Antalya’nın Serik ilçesinde Erkan Ozan isimli erkek, yaklaşık 3 yıl önce boşandığı Pınar G. ve yanındaki Volkan G.’yi katletme girişiminde bulundu.
Antalya Kadın Platformu kadın cinayetlerine karşı Attalos Meydanı’nda basın açıklaması düzenledi. Eylemde “Aile değil kadınız isyandayız”, “Kadın cinayetleri politiktir”, “Kadın yaşam özgürlük”, “Jin, jiyan, azadi”, “Erkek adalet değil gerçek adalet” ve “Eşitlik olmadan adalet olmaz” sloganları atıldı.
Diğde Simay Pertev’in okuduğu basın açıklamasında şunlar ifade edildi:
Kadın cinayetleri politiktir
“Her güne yeni bir kadın cinayeti ile uyanıyoruz. Erkekler sokak ortasında öldürdüğü kadınlar için savunmasız buldum öldürdüm diyebilme cesaretini İstanbul Sözleşmesinin kaldırılmasından, bu iktidarın kadın düşmanı politikalarından alıyor. Bu sokaklardan bir kez
daha tekrar ediyoruz…
2021 yılında 280 kadın erkekler tarafından öldürüldü, 217 kadın ise şüpheli şekilde ölü buldu. 2022 yılının sadece Ocak ve Şubat aylarında 49 kadın erkekler tarafından öldürüldü, 49 kadın şüpheli şekilde ölü bulundu.2023 yılında ise 438 kadın erkekler tarafından katledildi. Bu tablo bizlere göstermekte ki kadınlar en çok aile içinde şiddete uğruyor, en yakınlarındaki erkekler tarafından öldürülüyor. Kadınların faillerinin çoğu eş, eski eş, sevgili veya yakın akraba.
Henüz daha birkaç gün önce kentimizde eski eşi tarafından kesici bir aletle ağır şekilde yaralanan Pınar hastanede ölüm kalım savaşı veriyor. Samsun’da yaşayan kızkardeşimiz Saadet ise boşanma aşamasında olduğu kocası tarafından öldürüldü.
Biz kadınlar “Erkek Devlet Şiddetini” erkek şiddetine maruz kaldığı için şikâyete giden kadınları karakollardan evlere geri göndermesinden; mahkemelerde tecavüzcü ve katil erkekleri, erkeklik indirimleriyle affetmesinden; hayatına sahip çıkan kadınlara ağır cezalar vermesinden; nafaka hakkına saldırmasından; kürtajı engellemeye çalışmasından; kamu kreşlerini kapatıp çocuk bakımını özel sektöre ve yoksulları da cemaat ve tarikat kreşlerine mecbur bırakmasından; ev içindeki tüm iş yükünü kadınların sırtına yüklerken kadınları sermayeye ucuz iş gücü haline getirmesinden tanıyoruz.
Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz!
6284 uygulanmıyor. Nafaka hakkımız gasp edilerek, güvencesizleştirilerek, boşanmayı önleyen politikalarla şiddet gördüğümüz evlere mecbur bırakılıyoruz. Diyanetin tüm şehirlere açtığı aile irşat büroları ile şiddet gören kadınlara sabırlı olması öğütleniyor. Kadınların canını değil aileyi koruyan politikalar her gün aramızdan başka bir kız kardeşimizi alıyor. Bu sokaklarda bir kez daha haykırıyoruz:
Aile değil kadınız, isyandayız
Bu ülkede kadın katilleri cezasızlıkla ödüllendirilirken yaşamlarını savunan kadınlar adeta ölmediği için cezalandırılıyor. Nadira’nın, Yeldana’nın, Gülistan’ın, İpek Er’in Feray Şahin’in
faillerini koruyan devlet 9 kez aldığı koruma kararına rağmen gördüğü şiddet devam eden ve özsavunma uygulamak zorunda kalan Çilem Doğan’ı 15 yıl hapis cezası ile cezalandırıyor. Bizler bu sokaklarda bir kez daha Nadira için, Yeldana için, Feray için, Gülistan için, İpek
için, Çilem Doğan, Nevin Yıldırım için adalet talebimizi yükseltiyoruz.
Erkek adalet değil gerçek adalet!
Kadın hareketinin mücadelesi ile imzalanan İstanbul Sözleşmesi’nden bir gece yarısı hukuksuzca geri çekilen, faillere verdiği cezasızlıkla şüpheli kadın cinayetlerinin önünü açan, yaşamak için kendisini öldürmek isteyen fail erkeğe özsavunma uygulayan kadınları cezalandıran, faillere kurmadıkları barikatları kadınlara kuran, eşitlik-özgürlük mücadelesi veren kadınları tutuklayan, LGBTİ+’ları hedef göstererek nefreti örgütleyenleri biliyoruz. Erkek devlet şiddetinin karşısında susmuyoruz, korkmuyoruz, birbirimizi, yaşamımızı, hayatımızı savunmaya devam ediyoruz.”