Hakkında hazırlanan iddianameye tepki gösteren Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri, kayyım ve cinsiyetçi rektör istemediklerini belirterek, suçlamaları kabul etmediklerini söyledi.
AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından Boğaziçi Üniversitesi’ne atanan kayyım rektör Melih Bulu’ya yönelik protestolarda 1 Şubat’ta gözaltına alınan 108 öğrenciden 97’si hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 75 sayfalık iddianame hazırlandı. Öğrenciler pandemi kurallarına uymadığı gerekçesiyle suçlanıyor. MA’dan Hakan Yalçın’a konuşan, Boğaziçi öğrencilerine destek vermek için Ankara’da yürüyüş ve protestolar düzenleyen, birçok defa gözaltına alınan üniversite öğrencileri iddianameye tepki gösterdi.
‘Kayyıma dur demek lazım’
Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Fizik Bölümü 2’nci sınıf öğrencisi Yaprak Defin Türgan, iktidarın kayyımcı anlayışı Kürt illerinden başlatarak bütün ülkeye yaydığını belirterek, “Belediyelere atanan kayyumlara başlayan bir süreç ardından iktidar yavaş, yavaş kayyımları ülkeye yayıyor. Toplumda herkesin kayyımlara karşı dur demesi lazım” dedi.
‘Mücadeleyi büyüteceğiz’
Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerine yönelik hazırlanan iddianamenin amacının iktidarın üniversiteleri denetim altına almak istemesi olduğunu ifade eden Türgan, “Pandemi bahane edilerek iddianame hazırladı. İronik bir durum, AKP kongrelerine binlerce insan katıldı. Bu kongrelerde salgın nedeniyle sorun çıkmazken öğrencilere salgın kısıtlamaları bahane edilerek ceza verilmek isteniyor. Bu iddianame yargının ne kadar siyasallaştığının da bir göstergesidir. Öğrencilerin mücadelesine sindirmeye yönelik hazırlanan bir iddianamedir” diye belirtti
Türgan, kayyım rektörlere karşı mücadeleyi büyüteceklerini söyledi.
Hukuka aykırı
Ankara Üniversitesi (AÜ) Hukuk Fakültesi 2’nci sınıf öğrencisi Nisa Çıra da, “Üniversite öğrencilerin en temel hakları olan demokratik özerk üniversite için mücadele ediyoruz. Öğrenciler olarak kayyım, cinsiyetçi rektör istemiyoruz. Üniversitelerde kayyım rektör istemiyoruz demek öğrencilerin en temel hakkıdır. Bu iddianameler asılsızdır. Kabul edilemez niteliktedir” diye konuştu.
İddianame hazırlanmasının temelinde iktidarın korkusunun yattığını söyleyen Çıra, “İktidar karşısında siyaset yürüten öğrencilerin, iktidarlarını yok edecek gücün olduklarını farkındalar. Bir hukuk fakültesi öğrencisi olarak hazırlanan iddianame hukuk ilkelerine aykırı durumundadır. Ülkeye hukuk devleti demek çok zor çünkü kendi savcılarını atıyorlar. Kendi yargı sistemini göre hareket ediyorlar. Öğrenciler olarak kayyımlara karşı sonunda kadar mücadele edeceğiz” dedi.
‘Sahipleniyoruz’
ODTÜ Şehir ve Bölge Planlama Bölümü 4’üncü sınıf öğrencisi Aşkın Kızılaslan ise, gençlerin mücadelesinin Türkiye için umut olduğunu ifade etti. Gençlerin birçok insana cesaret verdiğini ifade eden Kızılaslan, “İktidar saltanatı devrilecek diye bu tür hareketlerden korkuyor. AKP iktidarı Boğaziçi Üniversitesi’nde başlayan gençlik hareketinden çok korkuyor. Bu yüzdendir ki en küçük bir demokratik eylem etkinliği saldırmaya çalışıyorlar” diye konuştu.
İktidarın iddianameleri mücadeleden caydırıcı bir araç olarak kullandığını ifade eden Kızılaslan, “Öğrenci tutuklamaları da bu yüzdendir. Ama biz korkmuyoruz, arkadaşlarımızı sahipleniyoruz. Tutuklanan ve gözaltına alınan arkadaşlarımızın üzerindeki haksız uygulamaları karşı çıktığımızı, onların yanında olduğumuzu çeşitli biçimde göstermemiz gerekiyor” ifadelerini kullandı.