Ankara’da demokratik kitle örgütleri 2 Temmuz 1993’te Sivas’ta Madımak Oteli’nde katledilen 35 kişi anmak için AKM önünden Tandoğan Meydanı’na yürüdü. Tandoğan meydanında düzenlenen mitingte, “Madımak utanç müzesi yapılıncaya kadar, katliamın sorumlularından hesap soruluncaya kadar meydanlarda olacağız” denildi.
26’ncı yıldönümünde Ankara’da yapılan anmaya Pir Sultan Abdal Kültür Derneği, Anadolu Kültür ve Araştırma Derneği (Aka-Der) Ankara Dersimliler Derneği, Halkevleri, Haziran Hareketi, Emekçi Hareket Partisi,EMEP,KALDIRAÇ,PARTİZAN,Devrimci İşçi Partisi(DİP),Mücadele Birliği, Sosyalist Emekçiler Partisi, Ezilenlerin Sosyalist Partisi(ESP),Devrimci Parti, Yeşiller Sol, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu, (KESK), Türk Mühendis ve Mimarları Birliği (TMMOB), Ankara Tabip Odası (ATO),Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK)gibi çok sayıda siyasi parti, meslek örgütü, sendika ve kitle örgütü katıldı.
Tandoğan Meydanı’nda katledilenler için yapılan saygı duruşunun ardından okunan ortak açıklamada Sivas Katliamı’nın “egemenlerin askeriyle, polisiyle, yargısıyla, belediyesiyle ve medyasıyla örgütlenen” bir katliam olduğunun altı çizildi. Sivas Katliamı faillerinin ya hiç ceza almadığı, ya küçük cezalar aldığı, bir kısmının ise haklarında yakalama kararı olmasına rağmen ellerini kollarını sallayarak yaşadıklarına dikkat çekildi.
Sivas Katliamı’ndan bu yana baskı ve şiddet politikalarının değişmediği belirtilen açıklamada “Katliamın çözülmesi yalnızca Aleviler için değil ötekileştirilen, ezilen herkes için önemli” denildi, faşizme ve tek adam rejimine karşı birlikte mücadele etme, mücadeleyi yükseltme çağrısı yapıldı.
Tandoğan Meydanı’nda saygı duruşu esnasında katledilen isimleri tek tek sayıldı. Ardından Tertip Komitesi adına Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Sekreteri Onur Şahin ortak açıklamayı okudu.
Planlı bir katliamdı
“Bundan tam 26 yıl önce içlerinde gençlerimizin, kadınlarımızın, çocuklarımızın, yazarlarımızın, sanatçılarımızın, semah dönen canlarımızın da olduğu 33 canımız Sivas’ın ortasında tekbirler eşliğinde bütün devlet güçlerinin gözü önünde yakılarak katledildi” diyen Şahin, katliamın askeri, polisi, yargısı, medyası, belediyesi, hükümetiyle planlı bir katliam olduğunu söyledi.
Madımak katliamında adaletin sağlanmadığına işaret eden Şahin, davanın zaman aşımıyla düşürülmesi karşısında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “hayırlı olsun” dediğini anımsattı.
Sivas katillerinin avukatlarının milletvekilliği, belediye başkanlığı, Anayasa Mahkemesi üyeliğiyle ödüllendirildiğini söyleyen Şahin, “Bugün ise siyasi iktidarı elinde bulunduran AKP, Alevi halkı da dahil olmak üzere toplumsal muhalefet kesimlerine karşı baskı ve tehdit politikalarına hız kesmeden devam ediyor”dedi.
Toplumsal yaşamın AKP iktidarı eliyle dini referanslara bağlanmaya çalışıldığını belirten Onur Şahin, Madımak Katliamının sadece Alevilere karşı değil ezilen, ötekileştirilen, dışlanan tüm kesimlere karşı yapıldığını belirterek, ezilenleri tek adam rejimine, ırkçılığa, gericiliğe ve baskı politikalarına karşı ortak mücadeleye çağırdı. Şahin, Madımak Oteli’nin Utanç Müzesi olmasını istedi.
‘ GÜçlü demokrasi mücadelesi vermek kaçınılmaz’
“Bugün ise siyasi iktidarı elinde bulunduran AKP toplumsal muhalafete baskı politikalarına devam ediyor. 15 Temmuz darbe kalkışması bastırıldığı halde çıkarılan OHAL dönemindeki KHK ile yüzlerce kişi işinden atılmıştır. Bu baskılara boyun eğmeyenlere polis şiddeti uygulanmıştır. Savaş politikaları nedeniyle birçok insan hayatını kaybetmiştir. Cizre’de Sur’da sokağa çıkma yasaklarında yüzlerce yurttaşımız hayatını yitirmiştir. Savaşa karşı çıkan 103 barış güvercinimiz IŞID militanlarının saldırısı sonrası katledilmiştir. Rejim 16 Nisan referandumu ile otoriterleşmiştir. Buna karşı güçlü bir demokrasi mücadelesi vermek kaçınılmazdır.”
‘26 yıldır Adalet arıyoruz’
Ardından katliamda kardeşi Gülsüm Karababa’yı kaybeden Nilgün Karababa konuştu. “26 yıldır mahkeme kapılarında adalet arıyoruz” diyen Karababa, katilleri de “hayırlı olsun” diyenleri de tanıdıklarını söyledi. Karababa, Selahattin Demirtaş’ın sözüne atıfla “Biz saz çalmaktan başka bir şey bilmeyiz. Ne hayat ne de para çaldık” diye konuştu. Karababa, konuşmasını “Biz birleşeceğiz, ayrışmayacağız” diye tamamlandı.
Miting, semah gösterisiyle son buldu.
