bu sorunun yanı sıra bu konunun açıklığa kavuşturulması için savcının HTS kayıtları incelemesi isteyip istemediği de bilinmiyor.

2) Tanık ifadeleri

Saldırı anında orada bulunan iş makineleri operatörleri olan Recep Bamya ve Süleyman Bamya’nın saldırı anına dair anlatımları da gizlilik kararıyla birlikte ortaya çıkmadı. Recep Bamya ve Süleyman Bamya’nın silah sahibi ve azmettirici Fikret Merttürk’ün telefon konuşmasına, silahın arabasında bulunduğu yerden alınışına dair bir ifadeleri olup olmadığı da karanlıkta kaldı.

3) Jandarma ifadeleri

Saldırı anına dair kilit önemdeki jandarma ifadeleri de karanlıkta kaldı. Hatta jandarmaların ifadelerinin alınıp alınmadığı bile bilinmiyor.

Yaralı ve tanıkların bazıları, saldırıdan hemen önce jandarmayı aramalarının ardından iki sivil jandarmanın birkaç dakika içinde saldırının gerçekleştiği yere geldiğini belirtiyor. Ancak o kadar yakın mesafede bir jandarma karakolu bulunmuyor. Jandarmanın saldırıyı daha önceden öğrenip de yakın bir mesafede konum alıp almadığı, hatta gelen ekibin jandarmaya bağlı olup olmadığı bile henüz netleşmedi.

Saldırının gerçekleştiği yere gelen Dacia Duster marka aracın plakasının görüntülerin bilirkişi tarafından incelenmesinin ardından ortaya çıkacağı düşünülüyor. Plaka ortaya çıktıktan sonra aracın jandarmaya ait olup olmadığı da tespit edilebilecek.

Son Haberler

ÇOK OKUNANLAR

ÖZGÜR BİR DÜNYA İÇİN!

KALDIRAÇ DERGİSİ'NİN OCAK SAYISI ÇIKTIspot_img

ARTIK TELEGRAM'DAYIZ!

spot_img

DÜNYAYI İSTİYORUZ!

İŞÇİ GAZETESİ'NİN 218. SAYISI ÇIKTI!spot_img

Bizi takip edebilirsiniz

369BeğenenlerBeğen
851TakipçilerTakip Et
14,108TakipçilerTakip Et
1,950AboneAbone Ol