20.3 C
İstanbul
12 Ekim Cumartesi, 2024
spot_img

33 Düş Yolcusu Anadolu ve Kürdistan’daki kentlerde anıldı

Düş yolcuları, (Suruç) Pirsûs Katliamı’nın 9’uncu yıldönümünde mezarları başında anıldı.

Riha’nın Pirsûs (Suruç) ilçesinde 20 Temmuz 2015 tarihinde IŞİD tarafından gerçekleştirilen bombalı saldırıda katledilen 33 Düş Yolcusu, birçok kentte mezarları başında anıldı.

Amara Kültür Merkezi

33 düş yolcusu şehit düştükleri Amara Kültür Merkezinde anıldı. Suruç şehitlerini katlederek düşlerinin yarım bırakılmak istendiği vurgulanan anmada, “Suruç şehitlerine sözümüzdür; Kobanê düşmedi, düşmeyecek, düşmesine izin vermeyeceğiz! Savunmaya, korumaya, düşlerinizi yaşatmaya devam edeceğiz” vurgusu yapıldı.

Suruç katliamının 9. yılında şehit düşen 33 düş yolcusu ölümsüzleştiği Urfa’nın Suruç ilçesindeki Amara Kültür Merkezinin bahçesinde anıldı. Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Suruç ilçe örgütü önünden Amara Kültür Merkezine yürüyen kitle polis tarafından defalarca engellenmek istendi. Ancak engeli yok sayanlar, ellerinde Suruç şehitlerinin fotoğraflarıyla Amara Kültür Merkezine yürüdü.

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Urfa Milletvekilleri Dilan Kunt Ayan, Ferit Şenyaşar, Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF) Eşbaşkanı Berfin Polat, Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Eş Genel Başkan Yardımcısı Beycan Taşkıran, Urfa Emek ve Demokrasi Platformu bileşenleri, Suruç Aileleri İnisiyatifi ile DEM Parti ilçe belediye eşbaşkanları katıldı.

Patlamanın gerçekleştiği noktaya Suruç şehitlerinin fotoğrafları ve SGDF bayrağı yerleştirilen anmada, “Hiçbir düş yarım kalmayacak” pankartı açıldı. 33 düş yolcusu şahsında devrim ve sosyalizm mücadelesinde ölümsüzleşenler anısına saygı duruşu yapıldı. Suruç şehitlerinin isimlerinin tek tek sayıldığı anmada zılgıtlar yükseldi.

Sık sık, “Suruç şehitleri ölümsüzdür” sloganı atıldı.

Polat: Yoldaşlarımız Kobanê’yi kazandı, yeniden inşa etmek bize düşüyor

ilk olarak SGDF Eşbaşkanı Berfin Polat söz aldı. 9 yıl önce Suruç şehitlerinin, “O devrim bizim, biz savunduk, biz kazandık yeniden inşa etmeliyiz” diyerek yola çıktığını ve tam da bulundukları noktada kanlarının birbirine karıştığını söyleyen Polat, “Yanı başımızda barbar IŞİD çetelerine karşı can feda savunulmuş, kazanılmış bir devrim vardı. Yoldaşlarımız gezi barikatlarından, Kobanê siperlerine uzanan yolu yürüdü. Kobanê’yi kanlarıyla suladılar, kazandılar. Bizlere de, sosyalist gençliğe de o devrimi savunduğumuz gibi inşa etme görevi düşüyordu” dedi.

“Bu düş yarım kalmadı”

“Tam da devrim topraklarının karşısında, barbar IŞİD çetelerinin destekçisi, onları yetiştiren; bizlerin, halkların başına getiren AKP’nin gerçekleştirdiği katliamla katledildik” diyen Polat, 33 düş yolcusunun Amara’nın bahçesinde katledildiğini söyledi. Ancak 9 yıldır 33’lerin düşlerinin yaşadığını vurgulayan Polat, şöyle devam etti: “O düşler neydi? Yanı başımızdaki devrimle buluşmak, o devrimde halklarla buluşmak, o devrimi tüm topraklara yaymak, tüm topraklardaki halklarla, emekçilerle, kadınlarla buluşturmak. Çünkü Rojava kadın devriminde kendi özgürlüğümüzü görüyorduk. Kadınların, gençlerin, emekçilerin ve tüm ezilenlerin, halkların umudu oldu. Bizler bu umuda dokunmak büyütmek için yola çıktık. Gezi’nin çocuklarıyla Kobanê’nin çocuklarını buluşturmak, Türkiye ve Kürdistan halklarının ortak mücadelesini birleştirmek, devrimi büyütmek istedik. Bu mücadele bir katliamla engellenmek istendi. Bu düş yarım bırakılmak istendi. Bizler her yıl olduğu gibi bu yıl da Amara’dayız; 33’lerin fotoğraflarıyla, adlarıyla buradayız.”

“Sözümüzdür; Kobanê düşmeyecek”

9 yıl önce Amara’nın etrafında tek bir polisin olmadığını hatırlatan Polat, yürüyüşlerinin engellenmek istendiğini söyledi. Polat, “9 yıl önce o katliamı gerçekleştirenler, elini kolunu sallayarak buraya, aramıza girdi. O katliamı gerçekleştirdi. Bu polislerin, devletin hiçbiri o katliamı engellemedi, önüne geçmedi. Çünkü çok açık, bu katliamı yalnızca IŞİD gerçekleştirmedi. Bu katliam IŞİD ve devlet ortaklığında gerçekleşti. Kürt halkının, özgürlüğünün kurtuluşu için mücadele edenleri, devrimcilerin, sosyalistlerin mücadelesini engellemek için gerçekleşti. Ancak sosyalist gençlik olarak SGDF olarak dün Kobanê’yi nasıl savunduysak, nasıl beraber inşa etmek için yola çıktıysak bugün Suruç şehitlerine sözümüzdür; Kobanê düşmedi, düşmeyecek, düşmesine izin vermeyeceğiz! Savunmaya, korumaya, düşlerinizi yaşatmaya devam edeceğiz” sözünü yineledi.

Taşkıran: Devrime dokunmak için yola çıktılar

ESP Eş Genel Başkan Yardımcısı Beycan Taşkıran da Kürdistan ve Türkiye’nin dört bir noktasından Kobanê’ye gitmek için yüzlerce kişinin yola çıktığını söyledi. Yüzlerin devrimin bir parçası olmak istediğini, devrimi Türkiye halklarına anlatmak için yola çıktığını kaydeden Taşkıran, “Evet başlarına bir şey gelebileceğini düşündüler. Gençler anne babalarına söylemeden yola çıktı, her şeyi göze aldı. Bir parkayla, çantalarında oyuncak ve kitap, boya kalemiyle, bir devrimin düşüyle yola çıktılar. İşte o düşü burada (Amara bahçesinde) boğmak istediler” dedi.

“Düşleriniz yarım kalmayacak”

33’lerin şehit düşerken dahi zafer işareti yaptığını kaydeden Taşkıran, “Kobanê serhıldanımızı toprağa gömmek, milyonları korkutmak istediler. Gezi’nin çocuklarıyla Kobanê’nin çocuklarının buluşmasını, yoldaşlaşmasını engellemek istediler. Engelleyemediler! 9 yıl bize bunu gösterdi. Halklarımızın birleşik adalet mücadelesi, eşitlik mücadelesi bitmedi. Ayakta, direnmeye devam ediyor. Kobanê kumpas davasında yoldaşlarımız yargılıyor, sokakta gençlik ve halkımız direniyor. Her yerde direniş sürüyor. Asıl yenilecek bu faşist rejimdir. Onurlu bir gelecek kuracağız, buraya kanları akan yoldaşlarımıza söyledik, düşleriniz yarım kalmayacak. Özgürlük ve sosyalizm için direnenlere de şehit düşenlere de söylüyoruz; düşleriniz yarım kalmayacak bunu biz gerçekleştireceğiz” ifadelerini kullandı.

“Selam olsun Rojava Kadın Devrimine”

Taşkıran, Rojava kadın devrimini de şu sözlerle selamladı: “12. yılında Rojava kadın devrimimizi, Rojava halkları ve özgürlük devrimini buradan yeniden selamlıyoruz. Rojava devrimi biziz, bıji berxwadana Rojava.”

Tutal: Suruç aydınlatılsaydı Ankara yaşanmayacaktı

Son olarak Urfa Emek ve Demokrasi Platformu adına İsmail Tutal, söz aldı. Suruç şehitlerini anan Tutal, Suruç’ta derinlikli bir soruşturma yürütülmüş olsaydı sonrasındaki katliamların gerçekleşmeyeceğini kaydetti. Tutal, “Bu katliamların birbiriyle çok ilintili olduğunu görüyoruz. Devasa bir güvenlik boşluğunu da görüyoruz” dedi. Bu nedenle derinlikli bir soruşturma yürütülmesini istedi.

Wan (Van)

Katliamda yaşamını yitiren Yunus Emre Şen, Wan’ın Rêya Armûşê (İpekyolu) ilçesinde bulunan Karşıyaka Mezarlığı’ndaki mezarı başında anıldı. Saygı duruşunun ardından anmada konuşan Medeniyetler Beşiğinde Yakınlarını Kaybedenlerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (MEBYA-DER) Eşbaşkanı Yusuf Dündar, “Kürt halkı yıllardır bu faşizan düzene karşı mücadele ediyor ve etmeye de devam edecektir. Yaşamını yitiren 33 arkadaşımız Kobâne’de olan savaşa karşı yola koyuldular ancak düşmanlarımız bu arkadaşlarımızdan korktular. Onların yolunda ilerleyeceğimize söz veriyoruz” diye belirtti.

Wan Emek ve Demokrasi Platformu öncülüğünde de Sanat Sokağı’nda açıklama gerçekleştirildi. Açıklamayı yapan Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Wan Şubesi Başkanı Murat Atabay, cezasızlık politikasına son verilmediği müddetçe benzeri katliamların bu coğrafyanın “kaderi” olacağını söyledi. Atabay, “Bir kez daha yetkililere sesleniyoruz; geçmişle yüzleşme ve etkin bir araştırma sonucu faillerin bulunması, cezalandırılması toplumsal adalet anlayışını yeniden tesis edecektir. Katliamın aydınlatılması, kanayan yaralarımızın kabuk bağlamasının ve iyileşmesinin tek yoludur. Sorumlularının cezalandırılması ve katliamın aydınlatılması için ilk günden sürdürdüğümüz mücadelemizi sonuna kadar devam ettireceğimizi bir kez daha ifade ediyoruz” dedi.

Açıklamanın ardından “Şehît namırin” sloganıyla sona erdi.

Mûş (Muş)

Pirsûs’taki saldırıda katledilen Deniz Erol, Medali Barutçu ve Serhat Devrim de, Mûş’un Taşo Mezarlığı’ndaki mezarları maşında anıldı. Anmaya, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Grup Başkanvekili Sezai Temelli ve aileler katıldı. Saygı duruşunun ardından konuşan Temelli, şunları belirtti: “Kobanê’de kazanılan o büyük zaferin ardından oradaki acılara son vermek, çocuklara oyuncak götürmek için yola çıkmışlardı. Çantalarında oyuncak, ilaç vardı. Fakat Suruç’ta katledildiler. İçimizdeki acının dinmesi mümkün değil. Bu katliamdan sonra kimse bir şey olmamış gibi arkasını dönüp gidemez. Bu İŞİD canavarının canlı bomba olduğunu devlet iki yıldır biliyordu. Diğer canavarlar gibi geldi ve insanları katletti. Arkasındaki tüm ilişkiler aydınlanana, bu suça ortak olmuş herkes yargılanana ve devlet tüm ihmalleriyle hesap verene kadar takipçisi olacağız.”

Konuşmanın ardından mezarlara karanfiller ve oyuncak bırakıldı.

Colemêrg (Hakkâri)

Yaşamını yitiren 33 Düş Yolcusu’ndan Süleyman Aksu, Colemêrg’in Gever ilçesine bağlı Orman Mahallesi’nde bulunan mezarlıkta anıldı. Anmaya, DEM Parti Eş Genel Başkan Yardımcısı Vezir Coşkun Parlak, Colemêrg Milletvekili Onur Düşünmez, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB), İnşaat Mühendisleri Odası (İMO), İnsan Hakları Derneği (İHD), Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), DEM Parti, DBP yöneticileri, Barış Anneleri ile çok sayıda kişi katıldı.

Anmada konuşan DEM Parti Eş Genel Başkan Yardımcısı Vezir Coşkun Parlak, 33 Düş Yolcusu’nun “Rojava Devrimi’nin şehitleri” olduğunu belirterek, “AKP, iktidarı Kürt ve Rojava’da yaşayan halkların tüm varlığını yok etmek istedi ama başaramadı. Değil 10 yıl 40 yıl da geçse bu katliamın hesabını soracağız. Hesabını sadece biz değil Türkiye’deki tüm ezilen halklarla soracağız. Bu kirli politikaları yürütenler asla amaçlarına ulaşamayacaklar. Süleyman Aksu ve yoldaşlarını unutmayacağız” dedi.

Daha sonra konuşan anne Kudret Aksu ise, dayanışma gösteren herkese teşekkür ederek, oğlunun Kobanêli çocuklara umut olmaya gittiğini ve bu uğurda yaşamını yitirdiğini söyledi. Gerçek katiller bulunana dek mücadelesini süreceğini belirten anne Aksu, “Pirsûs için adalet herkes için adalet” diye belirtti. Kurum temsilcilerinin de yaptığı açıklamaların ardından Aksu’nun mezarına karanfil ve oyuncak bırakıldı.

Aksu ailesi, daha sonra mezarlığa bırakılan oyuncakları çocuklara dağıttı.

Mêrdîn (Mardin)

Mêrdîn’de de yaşamını yitiren Murat Yurtgül ile Emrullah Akhamur mezarları başında anıldı. Mêrdîn’in Qoser (Kızıltepe) ilçesinde bulunan Malakado Mezarlığı’nda gerçekleştirilen anmaya, ailelerin yanı sıra çok sayıda kişi katıldı. Anmada konuşan MEBYA-DER Mêrdîn İl Eşbaşkanı Salih Kuday, “Suruç Katliamı aydınlatılsaydı başka katliamlar yaşanmayacaktı” dedi. DEM Parti Milletvekili Kamuran Tanhan da, “Kobanêli çocuklara oyuncaklar götüreceklerdi. Ancak Suruç’ta karanlık eller o hayalleri toprağa gömmek istedi. Ancak bugün onların milyonlarca yoldaşı o hayali gerçekleştirmek için mücadele ediyor” ifadelerini kullandı.

Murat Yurtgül’ün amcası Yusuf Yurtgül ise, şunları belirtti: “Amed Katliamı aydınlatılsaydı, Suruç olmayacaktı, Suruç aydınlatılsaydı Gar Katliamı olmayacaktı. Devletler Kürtleri yok etmek için ellerinden geleni yapıyorlar. Bizden korkuyorlar ama biz barış istemeye devam ediyoruz. Onun için de davamızın ve sözümüzün bir olması lazım. Bu dava Yezid ve Hazreti Hüseyin’in davasıdır ve hala sürüyor.” Son olarak konuşan Murat Yurtgül’ün annesi Şemsa Yurtgül, “Murat sadece benim değil hepinizin oğlu, hepinizin şehidi. 9 yıl geçti ancak hala katillerini görmedik. Gençler artık ölmesin. Şehitlerinizi unutmayın, hiçbir şeye kanmayın” ifadelerini kullandı. Anne Yurtgül, oğlu Murat’a şiir okuyarak, “Yolun yolumdur seni asla unutmayacağım” dedi.

Anma, mezarlığa karanfiller bırakıp, okunan dualarla son buldu.

Şırnex (Şırnak)

Şirnex’ın Cizîr (Cizre) ilçesinde, patlamada katledilen Hugir Özkan’ın Cizîr Asri Mezarlık’ta bulunan mezarı ziyaret edildi. Anmada konuşan MEBYA-DER Şirnex Temsilcisi Serhat Küçük, katliamı ve yaşamını yitirenleri unutmayacaklarını belirterek, “33 Düş Yolcusu’nun takipçisi olacağız” dedi.

İstanbul

Katliamda yaşamını yitiren Duygu Tuna, İsmet Şeker ve Cemil Yıldız, İstanbul’un Sultangazi ilçesindeki Gazi Mezarlığı’nda anıldı. “Hiçbir düş yarım kalmayacak” pankartının taşındığı anmada, “Suruç için adalet herkes için adalet” ve “Suruç’un hesabı sorulacak” sloganları atıldı. Anmaya, yaşamını yitirenlerin ailelerinin yanı sıra Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Eş Genel Başkanı Özlem Gümüştaş, DEM Parti İstanbul Milletvekilli Kezban Konukçu, DEM Parti İstanbul İl Eş Başkanı Murat Kalmaz ile çok sayıda siyasi parti ve sivil toplum örgütü temsilcisi katıldı.

Katliamdan yaralı olarak kurtulan ESP Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyesi Adnan Özcan, katliamda yaşamını yitirenlerin halkların birliği için yola çıktıklarını belirtti. Özcan,“Kobanê halkına umut ve dayanışma götürmek için yola çıktılar. Bu yolculuk, hakları birbirine düşman etmek isteyenlerin karşısında dimdik durma anlamı taşıyordu. 9 yıldır baskı, zulüm, tutuklama ve işkenceyle karşı karşıya kaldık ama yılmadık. Bundan sonra da yılmayacağız. 20 Temmuz’da yoldaşlarımızın isimlerini haykıracağız ve onları unutmayacağız” dedi.

“Hiçbir düş yarım kalmayacak”

Ardından konuşan DEM Parti İstanbul Milletvekili Kezban Konukçu, “Suruç’ta kaybettiğimiz gençlerimiz bu mücadelenin sembolleri idi. Onların umudu, halkların birlikte mücadele etme iradesidir. Bu iradeyi yok etmeye çalıştılar ama başarılı olamadılar” diye belirtti. ESP Eş Genel Başkanı Özlem Gümüştaş ise, konuşmasında şu ifadelere yer verdi: “MİT ve IŞİD ortaklığıyla Amara Kültür Merkezi’nin bahçesinde bombalı saldırıyla katledilen 33 yoldaşımızı saygıyla, sevgiyle ve minnetle anıyorum. Onlar Kobanê düşecek diye sevinç çığlıkları atan faşist iktidara karşı bir kentin yaralarını sarmak ve halkların onurunu yükseltmek için yönlerini Kobanê’ye dönmüşlerdi. Bu büyük dayanışma hareketi bize onurlu bir miras bıraktı. Bu mücadeleyi yaşatmak ve onların bıraktığı mirası devralmak için buradayız. Adalet arayışımız Suruç’tan Gezi’ye, Gazi’den Kobanê’ye kadar sürecek. Hiçbir düş yarım kalmayacak.”

Ümraniye, Gaziosmanpaşa, Kurtköy ve Küçükyalı

Yaşamını yitiren Polen Ünlü ve Hatice Ezgi Sadet, Ümraniye ilçesinde bulunan Ihlamurkuyu Mezarlığı’ndaki mezarları başında anıldı. Anmaya, DEM Parti İstanbul Milletvekilli Çiçek Otlu, Halkevleri yöneticileri ve Suruç aileleri katıldı. “Hiçbir düş yarım kalmayacak” pankartının taşındığı anmada sık sık “Suruç’un hesabını sorulacak” sloganı atıldı. Saygı duruşuyla başlayan yapılan konuşmaların ardından sona erdi.

Yaşamını yitiren Vatan Budak ise Gaziosmanpaşa’da bulunan Kartal Mezarlığı’ndaki mezarı başında anıldı. Anmaya, ailelerin yanı sıra çok sayıda kişi katıldı. “Hiçbir düş yarım kalmayacak’ pankartının taşındığı anma, saygı duruşuyla başladı. Suruç Aileleri İnisiyatifi adına Abdülmelik Yalçın’ın yaptığı konuşmanın ardından da sona erdi.

Suruç şehidi Büşra Mete, Şeyhli Mezarlığında mezarı başında anıldı. “Hiçbir düş yarım kalmayacak” pankartı ile Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF), Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) ve kızıl bayrakları ve Büşra’nın fotoğrafı taşındı.

Anmada, SGDF adına Senem Pektaş söz aldı. Pektaş, Kürdistan’dan Türkiye’ye kent kent, sokak sokak 33’lerin isminin yaşadığını kaydetti. Suruç şehitlerinin ölümsüzleştiği 11,50’nin kendileri için bir saat olmadığını söyleyen Pektaş, “Bugün her saate baktığımızda hem bunun acısını yaşıyoruz, hem bunu yasını tutuyoruz hem bunun öfkesini yaşıyoruz. Bu katliamın nasıl gerçekleştiğini ardından nasıl adaletsizlik zinciriyle baş başa kaldığımızı bilerek her 20 Temmmuz’u bunun öfkesiyle karşılıyoruz. Şu an biz Büşra’nın mezarı başındayız ama dünyanın her yerinde Suruç şehitlerimiz için selam durmuş durumda, yoldaşlarımız, mücadele arkadaşlarımız. Büşra’nın yolculuğunu sadece kültür merkezine gitmek olarak görmemek lazım, onların düş yolculuğu çok daha gerilerden başlıyor. Hepsinin bambaşka hikayeleri var. Ama hepsini orada buluşturan yolculuğa başlangıç hikayesi var. Büşra’nınki de o hikayelerden birisi. Büşra. İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi gazetecilik öğrencisi, mücadeleye Gülsuyu’nda Ertuğrul Gazi Lisesinde okurken Liseli Öğrenci Birliği (LÖB) ile başlıyor. Birlikte yola çıktığı pek çok yoldaşıyla; Polenle Ceboyla tanışıyor. Büşra’nın büyüdüğü mahalle bizim Kobanê’de ölümsüzleşmiş çokça yoldaşımızın, siper yoldaşımızın çıkıp gittiği bir mahalle. Gülsuyu o yüzden bu kampanyanın, beraber savunduk kısmında çok özel bir yerde duruyor. Büşra da onların ardından beraber inşa edeceğiz sözünü yerine getirebilmek için yola çıkıyor” dedi.

Devletin Amara Kültür Merkezinde Gezi’nin çocuklarının Rojava’ya yolculuğunu engellemek istediğini söyleyen Pektaş, “Ama bunu başaramadılar” diye vurguladı.

Suruç katliamının 9. yılında Nazegül Bahar Boyraz İstanbul Küçükyalı Mezarlığındaki mezarı başında anıldı. “Hiçbir düş yarım kalmayacak” pankartının açıldığı anma, Boyraz şahsında Suruç şehitleri anısına saygı duruşuyla başladı. Anmaya DEM Parti Maltepe ilçe örgütü de katıldı.

Çağırgan: Ezilenlerin adaletini sağlayıncaya kadar dek mücadele sürecek

SGDF adına söz alan Bahadır Çağırgan ise “Bugün bahar annemizin yanındayız, 9 yıl önce aramızdan 33 düş yolcusunu aldılar. Onlar, yeni bir yaşama dokunmak uğruna o hayalle yola düşmüşlerdi. Onlar bu dünyada birçok şeye itirazı olan insanlardı. Bahar anneyi de öyle öğrendik. Yoldaşlarımdan onu devrimcilerin annesi olarak tanıdım. Onu Madımak’a gitmesiyle, kahveden erkekleri kaldırıp kadına karşı şiddete hayır eylemlerine götürmesiyle tanıdım. Yeni bir hayatı düşlüyordu ve bunun için pratikle buluşmuştu. Düşleri yarım kalmadı onun yoldaşları o düşü yaşatıyor. Bahar anne torunun oyuncaklarını, komşularından kıyafet alıp yola düşmüştü. Kobanêli çocuklar 33’lerin yoldaşlarının yanındalar ve Kobanêli çocuklar ellerinde Bahar annenin fotoğrafıyla Bahar anneyi anıyor. Şehitlere bağımlılık eylemlilikle olur, lafla olmaz ve 3’lerin yoldaşları onların anılarını eylem pratiğiyle devam ettiriyor. Ezilenlerin adaletini sağlayıncaya kadar mücadelemiz devam edecek” ifadelerini kullandı.

Boyraz: Suruç’un faillerini biliyoruz

Son olarak Nazegül Bahar Boyraz’ın kızı Yasemin Boyraz söz aldı. Boyraz, “Bugün buraya 9 yıldır, kinimizle ve mücadelemizle geliyoruz. Annemi 33 yaşında kaybettim, 33 yaşında hissediyorum kendimi her zaman. Çünkü o yaşta bıraktı bizi. Ama her zaman dediğimiz gibi düşleri hiç bir zaman yarım kalmayacak. Siz bizlesiniz. Adalet gelene kadar her yıl adalet arayışımıza devam edeceğiz. Biz Suruç’un faillerini biliyoruz” dedi.

Amed (Diyarbakır)

Saldırıda yaşamını yitiren Veysel Özdemir ve Nazlı Akyürek de Amed’deki mezarları başında anıldı. Özdemir’in, Yeniköy Mezarlığı’nda bulunan mezarı başında yapılan anmaya, çok sayıda kurum, siyasi parti ve sivil toplum örgütü temsilcisi, DEM Parti milletvekilleri Serhat Eren ve Cengiz Çandar, Amed Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanları ile çok sayıda yurttaş katıldı.

Anmada konuşan Cengiz Çandar, “Pirsus’ta düş yolcularının canını alan saldırı çözüm sürecini sonra erdirmek amacıyla yapıldı ve nitekim birkaç gün sonra çözüm süreci sona erdi. Çözüm süreci demek, Kürtler için barış demekti. Barış da Kürt halkı için ayaklar altına alınan haklarını geri almanın kestirme adıydı. Dolayısıyla Pirsûs’ta bu barışın önüne geçmek için kan döküldü” dedi.

Konuşmaların ardından Özdemir’in mezarına karanfiller bırakılarak, doğum günü dolayısıyla mumlar yakıldı. Buradaki anmaya katılanlar, daha sonra Nazlı Akyürek’in mezarının bulunduğu 450 Evler Mahallesi’ne geçti. Anmada, konuşmalar yapıldıktan sonra mezara karanfiller bırakıldı.

Dersim (Tunceli)

Suruç katliamının 9. yılında ölümsüzleşen Çağdaş Aydın‘ı mezarı başında ananlar, ezilen halklar arası kurulan köprülerin kolay kolay yıkılamayacağını vurguladı.

33 düş yolcularından Çağdaş Aydın, Dersim Ovacık’ta Güneykonak Mezarlığındaki mezarı başında anıldı. Anmaya Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP), YAKADER, 10 Ekim Barış ve Dayanışma Derneğinden Mehtap Sakinci Coşgun, Halkların Demokrasi Partisi (DEM Parti) Dersim Milletvekili Ayten Kordu, il ve ilçe yönetimi, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Dersim Şubesinin katıldı.

Anma, 33 düş yolcusu şahsında devrim ve sosyalizm şahsında ölümsüzleşenler anısına saygı duruşuyla başladı.

Suruç yaralılarından Yalçın Demir, SGDF’nin çağrısı üzerine yüzlerce kişi olarak Amara Kültür Merkezinde buluştuklarını hatırlattı. Demir, Suruç katliamının devlet tarafından gerçekleştiğini vurguladı.

ESP adına söz alan Orhan Çelebi de Rojava’ya Kobanê’ye kardeşlik köprüsünü kurmak için yola çıkanların amacının IŞİD barbarlığı tarafından yok edilen bir kenti yeniden inşa etmek, direnen halkın yanında yeni bir yaşamı kurmak olduğunu belirtti. Çelebi, canlı bombalı saldırısıyla bu düşün engellenmek istendiğini söyledi ve ekledi: “Ama biliyoruz ki, ezilen halklar birbiriyle kenetlendiğinde kurulan köprüler kolay kolay yıkılmaz.”

Ankara

İnsan Hakları Derneği (İHD), katliamın yıldönümü dolayısıyla yazılı açıklama yaptı.

Açıklamada, şunlar belirtildi: “Saldırıya katılmış olan kişilerin üçünün öldüğü iddiası, ikisinin de firari olduğu iddiası var. Tek tutuklu sanık olan Yakup Şahin bu davada 34 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırıldı. Ancak maalesef ki bu saldırının arkasındaki planlayan güç azmettirici yapı ve gerçek tetikçiler hiçbir zaman ortaya çıkmadı. Bu dava maalesef ki insan hakları savunucuları açısından sonuçsuz kaldı. İnsan hakları savunucuları olarak katliamın 9. yılında, Suruç’ta yaşamını yitiren insanlarımızın acısını bir kez daha yaşıyor, aileleriyle paylaşıyoruz.”

Adana

Suruç katliamında ölümsüzleşenleri anmak için Adana’da İnönü Parkında bir araya gelen kitle, katliamın sorumlularını tanıdıklarını vurguladı. Gençlik örgütleri adına yapılan açıklamada, “Bütün insanlık suçları gibi Suruç’un da hesabı sorulacakken; geleceğimiz, elbette onu yaratan 33’lerin olacaktır. Gün katledilen yoldaşlarımızın mücadelesini büyütme günüdür. Gün Kobanê’ye yola çıkanların özgür bir dünya ufkunu gerçekleştirme günüdür. Gün devrim ve sosyalizm mücadelesine katılma günüdür” denildi.

Suruç katliamında ölümsüzleşenler Adana’da anıldı. İnönü Parkında bir araya gelen kitle, “Suruç’u unutmadık, unutturmayacağız” pankartı açtı. Suruç’ta katledilenler anısına yapılan saygı duruşunda “Güneşi içenlerin türküsü” şiiri okundu.

“Suruç için adalet herkes için adalet”, “Devrim şehitleri ölümsüzdür, “Suruç’un hesabı sorulacak”, “Katil devlet hesap verecek” sloganlarının atıldığı eylem, oturma eyleminin ardından sona erdi.

Bursa

Ferdane ve Nartan Bursa’da anıldı

Suruç katliamında ölümsüzleşen Adige ve Abhaz halklarından Nartan ve Ferdane Kılıç, Bursa’daki mezarları başında anıldı. Anmanın ardından DEM Parti Yıldırım İlçe binasında Gitmek belgeseli gösterimi ve anma etkinliği yapıldı.

Suruç katliamında ölümsüzleşen Ferdane ve Nartan Kılıç Bursa’daki Hamitler Mezarlığında anıldı. Adige ve Abhaz halklarından olan Ferdane ve Nartan için mezar başı anmasının ardından Halkların Eşitlik ve Özgürlük Partisi (DEM Parti) Yıldırım İlçe binasında anma etkinliği düzenlendi, Gitmek belgeseli izlendi.

Suruç Aileleri İnisiyatifi imzalı “Hiçbir düş yarım kalmayacak” pankartı ve Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF) bayraklarının taşındığı mezar başı anmasında 33 düş yolcusu anısına saygı duruşunda bulunuldu.

Anmada Nartan’ın babası, Ferdane’nin eşi Metin Kılıç da söz aldı. SGDF’nin “Beraber savunduk, beraber inşa edeceğiz” kampanyası sürecinin nasıl örgütlendiğini, Ferdane, Nartan ve kızı Sinem’in nasıl katılarak Suruç’a gittiklerini anlattı.

Denizli

Denizli’de 33 düş yolcusu için yapılan açıklamada adalet mücadelesini yükseltme çağrısı yapılırken, düzenlenen anmada ise Suruç katliamını diğer katliamlardan ayıran şeyin halklar arasındaki kardeşliğin hedef alınması olduğu belirtildi.

Suruç katliamının 9. yılında Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Denizli İl Örgütünün çağrısıyla 33 düş yolcusu anıldı. “Suruç için adalet herkes için adalet, unutmadık unutmayacağız” pankartının açıldığı eylemin metnini Musa Aydın okudu.

Açıklama sloganlarla sona ererken il örgütünde 33’ler için anma etkinliği düzenlendi. Halkların Demokratik Kongresi (HDK) adına konuşan Harun Çakmak, Suruç katliamını anlamak için önceki atmosferi iyi analiz etmek gerektiğini söyledi. Çakmak, “Türkiye tarihinde çeşitli katliamların bir benzeri. Ama niye özellikle Suruç ve bu gençlere yönelik. Suruç katliamının farkı da bu. Savaşlarda ordular geçtikleri yerlerde önce köprüleri yıkarlar, Suruç’ta yapılan da halklar arası yapılan dayanışma köprüsü, dayanışmanın önü kesilmeye çalışıldı” dedi.

Daha sonra DEM Parti Denizli İl Eşbaşkanı Mahide Öztürk, HDP eski Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ’ın 33’ler anısına yazdığı şiiri okudu. Anma serbest kürsüyle devam etti.

KaynakMA, ETHA

Son Haberler

ÇOK OKUNANLAR

ÖZGÜR BİR DÜNYA İÇİN!

KALDIRAÇ DERGİSİ'NİN EYLÜL SAYISI ÇIKTIspot_img

ARTIK TELEGRAM'DAYIZ!

spot_img

DÜNYAYI İSTİYORUZ!

İŞÇİ GAZETESİ'NİN 218. SAYISI ÇIKTI!spot_img

Bizi takip edebilirsiniz

369BeğenenlerBeğen
851TakipçilerTakip Et
14,108TakipçilerTakip Et
1,920AboneAbone Ol