İstanbul, Mersin ve İzmir’de 9. Küresel İklim Grevi için gençler eylemdeydi. “Kar değil insanlar” temasıyla gerçekleşen eylemlerde, doğa ve yaşam için mücadelenin süreceği vurgulandı.
9. Küresel İklim Grevi bu yıl “kar değil insanlar” temasıyla gerçekleşti. Gençler seçtikleri bu sloganla sömürgecilik, hafriyatçılık ve kapitalizm yoluyla yüzyıllarca süren istismar ve baskının sonucu yaşanan yıkıcı iklim senaryosunun, esasen kusurlu olup acilen değiştirilmesi gereken bir sosyoekonomik model olduğuna dikkat çekti.
İstanbul, Mersin ve İzmir’de bir araya gelen gençler tüm canlıların ve ekosistemelerin yaşam alanını savunup bilimin ışığında mücadele edeceklerini kaydetti. Artık doğanın daha fazla yok edilişini ,yaşam hakkının ihlal edilişini, geleceğin ellerinden alınışını görmek istemediklerini söyleyen gençler, “İklimin değil sistemin değişmesi gerektiğinin altını çiziyoruz” diye vurguladı.
İSTANBUL
İklim Öncüleri, İklim İçin Gençlik, İklim İçin Türkiye Gençlik grupları Beşiktaş’taki Barbaros Meydanı’nda 9. Kürsel İklim Grevi’ne ilişkin açıklama yaptı. “Gezegeni değil eşitsizliği yok et”, “Kahrolsun kapitalizm”, “İklim için ses ver”, “Dönüşüm olur, dönüşü olmaz”, “İklim adaleti istiyoruz”, “Geçmişten miras değil gelecekten emanet”, “Hangi yeşili seçeceksin”, “Yeşili sevmek” sloganlarının öne çıktığı dövizler taşındı.
Eylemde, “Paris İklim Anlaşması’nın maddelerinin yerine getirilmesini ve İklim Acil Durumu ilan edilmesini, 2030’a kadar net sıfır karbon emisyonunun sağlanması için adımlar atılmasını, kömürden çıkılmasını istiyoruz; kapsamlı bir İklim yasasın düzenlenip yürürlüğe konmasını, iklim krizinin beraberinde getirdiği hak ihlallerine karşı harekete geçilmesini, fırsat eşitliğinin iklim adaleti ve sosyal adalet çerçevesinde sağlanmasını ve tüm bunların gerçekleşmesi için gençler olarak karar alma süreçlerinin her aşamasında etkin, eşit söz ve hak sahibi olarak yer almayı istiyoruz” talepleri sıralandı.
Açıklamada, “Hepimiz aynı fırtınadayız, fakat bir eyleme gecilmemesinden anlayabiliyoruz ki, karar vericiler bizimle aynı gemide değiller. Karar vericilerden bize söz vermelerini ve bunu eyleme geçirmelerini bekliyoruz” ifadeleri kullanıldı.
MERSİN
Mersin’de Doğanın Çocukları, Küresel İklim Grevi dolayısıyla Özgecan Aslan Barış Meydanı’nda açıklama gerçekleştirdi. Açıklamayı okuyan Fatih Ekinci, iklim krizinin, biyoçeşitliliği ve yaşamı tehlikeye atığını söyledi. Yaşanan iklim krizinin; iklim mültecilerinin ortaya çıkmasına, kriz altında kalan ülkelerde üretim araçlarının azlığı sebebiyle iş gücünün değersizleşmesine ve potansiyel savaşlara yol açtığına dikkat çeken Ekinci, “Bu krizin getirdiği ağır sonuçlar yüzünden insanlar yaşadıkları yerden göç etmek zorunda kalmaya başladı. Gün geçtikçe derinleşen iklim krizi ile birlikte yeni normalimiz haline gelen aşırı hava olayları ve afetler, sadece çevreyi değil ekonomiyi, sosyal yaşamı, kültürü ve siyaseti de etkiliyor. Bu da bize gösteriyor ki iklim krizi sadece bir çevre meselesi değildir. İklim kriziyle birlikte hali hazırda sistemde var olan eşitsizlikler ve adaletsizlikler de derinleşiyor. İklim adaletsizliğiyle birlikte sosyal adaletsizlik de ortaya çıkıyor. Bu yüzden de bizler sömürü karşıtı, türcü olmayan eşitlikçi bir perspektiften tüm canlılar için hak savunuculuğu yaparak, iklim adaleti sosyal adalettir diyoruz” ifadelerini kullandı.
Mevcut süreçte şirketler tarafından özellikle de zeytinlik alanlarının ranta açılmasıyla birlikte doğa talanı ve sömürüsünün arttığını belirten Ekinci, “Bize yaşam veren Kazdağları’nda, Aydos’ta, Talan İstanbul projesiyle denizlerde aktif, pasif, arama ruhsatlı, işletme ruhsatlı olmak üzere birçok şirket ve tefeci sermayedar ekolojik yıkım gerçekleştiriyor. Bu şirketlere izin verilmesi demek geleceğimizin satılması demektir” diye belirtti.
Türkiye’de onlarca ormanlık alanın imara açılmak istendiğini söyleyen Ekinci, şöyle devam etti: “Bu alanların yerine villalar, alışveriş merkezleri, eğlenceye yönelik birimler ve daha onlarcası yapılarak zenginlerin ve ‘ayrıcalıklıların’ ihtiyaçları karşılanmak isteniyor. Bizlerden hangi sebeplerle bu talanlara ve doğa katliamlarına karşı susmamız ve yapılanlara göz yummamız bekleniyor? Susmuyoruz, göz yummuyoruz! Bugün dünyanın her yerinde doğa dostları sokakta her yerde. 10. sokağa çıkış kararlılığını sürdürme iradesi bizlerde ve devam edecek. Tekrar söylüyoruz, tüm bu olanlar için bizler hükümetlerden ve karar alıcılardan boş vaatler istemiyoruz. Doğa talanı bitene kadar bu projelere karşı durmaya, doğa ve yaşam için mücadele etmeye devam edeceğiz. Bu sistemi ekolojik kolektif bir bilinçle mücadele ederek yıkacağız.”
İZMİR
İklim Adaleti İzmir, Küresel İklim Grevi’ne ilişkin Alsancak Garı karşısından Kıbrıs Şehitleri Caddesi boyunca yürüyerek Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. “Parayı değil yaşamı seç” yazılı ortak pankartı ve “Doğa sermayeye kalmaz bu su hiç durmayacak” yazılı Ege Çevre Platformu (EGEÇEP) Gençlik Meclisi pankartının taşındı.
Yürüyüş esnasında Serüven Kültür Perküsyon Ekibi Kaz Dağları eylemi sırasında yazılan bir ezgiden yola çıkarak hazırladığı performansı canlandırdı. Basın metnini eylemciler adına Yağmur Önel, Gizem Tarhan Kasapoğlu ve Seval Ekşici okudu.
İklim krizinin etkilerinin Türkiye’de de sellerin, yangınların artması şeklinde görüldüğünün kaydedildiği açıklamada, “İklim kriziyle mücadelede çok önemli olan denizler, yaşamın değil denize atık bırakanların gözetilmesi sonucunda müsilaja maruz kalıyor. İklim krizinin etkilerinden herkes eşit ölçüde etkilenmiyor. Bu kriz var olan adaletsizlikleri derinleştiriyor, yeni adaletsizliklerin oluşmasına neden oluyor. Doğrudan iklim krizi nedeniyle ya da bazı insanların kurduğu sürdürülebilir olmayan sistemler nedeniyle oluşan, iklim kriziyle de şiddeti artan afetler ekonomiyi, sosyal yaşamı, kültürü ve siyaseti de etkiliyor. Hepimizin bizzat yaşadığı, içinde olduğumuz bu krizi artık görmezden gelmeyin, harekete geçin” denildi.
Eylem, “Havama suyuma toprağıma dokunma”, “İklimi değil sistemi değiştir”, “Parayı değil yaşamı seç” ve “Filizlenen tohumlar betonları yıkacak” sloganlarıyla sona erdi.