6 C
İstanbul
6 Ocak Pazartesi, 2025
spot_img

Antalya’da deprem riski kesin olan arazilerin imara açılması büyük ihmal

Antalya’daki Kumluca-Finike hattında şiddetli deprem riskini gündeme getiren Doç. Dr. Leventeli, yıkıma kesin gözüyle bakılan arazilerin imara açılmasının büyük bir ihmal olduğunu ortaya koydu.

Deprem Çalışma Grubu olarak yaptıkları çalışmanın sonuçlarını aktaran Akdeniz Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yasemin Leventeli, geçtiğimiz günlerde su taşkını ve sel felaketlerinin yaşandığı Kumluca-Finike hattında ‘deprem’ riskine karşı uyardı.

Deprem ve selin kuvvetle beklendiği bir bölgede, ‘toprak zemin’ ve ‘sığ yeraltı suyu’ gibi yıkım yaratacak tüm koşulların olmasına rağmen imar alanlarının hızla genişlediğini söyleyen Leventeli, bölgede yapılaşmaya izin verilmesinin feci bir ihmal olduğunu vurguladı.

Tarımın havzası niteliğine rağmen her geçen gün yapılaşan bölgede olası bir depremin felakete dönüşeceğini belirten Leventeli, bunun “afetten ziyade göz göre göre felaket” olacağını ifade etti.

”Doğa ana daha ne anlatsın”

Türkiye’nin önemli tarım havzaları Kumluca ve Finike’de, tarım, turizm ve göç nedeniyle insan nüfusunun her geçen gün arttığına dikkat çeken Yasemin Leventeli, ova olan bu bölgelerde deprem, sel gibi afetlerin yıkıcı etkisinin kayalık alanlara kıyasla çok daha ağır olduğuna vurgu yaptı.

Leventeli şunları kaydetti: “Deprem deyince akla sadece ‘faylar’ ve ‘deprem tehlikeleri’ geliyor ya da getiriliyor. Faya yakınlık, odak noktasının derinliği gibi müdahale edemeyeceğimiz konular üzerinde konuşup duruyoruz, yani tam anlamıyla havanda su dövüyoruz. Ülkemizdeki fayları bilmeyen kalmadı. Buna itirazımız yok. Ancak konunun tam da bu noktada özünden koparıldığını görmek zor değil. Pek çok medeniyetin doğup büyüdüğü Anadolu’da ayakta kalan tarihi yapıların tamamı kayadadır. Hattuşaş, ovadan 300 metre daha yukarıdaki kaya üzerine kurulmuştur ve ayaktadır. 2500 yıllık Kız Kulesi denizin içindeki kaya üzerindedir, Kuzey Anadolu fayının da birinci derecede tehlikeli kuşağındadır. Ancak hiç afet yaşamamıştır. Doğa Ana daha ne anlatsın?”

”Yıkan fay değil ovada yapılaşma”

Fay hatlarına değil binaların hangi tür zemine yapılacağına odaklanılması gerektiğine değinen Leventeli, üst üste yaşanan felaketlere rağmen ısrarla sürdürülen yanlışı şu sözlerle anlattı: “Üzerinde durulması gereken asıl konu ‘deprem riski taşıyan alanlar’. Bunlar da başta verimli tarım alanları ve özellikle sulu ovalar. Kumluca da bunun örneklerinden. Ekilip-biçilen tarım alanlarını, özellikle de akarsu yataklarını, kıyı ovalarını ve deltaları imara açmak göz göre göre felakete gitmektir. 1961 Anayasası’na dayandırılarak hazırlanan Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu’na göre suçtur. Doğa yasalarına göre de suçtur. Ovalar toprak anadır, sofradır, gıda ambarıdır. Toprak varsa yaşam vardır” dedi.

Finike ve Kumluca ovalarının ve su yataklarının özelliklerini harita üzerinde gösteren Leventeli, bölgenin büyük deprem riskine rağmen yerleşime açıldığını belirterek şunları söyledi:

“Maden Tetkik ve Arama (MTA) Genel Müdürlüğü, Akdeniz’de fayları haritalandırdı, ovaların sınırlarını çizdi. Haritada açıkça görülebileceği gibi deniz sınırında yani güneyde yer alan ovaları gösteren gri alanlar, kuzeyde dağlarla çevrili. Karasu, Akçay, Başgöz, Gavur, Alakır, Akmaz ve Yapraklı dereleri önemli yüzey suları. Bölgede yüzey suyu ağı 1530 kilometrekare. Bu dereler, üst kotlardan taşıyıp getirdikleri malzemelerle denizi doldurarak oldukça verimli akarsu çökeli ovalar oluşturmuşlar. Ancak bu ovalar ne yazık ki yerleşime açıldı. Hem deprem ve sel riski hem de geçim kaynağı olan tarım göz ardı edilerek, bölgedeki ovaların yerleşime açılması hız kazandı. 1 hafta arayla önce Kumluca’da sonra da Manavgat’ta yaşanan sel ve taşkın felaketi, bile bile ladesin en güncel örneklerinden. Bölgeyi depremden korunmanın en ucuz ve güvenli yolu, ovaların tarıma bırakılarak yerleşimin kayalık zeminlere yapılması, uygun zemindeki binaların da uluslararası kodlara göre inşa edilmesi.”

 ”Düzce afet yaşarken, Konuralp’te sıva dökülmedi”

Doç. Dr. Leventeli, yaptıkları çalışmada, depremlerde büyük yıkım yaşanan benzer özellikteki bölgelere, Türkiye’den örnekler verdi:

“Deprem kayada yüksek frekansla ilerlediği için deprem enerjisi, merkezden 15-20 km uzakta kayada afet yaratamayacak seviyeye düşer. Tipik örnek Kocaeli depremi bitişiğindeki eski-yeni, az katlı-çok katlı hiçbir yapıya zarar vermezken 200 km uzakta Tekirdağ, 100-150 km uzakta Düzce-Bolu gibi ovalarda afet yaratmıştır. Kocaeli-Kaynaşlı ve 2022 Gölyaka depremlerinde de Düzce afet yaşarken, ovanın hemen dışındaki Konuralp’te sıva dökülmedi. Neden mi? Deprem enerjisi kayadan ovaya girerken genellikle 1000-5000 arasında artar. Bir anda kayadan ovaya yüklenen enerji, genlik büyümesine dönüşür. Afet de kaçınılmaz olur. 2011 Van Depremleri merkez üssü bitişiğindeki Tabanlı köyü ve Erdemkent’e dokunmayıp, onlarca kilometre uzaktaki Erçiş-Sulumahalle’yi ve 120 km uzakta Kocasu ovasındaki 15 köyün tamamını yıktı. Bu örnekleri arttırmak olasıdır.”

”Ders sen öğrenene kadar devam eder”

Yerleşimleri ovadan kayaya çekmek ve su toplama havzalarında sel dağınıklık sistemleri kurmak gerektiğinin altını çizen Leventeli, öncelikli ihtiyacı da şöyle açıkladı:

“Bir Şaman atasözü diyor ki; ‘Ders, sen öğrenene kadar devam eder.’ 6 Şubat depremlerinin üzerinden neredeyse 2 yıl geçti. Üzülerek görüyoruz ki ne yaşanan depremlerden ne de taşkınlardan ders alabilmişiz. Bu nedenle de tarih tekerrür edip duruyor. Depremlerin de sadece tarım alanları özelliklede ovalarda yıktığı, kayalarda yıkmadığı yalın gerçeği her depremde kanıtlanıyor. En iyi örneği Maraş depremi. Depremin merkez üssü Çiğdemtepe ovasıydı. Bitişiğindeki Çiğdemtepe’yi değil 200 km uzakta Harran ovasını, Aşağı Amik ovasını yıktı. Çünkü deprem afetlerinin yüzde 80’inden fazlası sıvılaşmayla olur. Sıvılaşmanın oluşması için de 3 ön koşul gerekli. Toprak zemin, sığ yeraltı suyu ve deprem. Bunlardan biri eksik olursa sıvılaşma olmaz. Dolayısıyla yapınız kayadaysa deprem sorunu yaşanmaz. Depremin kayada değil ovada yıktığı asla göz ardı edilmemeli.”

Son Haberler

ÇOK OKUNANLAR

ÖZGÜR BİR DÜNYA İÇİN!

KALDIRAÇ DERGİSİ'NİN ARALIK SAYISI ÇIKTIspot_img

ARTIK TELEGRAM'DAYIZ!

spot_img

DÜNYAYI İSTİYORUZ!

İŞÇİ GAZETESİ'NİN 218. SAYISI ÇIKTI!spot_img

Bizi takip edebilirsiniz

369BeğenenlerBeğen
851TakipçilerTakip Et
14,108TakipçilerTakip Et
1,950AboneAbone Ol