İşgalci İsrail’in Filistin’e karşı saldırılarına yurt dışı ve yurt içinde eylemler devam ediyor. Antalya Emek ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısı ile bugün 18.00’da Attalos heykeli önünde basın açıklaması gerçekleştirildi. “Savaşa karşı barışı, ölüme karşı yaşamı savunuyoruz. Filistin halkı yalnız değildir!” pankartının açıldığı eylemde Filistin halkının direnişine destek verildi.
Basın açıklaması ise şu şekilde:
Başta ABD olmak üzere bütün Netanyahu müttefikleri sorumludur
“17 Ekim günü Gazze’de bir hastanenin bombalanması ve yüzlerce insanın katledilmesinin dehşeti ve yasını yaşıyoruz. Çatışmaların açık bir savaş suçu olan hastane bombalanması aşamasına gelmesinden sadece İsrail değil, barış ve ateşkes çağrısı yapmak, güç ve etkisini barış için kullanmak yerine, barış girişimlerinin hepsini yok eden ırkçı Netanyahu hükümetine koşulsuz destek veren başta ABD olmak üzere, bütün müttefikleri sorumludur. İsrail, Hamas saldırısını açıkça, milyonlarca Filistinliyi sıkıştırdığı Gazze şeridini boşaltmak ve işgal etmek için kullanmak istemektedir. 7 Ekim günü başlayan çatışmaların ardından İsrail, Gazze’de onlarca binayı bombaladı, bu bombalamalar sonucunda binlerce sivil hayatını kaybetti, binlerce insanın hala bomba enkazlarının altında olduğu tahmin edilmektedir. İsrail, ablukası altında olan Gazze’nin suyunu kesmiş, tıbbi malzeme ve gereçler ve temel tüketim maddelerinin girişini dahi durdurmuştur. Milyonlarca insanın yaşadığı Kuzey Gazze’den sivillerin ayrılması için 24 saat süre vermiş ve aksi takdirde sivilleri hedef alacağını da açıkça deklare etmiştir.
Filistinlilere uygulanmaya çalışılan insanlık dışı etnik temizlik
Sözde kara harekatına karşı çıkan ABD ve müttefikleri, Filistinlileri açlık ve susuzlukla cezalandırarak, kendiliğinden bölgeyi terke zorlayan, bu insanlık dışı etnik temizlik girişimine rağmen Netanyahu hükümetine desteklerini sürdürmektedirler. Çatışma sebebini ortadan kaldırmak için çaba harcamak yerine savaşı kışkırtan, ateşe benzin döken bütün güçler, Gazze ve bölgesinde gerçekleşen insanlık suçlarından sorumludurlar. İnsanlığın acı savaş tecrübelerinden sonra kabul edilen, bütün kötülüğü ve vahşeti içerisinde, savaşlarda sivillerin korunması için asgari çerçeve belirleyen Cenevre Sözleşmesi dahi son dönemlerde birçok çatışma alanında açıkça ve pervasızca yok sayılmaktadır. Başka çatışma alanlarında, tepkisizlik test edilerek adım adım Filistin’deki sivil katliamına gelinmiştir.
En büyük savaş suçlarını devletler işliyor
Afrin çeteler de kullanılarak Kürtsüzleştirilmiş, daha birkaç hafta önce Dağlık Karabağ Ermenisizleştirilmiştir. Rojava’da her gün sivilleri ve temel yaşamsal üretim tesisleri hedef alan hava saldırıları devam etmektedir. Etnik temizlik denilen insanlık suçu, artık doğrudan devletler tarafından daha ustaca ve hiç bir engelle karşılaşmadan yaygın olarak işlenmektedir. İsrail saldırılarının da gösterdiği gibi, en büyük savaş suçlarını devletler işlemekte ve büyük suçlular birbirlerinin suçlarını örtbas etmek için seferber olmaktadırlar. Bölgede barış, bölge halklarının eşitlik ve dostluk temelinde yeni bir, birlikte yaşamını inşa edecek olan, öncelikle bölge halklarının savaş ve çatışma üreten bütün ırkçı, saldırgan devletlere ve egemen güçlere karşı vereceği mücadele ile inşa edilebilecektir. Siyasal şiddete son vermenin yolu, onurlu bir barış inşası ve çatışma üreten sorunların halkların varoluş ve siyasal hak eşitliği temelinde çözümünden geçer.
İsrail ile yapılan ikili anlaşmalar iptal edilmeli
Filistin halkının siyasal egemenlik haklarını yok sayan İsrail ve destekçileri, bölgedeki siyasal şiddetin ve savaşın asli sorumlusudurlar. Antalya Emek ve Demokrasi Güçleri olarak diyoruz ki; İsrail ile yapılan bütün ikili anlaşmalar iptal edilmeli, Filistin halkının insanca yaşayacağı ekonomik ve sosyal koşullar için her türlü destek sağlanmalıdır. İsrail işgal ettiği topraklardan çekilmeli, halklar kendi geleceklerini kendileri belirlemeli ve bu temelde dayanışma büyütülmelidir. ABD ve NATO üsleri derhal kapatılmalı, İtidal çağrısı yapanlar; sınır ötesi operasyonlara son vermelidir. Antalya Emek ve Demokrasi Güçleri olarak, bütün emekçileri, gençleri, kadınları Filistin’deki kanlı savaşı durdurmak için ateşkes ve onurlu barış talebini yükseltmeye, bölgedeki çatışmaların tetikleyebileceği ırkçı ve ayrımcı saldırı ve politikalara karşı mücadeleye çağırıyoruz.“