Adli kontrol, tutuklamadan farklı olarak “hürriyeti kısıtlayıcı olmayan” bir koruma tedbiri olarak geçer kitap ve kanunlarda. İlginçtir aynı kitap ve kanunlar, örneğin kişinin bir yerden bir yere gidebilmesini de “hürriyet” olarak tanımlar. Yani bu durumda, yurt dışına çıkabilmeniz bir hürriyettir ama tarafınıza verilmiş bir yurt dışına çıkış yasağı tedbiri hürriyeti bağlayıcı nitelikte değildir.
Hepimiz çokça duyduğu; haber sitelerini, gazeteleri ve televizyonları çokça meşgul eden bir kavram dolaşıyor bugünlerde: Adli kontrol… Bilmem sizlerin de dikkatini çekti mi! Sol siyasete biraz bulaşmış kimselere bu kavram eminim yabancı gelmeyecektir ama özellikle Afrin savaşının başlamasından bu yana artarak devam eden gözaltı furyası bu kavramı hızla tabana yaymaya devam ediyor.
TSK ve ÖSO işbirliğiyle başlatılan operasyonlardan bu yana, geçtiğimiz iki hafta içerisinde, sadece “savaşa hayır” ya da “barış istiyoruz” dediği için İçişleri Bakanlığı’nın resmi rakamlarına göre 700’e yakın kişi gözaltına alınmış oldu. En çok da TTB Merkez Konseyi üyesi hekimlerin gözaltına alınmasıyla gündeme gelen bu süreç, bir süre daha devam edecek gibi görünüyor.
Tüm bu gözaltına alma işlemlerinin ve günlerce süren gözaltı süreçlerinin en çok dikkatimi çeken taraflarından birisi, gözaltına alınanların büyük bölümünün adli kontrol tedbiri ile birlikte “serbest” bırakılıyor olmaları. Bırakılmayanlar zaten tutuklanmış oluyorlar.
Bilenler bilir, adli kontrol, Ceza Muhakemesi Kanunu’nda (madde 109 ve devamı) düzenlenmiş bir “koruma tedbiridir”. Uygulanan kişiyi gibi görünse de, esasında devleti koruma tedbiri… Örnek olsun: Yurt dışına çıkamamak, belirtilen süreler içinde bir karakola düzenli olarak gidip imza atmak birer adli kontrol tedbiridir.
Ve bu tedbirlerin uygulanması, yine aynı kanunca, tutuklama sebeplerinin varlığı koşuluna bağlanmıştır. Yani kişiyi tutuklayabilecek yeterlikte somut delil ve tutuklama nedeni varsa, mahkeme ya da hâkim tarafından tutuklama yerine adli kontrol kararı verilebilir. (Tutuklamanın yasak olduğu bazı durumlarda da adli kontrol kararı verilebilir ama haklarını yemeyelim şimdi, tutuklamanın yasak sayılacağı suçlarla uğraşmaz bizim kamu görevlilerimiz. En azından tutuklatabilecekleri bir suçlamayla gelir alırlar sizi evinizden.)
…
Adli kontrol, tutuklamadan farklı olarak “hürriyeti kısıtlayıcı olmayan” bir koruma tedbiri olarak geçer kitap ve kanunlarda. İlginçtir aynı kitap ve kanunlar, örneğin kişinin bir yerden bir yere gidebilmesini de “hürriyet” olarak tanımlar. Yani bu durumda, yurt dışına çıkabilmeniz bir hürriyettir ama tarafınıza verilmiş bir yurt dışına çıkış yasağı tedbiri hürriyeti bağlayıcı nitelikte değildir. Ağam bizimle eğleniyi! Çelişki, pek yaman çelişki… Hürriyet “bir hazin hürriyet”…
Verilen onlarca adli kontrol tedbiri kararından anlaşıldığı kadarıyla, devlet, savaş istemeyenleri ya da barış isteyenleri, gözünün önünde tutmak istiyor. Kapalı bir hapishaneye kapatması kendisine belki daha fazla pahalıya (kelimenin gerçek anlamında pahalı) patlayacağından olsa gerek çok daha büyük ve yarı açık bir hapishaneye kapatıyor. Kişilerin -birçoğu yasada yani kâğıt üzerinde kalan- hürriyetlerini, hukuksal bir illüzyonla kısıtlıyor. Ama söz konusu kişileri tutuklamadığı için haliyle kısıtlamamış gibi görünüyor. Ne numara ama!
Tabii ülkesini “teröristlerden” temizlemeye ant içmiş bir devletin, “terörist” saydıklarının ülkeden (yurt dışı çıkış yasağı) ya da bulundukları şehirlerden (haftanın ya da ayın belli günlerinde karakola gidip imza atmak da pek revaçta bir adli kontrol tedbiri zira) ayrılmalarını istemiyor oluşu da hayli tuhaf gibi geliyor düşününce. Ama şu göz önünde tutmak, işaretlemek, mimlemek, bellemek vs. gayelerini bir kez daha hatırlatmakta fayda var.
Bir şey var ki; ülkenin “terörist” kat sayısının giderek yükseliyor olması ve “terör” cephesinin giderek genişliyor olması karşısında, ne tutuklama ne de adli kontrolle göz önünde tutma tedbirlerinin fayda etmeyeceği ortada. Bu halde her bir muhtarı hapishane müdürü, her bir apartman yöneticisini denetimli serbestlik memuru (1) yapmak gerekebilir. Niyetin bu olmadığından emin değilim elbette ama yakında dananın kuyruğunun kopacağından neredeyse eminim.
(1) Adli kontrol tedbirlerine ilişkin iş ve işlemleri yürüten kişi.
Avukat
Gazete Duvar’da yayımlanmıştır…