Ankara polisi dün gece sosyalistleri katliamla tehdit etti. Evlerinin önüne gelen polisler, SGDF’li Polat’ın babasını arayarak, “oğlunu çıkar, diğerlerini öldüreceğiz” dedi. ESP’li Gür’e göre, dışarı çıksalardı ya infaz edileceklerdi ya da kaçırılacaklardı.
Ankara polisi sosyalistler üzerindeki baskı, kaçırma ve infaz tehditlerini sürdürürken, dün gece ESP’lileri katletmekle tehdit etti.
AKP/Saray iktidarı halklar üzerinde saldırılarına devam ediyor, muhalif tüm kesimleri bastırmaya çalışıyor. Efrin’e yönelik işgale karşı çıkan sesleri susturmaya çalışan Saray, sokağa çıkanlara, sosyal medyada tepki gösterenlere cadı avı başlattı.
Devlet terörünün en yoğun uygulandığı yerlerden birisi Ankara. Ankara polisi muhalifleri kaçırıyor, infazla tehdit ediyor. Dün gece ise açıkça katliam tehdidinde bulundu.
‘OĞLUNU EVDEN ÇIKAR, DİĞERLERİNİ ÖLDÜRECEĞİZ!’
Polis, dün gece Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) üyesi Tülin Gür ile Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF) üyeleri Sedat Polat ve Burcu Durak’ın Kızılay Bülbülderesi’de bulunan evlerinin önüne gitti.
Evde bulunan Sedat Polat ve Tülin Gür dün gece yaşananları ETHA’ya anlattı. Saat 01.30 sıralarında babasının kendisini aradığını söyleyen Polat, şöyle devam etti: “Çok korkmuş, panik halde aradı zaten. Kendisini polis olarak tanıtan ve adının ‘Mehmet’ olduğunu söyleyen biri, ‘oğluna söyle hemen evden çıksın, çok büyük bir mesele var. Operasyon yapacağız, oğlunu çıkar oradan diğerlerini öldüreceğiz, ölecekler’ dediğini söyledi.”
Telefonu kapattıktan sonra evdekilere durumu anlattığını söyleyen Polat, pencereden baktıklarında bir kişinin evi izlediğini fark ettiklerini belirtti. Polat, “Babam üç kez aradı beni. Sürekli evden çıkmamı, beni öldüreceklerini söyledi” ifadesini kullandı.
Evde bulunan ESP’li Tülin Gür ise telefon görüşmesinin ardından yaşananları şöyle aktardı: “Sedat’ın babası panik halde bir kaç kez aradı. O kadar korkmuş ki ‘kimseye de bir şey deme’ demişler. Balkona baktık, dışarıda bir kişi evi izliyordu. İçi dolu bir araç geldi, dışarıda bekleyen kişiyle görüştü. Sonra bu araç yüz metre ileriye gitti ve beklemeye devam etti. 10 dakika sonra başka bir araç daha geldi, kaç kişi olduğunu bilmiyorum ama kalabalıktı. O da orada bekleyen kişiyle görüştü ve yüz metre ileride beklemeye başladı. Bu sırada biz de telefonla bir kaç kişiye haber verdik. Bize, ‘karakola gittik, polislerle geliyoruz’ dediler. O sırada resmi bir polis aracı geldi, kapıda bekleyen kişiyle görüştü ve gitti. Bir süre sonra evi izleyen kişilerin sayısı iki oldu, daha sonra ikisi birlikte saklandı, ardından kaçtı.”
‘EVDEN ÇIKSAYDIK YA İNFAZ EDECEKLERDİ YA DA KAÇIRACAKLARDI’
Bu yaşananların bir buçuk saat sürdüğünü belirten Gür, eve gelen ESP’lilerle birlikte evden çıktıklarını anlattı. Gür, şunlara dikkat çekti: “İşin içinde polislerle birlikte hareket eden paramiliter güçler var. Amaçları bizi panikletmek ve evden çıkartmak. Evden çıkmamız için ısrarla telefon geliyor. Evden çıkmış olsaydık bizi ya kaçıracaklardı ya da infaz edeceklerdi. Bunun başka bir açıklaması yok.”
‘GÖZALTINDAKİ ARKADAŞLARIMIZIN AİLELERİ DE ARANIP TEHDİT EDİLDİ’
Gür, H.K. isimli genç bir kadının ailesine geçen sene zorla imzalattırılarak alınan ifadenin ardından komplo oluşturulmak istendiğini de hatırlattı.
Bir hafta önce yapılan operasyonda ESP MYK üyesi Suat Çorlu, Ankara İl Başkanı Güngör Didar Gül, Ankara İl Yöneticisi Hacer Atahan, Ezilenlerin Hukuk Bürosu (EHB) avukatı Can Tombul ile SGDF üyeleri Ali Can Yılmazer ve Şahan Doğuş Akkaya gözaltına alınmıştı.
Tülin Gür, “Didar’ın, Ali Can’ın, Hacer’in, Şahan’ın ailelerini arayarak ESP ve SGDF’den uzak tutmaları konusunda tehdit etmişler. Ailelerine, ESP’lilerin ‘çocukları kaçırdıklarını’ iddia etmişler” dedi.
Öte yandan Gür, kardeşinin Uzman Çavuş olmak için hazırlandığını, polisin de bunu kullandığını kaydetti. Gür, “Kardeşimi bana karşı kışkırtmışlar. ‘Ablan Ankara’da kalıyor, Çankaya’da oturuyor. Git onu al, döve döve yanına getir, arkadaşlarını aldık onu da alacağız; arkadaşlarını da onu da öldüreceğiz’ demişler” dedi. Kardeşine “Ablan yüzünden Uzman Çavuş da olamayacaksın” denildiğini aktaran Gür, şöyle devam etti: “Sürekli olarak beni öldüreceklerini söylemişler. Hatta kardeşime de ‘ablanın cenazesini dahi almayın’ diye akıl vermişler.”
‘BU İÇİ BOŞ TEHDİTLER BİZİ MÜCADELEMİZDEN VAZGEÇİREMEZ’
Gözaltındaki sosyalistlerin ailelerinin aranarak tehdit edilmesi, kardeşinin aranarak “Tülin’i öldüreceğiz, onu oradan döve döve getir” denilmesinin üzerine dün gece yaşanan katliam tehdidinin bir bütün olduğunun altını çizen Gür, diz çökmeyen ve boyun eğmeyen sosyalistler karşısında polisin ne kadar aciz olduğunun bir kanıtı olduğunu vurguladı. Gür, şu ifadeleri kullandı: “Haklı ve meşru bu mücadelemiz karşısında o kadar acizler ki artık bizi ailelerimiz ile korkutmaya, baskı altına almaya çalışıyorlar. Öyle bir korku ve çaresizlik içindeler ki bu yollara başvuruyorlar. Suruç’ta bir anneden evladını, bir çocuktan annesini, kardeşten kardeşini aldılar, yine yılmadık. Bu içi boş tehditler bizi mücadelemizden vazgeçiremez.”