Sulak alanları, ormanları, tarım alanlarını tehdit eden maden projeleri son bulmuyor. Dün Resmi Gazete’de, 212 maden sahasının ihalesi yapılacağı duyuruldu. İhaleler kapalı teklif ve açık artırma usulüyle yapılacak. Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü (MAPEG) başvuranları değerlendirecek. İlk defa ihalesi yapılan sahalara başvuru yapılmaması halinde yeniden ihaleye açılacak.
İhaleleri değerlendiren çevre avukatı İsmail Hakkı Atal, kendi tahminlerine göre ülkenin yüzde 60’ından fazlasının madenlere ruhsatlı olduğunu ifade etti. Atal, “AKP iktidara gelene kadar 1923 ile 2002 arasında 79 yılda verilen maden ruhsat sayısı 1186 iken, AKP iktidara geldikten sonra 2008 ile 2023 arasında 15 yılda 386 bin maden ruhsatı verilmiş” dedi.
“Maden ruhsatı verilince sanki sadece oraya bir bina yapılıyormuş gibi düşünüyorlar” diyen Atal, “Böyle basit ve cahilce yaklaşımları var. Oraya yapılan patlatmalar, yeraltı su yapısını bozmaları on binlerce yılda oluşmuş doğal zenginliği bozuyor, bütün sistemi bozuyor. Sadece maden ruhsatı verilen alanı bozmuyor, maden sahasının yüz ölçümünün en az 10 katı bir alanı etkiliyor” dedi.
10-15 avukat kaldık
Hakimlerin AKP’nin enerji ve maden politikası doğrultusunda karar veren idare mahkemesi hakimleri olduğunu söyleyen avukat Atal, “Şu anda Türkiye’de tamamen hukuk bitmiş durumda, tamamen AKP’nin enerji ve maden politikası doğrultusunda karar veren idare mahkemesi hâkimleri var. Duruma göre mevcut seçimler çerçevesinde süreci geciktirebiliyoruz. Onun dışında su havzalarıyla ilgili yasaları, zeytin yasasını, Anayasa’nın 56. ve 169.maddesini, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesini dava dosyalarında uygulatamıyoruz. 386 bin maden var, Türkiye’de bu davaları takip eden 10-15 avukat kaldı zaten. Hepsine yetişebilmemiz mümkün değil, neyi kurtarırsak kazançtır diye hareket ediyoruz” ifadelerini kullandı.
Dilekçeler okunmuyor
Toplu maden ihalelerine 7 dava açtıklarını hatırlatan Atal, verilen dilekçelerin daha okunmadığını söyledi: “Daha önce idari mahkemeye dava açmıştım, korona sırasında kömür tozu partiküllerinin olduğu yerde orada virüsün 9 kat, ölümlerin ise 3 kat fazla olduğu İtalya’da, Amerika’da, Hollanda’da tescil edildi. Buna istinaden halka kalitesiz kömür dağıtılmasının durdurularak onlara ücretsiz elektrik verilmesini, onlardan elektrik faturası alınmamasını talep ettik, bir idari başvuru yaparak dava açtık. Ankara 4.idare mahkemesi yürütmenin durdurulmasına ret verdi, buna itiraz sürecini kaçırmışım. Bunu kaçırdığım için tekrar yürütmenin durdurulması talebinde bulunduk, Ankara 4.idare mahkemesi devlete açılan davalara otomatik ret kararı verdiği için benim 2.talepte bulunduğum davayı önceki süresini kaçırdığım yürütmenin durdurulmasına ret kararına itiraz olarak görmüşler ve reddetmişler çünkü dilekçeyi okumamışlar. Ankara Bölge İdare Mahkemesi de okumamış, olmayan bir itirazın reddine karar vermiş. Bu kararları alan hâkimleri davalı göstererek adalet bakanlığı aleyhinde tazminat davası açtım.”