Cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerine yönelik Anadolu sosyalistleri seçim öncesi ve sonrası hangi açıklamaları yaptı. Tarihe not düşülmesi adına Direnişteyiz.Org okuyucularına derledik.
Alınteri
Seçim öncesi: Açıklama Tam Metin
“Aynı safta hizalanmayacağız
Alınteri olarak biz bu siyasal aymazlığa ortak olmayacağız!..
Türkiye’nin 15 Mayıs sabahı yüz yüze geleceği ekonomik, sosyal, siyasal ve uluslar arası sorunların büyüklüğü ve derinliği göz önüne getirilecek olursa kendisine bağlanan umutları hayal kırıklığına uğratmakla kalmayıp ortaya çıkma olasılığı yüksek kaos ve karmaşayı ne kadar ve nasıl yöneteceği meçhul düzen içi bir restorasyon girişiminin siyasal sorumluları arasında yer almayacağız!.. Tayyip Erdoğan’da cisimleşen führerci tek adam diktatörlüğünün, AKP-MHP-Ergenekon faşist iktidar blokunun bir an önce yıkılması ve yaptıklarının hesabını vermesi için elimizden gelen çabayı elbette göstereceğiz ama Kılıçdaroğlu ile aynı safta, dahası onun arkasında hizalanmayacağız!..
Bizim için bu seçim süreci, kitlelerdeki politizasyonu devrimci yönde bir mobilizasyona dönüştürmek anlamına geliyor. Deprem ve krizin yıkımıyla ortaya çıkan devlet ve düzen sorgulamasını devrimci bir bilince sıçratmak için atmosferin sunduğu olanakları elimizden geldiği oranda kullanacağız.
…komünistlerin ve devrimcilerin işi bir führerin gitmesi yerine yeni bir ucubenin gelmesini sağlamak, parlamenter hayaller yaymak değil iflas etmiş bir sistem gerçekliğini döne döne vurgulayarak kitlelerin sezgisel kavrayışlarını devrim ve sosyalizm bilincine dönüştürmeye çalışmaktır.”
İlk tur sonrası: Açıklama Tam Metin
“Seçim sonuçlarına dair ilk notlar: Şimdilik kutuplaşma ve gericilik kazandı!
Fakat hem Cumhurbaşkanlığı seçiminde hem de Meclis seçimlerinde ortaya çıkan tablo, Millet İttifakı denilen burjuva muhalefet adına bir ‘yenilgi’yi ifade ediyor.
Fakat Millet İttifakı bu yenilgiyi öngörmediği gibi, Cumhur İttifakı da bu başarıyı beklemiyordu. Nitekim iktidar blokunun sandıklar kapanmaya başlar başlamaz aldığı tutum da bunun ifadesiydi. İtiraz dizisiyle sayımları bloke etme, önceki seçimlerde olduğu gibi Anadolu Ajansı üzerinden sonuçların manipülasyonu gibi tutumlarla süreci kilitlerken adeta zaman kazanmaya oynuyor, sokakları tutmaya çalışıyordu. Sonuçların kendilerini de şaşırtacak ölçüde lehlerinde olduğunu anlayınca da süreci akışına bıraktılar.
Millet İttifakı denilen ve tek ortak noktaları neoliberal saldırı politikaları olan burjuva muhalefetse,… kafasını, halk kesimlerinin mevcut sorunlarını çözmekten, ekonomik-sosyal temelli politikalardan uzak ve aslında burjuvaziye seslenen proje ya da vizyonların toplumsal bir karışığının olmadığı gerçeğine çarptı.
TİP’in uğursuz rolü, Yeşil Sol’un isabetsiz tercihleri
Beklenti ve hayallerin gerisinde kalma anlamında Yeşil Sol Parti ve TİP’i de “kaybedenler” arasında görmek lazım. Hele TİP… Yeşil Sol Parti’nin himayesi olmasaydı nal toplayanlar arasında olacaktı. Şimdi toplam 900 binin biraz üstünde oyla dört milletvekili çıkarmış görünüyor. Onun bu ‘faydacı’ siyasetinin Antalya, Muğla, İstanbul ve Ankara başta olmak üzere birçok yerde Yeşil Sol Parti’ye de milletvekili kaybettirdiğini görmek lazım.
Sağa kaydıkça…
Hükümette olan burjuva sağa karşı, burjuva muhalafetinden demokratik muhalefete kadar hemen her siyasetin seçim stratejisi kendi hattının sağı üzerinden gerçekleşti.
…
Tam da bu noktada örgütlü Kürt halkının bu gericilik karşısındaki en önemli barikat olmaya devam ettiğini eklemek gerekir. “Ege’nin yeni incisi Amed” soyutlamasının ironik karakteri bir yana Kemalistlerin Kürtlere güvensizlik çığırtkanlığı yapıp durduğu yerde bu halk, nasıl bir kolektif değerler sistemini temsil ettiğini bir kez daha göstermiştir.
…
Hem Cumhurbaşkanlığı hem de Meclis seçimlerinde ortaya çıkan tablo ilerici kamuoyunda ciddi bir moral bozukluğu ve motivasyon kaybı yaratacaktır. Bu ruh halinin ‘örgütlü’ güçleri de içine çekerek solda yeni bir sağ savrulma üretmesi ihtimali daha baskın olmakla birlikte bugüne kadar izlenen kimlik ve kültür siyasetlerinin ‘çıkmazını’ görerek daha militan arayışlara yönelinmesi -buna uygun bir zemin anlamında- yönü de gözümüzden kaçmamalıdır. Dolayısıyla bu ‘kutuplaşmayı’ çözmenin, bu karanlığı yarmanın yolu sevgi pıtırcığı görüntüsü çizmekten, popülist show siyaseti yürütmekten vb. değil sınıfa karşı sınıf netliğiyle hareket etmekten geçiyor.”
Seçim sonrası:Açıklama Tam Metin
“Yeniden doğma fırsatı
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turu AKP-MHP-Ergenekon faşist blokunun zaferiyle sonuçlandı. Gerçi Perşembe’nin gelişi Çarşamba’dan -14 Mayıs’tan- belliydi. Yalnız aradaki fark beklendiği kadar ezici olmadı.
…
Bu sonuç bir gerçeği daha gösterdi: Temel sütunlarını Cumhuriyet rejiminin kuruluş paradigmasını da oluşturan komünizm ve emek düşmanlığının, Kürt, Ermeni ve Rum düşmanlığının, Alevi Kızılbaş düşmanlığının oluşturduğu tarihsel gericilik birikimini ve günümüzde ona eklenen kadın ve LGBTİ düşmanlığını geriletip zayıflatmanın yolu ona tavizler vererek şirin görünmeye çalışmaktan geçmiyor. “Toplumu anlamak”, “değerlerine saygı göstererek onunla buluşmak” adına sergilenen bu oportünizm, karşı cepheyi çözmek şurada dursun fiilen onun kuyruğuna takılarak daha fazla sağcılaşmayı beraberinde getiriyor.
…
Gerçeğin gözüne cesaretle bakarak “Biz nerede yanıldık” sorusuna dürüstçe yanıt arayışına çıkmak yerine kendi dışında suçlu ve sorumlu arayışına çıkar. Halbuki herhangi bir yenilginin altında ezilmemenin başta gelen koşulu “Bir musibet bin nasihatten evladır” düsturunu rehber alarak soğukkanlı bir muhasebeye yönelmektir.
…
Zaten 14 ve 28 Mayıs sonuçları bu tür kendiliğindenci beklentilerin yanlışlığını ve uyuşturucu etkisini gösterdi. İç ve dış politikadaki tıkanmaların, krizdeki derinleşmenin iktidarı zayıflatıp muhalefete yarayacağı şeklindeki kendiliğindenci rehavet teorilerinin iflasını sergiledi. Sadece burjuva düzen partilerinin taraftarları üzerinde değil Türkiye sol hareketinin önemli bir kesimi üzerinde de etkili olan bu tek yanlı kriz okumalarının teoriden olduğu gibi tarihten de hiç ders almadığı bir kez daha görüldü.
…
Bu seçim sürecinden ve ortaya çıkan tablodan bir ders alınacaksa, en başta işte bu ders çıkarılmalı. Sınıftan ve emekçi yığınlardan bu denli kopuk olmamızın, toplumun nabız atışlarını ve eğilimlerini görüp okumaktan bu denli uzak oluşumuzun nedenleri üzerinde durulmalı. Sınıfsal ayrım ve çelişkileri bu denli ihmal etmiş olmamızın, emek-sermaye çelişkisini bu denli boşlayarak kendimizi salt kimlik ve kültür politikaları, insan hakları savunuculuğu ve demokratik hak talepkârlığıyla sınırlamanın yetersizliği ve sınırları görülmeli. Kürt sorunu başta olmak üzere sistem tarafından dışlanıp hedef haline getirilen bütün etnik ve dinsel kimliklerle cinsel tercihlere Müslüman-Hanefi-Türk kimliğiyle tam hak eşitliği sağlanması konusunda cepheden net ve ikirciksiz bir duruş sahibi olunmalı. Doğanın yıkımı ve iklim krizi yanında bütün canlıların yaşam haklarının savunuculuğunda aynı tereddütsüz militan duruş gösterilmeli. Ufku sistemin şu ya da bu yönlerinin revizyonuyla sınırlı ‘düzeltilmiş kapitalizm’ hayallerinden kesin bir kopuş sağlanmalı; işçi sınıfı başta olmak üzere bütün toplumsal kesimlerin, sistem karşıtı bütün dinamiklerin emeğin kurtuluşu tarihsel amacı temelinde örgütlenip omuz omuza mücadele etmelerini mümkün kılacak sistematik, sabırlı ve inatçı bir seferberliğe girişilmeli.”
Devrimci Hareket
Seçim öncesi: Açıklama Tam Metin
“14 Mayıs seçimleri; tercih ve sorumluluklar
Emek Partisi (Emek ve Özgürlük İttifakı Bileşeni)
Seçim öncesi: Açıklama Tam Metin
“Geleceğimizi ve ülkemizi yeniden kuracağız!
“14 Mayıs parlamento seçimlerinde halkımızı ‘Cumhur İttifakı’ ve ‘Millet İttifakı’ temelinde iki kutba sıkıştırarak bunlardan birine mahkûm hale getirmeyi amaçlayan düzen politikasını destekleyemeyiz. Bu iki seçeneğe karşı oluşturulan Emek ve Özgürlük İttifakı’nın gelişmesi ve Meclis’te daha güçlü bir biçimde temsil edilmesi, işçilerin ve emekçilerin yürüttüğü mücadelenin daha güçlü bir dayanağa sahip olması için, Emek Partisi’nin sosyalist adaylarının da listelerinde yer aldığı Yeşil Sol Parti’yi destekliyoruz”
İlk tur sonrası: Açıklama Tam Metin
“Tek adam rejimini birleşik halk mücadelesi yıkacak
…
Tek adam rejiminin ilk turda geriletilememesinin çeşitli nedenleri hiç kuşkusuz tartışılacaktır. Asıl altı çizilmesi gereken başlıca sebep emekçileri ve ezilenleri doğrudan doğruya kendi sorunları etrafında örgütleyen birleşik bir mücadelenin ülke düzeyinde oluşturulamamış olmasıdır. İşçi sınıfı ve emekçilerin bu örgütsel zayıflığından doğan boşluk gerici hassasiyetleri kışkırtan partiler tarafından dolduruldu. Bu durum yoksul, işsiz, güvencesiz ve örgütsüz kitlelerin gerici önyargılarının harekete geçirilebileceğine ilişkin eski deneyimleri bir kez daha tekrarlamıştır. AKP’nin eski ve yeni müttefiklerinin oylarındaki kısmi yükselmeyi de bu durum açıklar.
Şimdi önümüzde yeni bir mücadele süreci açılıyor. Değişim eğilimini şu veya bu şekilde ifade eden halkımızın, oylarıyla önümüze serdiği sonuç bu eğilimin tek adam rejimini yıkabilecek bir güce dönüştürülmesidir. Bu sorumluluk emek ve demokrasi güçlerinindir.
Partimiz de bu seçimde zayıflatılan tek adam rejimini ikinci turda yıkmak için tüm emekçileri seferber olmaya çağırmaktadır.”
Seçim sonrası: Açıklama Tam Metin
“Hiçbir Şey Bitmedi, İş Ekmek ve Özgürlük Mücadelesini Büyüteceğiz
Tek adam düzeninin değişmesinin yolu tek başına sandıktan değil, grevlerden, emekçi mahallelerinden, kampüslerden, kadın eylemlerinden, hak savunularından vb. mücadelelerden geçmektedir. Tek adam düzenini geriletmek ve yenmek, sömürülen ve ezilen halk kitlelerinin birleşik gücüyle mümkündür.
Seçimin gösterdiği bir başka sonuç; halkı yıllardır sandığı beklemeye teşvik eden ana muhalefetin bildik yönteminin geçersizliğinin ortaya çıkmasıdır. Mücadele deyince vurdulu kırdılı, kaçmalı, kovalamacalı muharebe görüntülerini anlayan, zihinde bu görüntülerin uyanmasını teşvik eden söylem ve propaganda sayesinde, emekçilerin gerçek hak ve sınıf mücadelesi de aynı kefeye girmiştir.
Seçim sonuçları bir son değildir. Gerici, faşist bir rejim inşasına kesintisiz devam eden iktidarın politikalarına karşı mücadelede kesintisiz bir şekilde sürecektir.”