Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu (KCDP) Kadın Meclisleri, 2024 yılının ilk yarısındaki kadın cinayeti ve şüpheli kadın ölümü gerçeklerini Şişli Nazım Hikmet Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen basın toplantısında açıkladı.
KCDP Genel Sekreter Fidan Ataselim, aile odaklı politikaların kadınların hayatlarını tehdit ettiğini belirterek 2024 yılının ilk yarısında 205 kadın cinayetinin, 117 şüpheli kadın ölümünün gerçekleştiğini kaydetti.
Raporda öne çıkan başlıklar şu şekilde:
16 kadın tedbir kararına rağmen öldürüldü
Kadın cinayetlerinin bu kadar belirgin bir şekilde artmasına rağmen siyasi iktidar ve yandaşları kadınların kazanılmış haklarına durmaksızın saldırdılar. Her fırsatta 6284’ü ve Medeni Kanun’u tartışmaya açtılar. Örneğin; 9. Yargı Paketi taslağı ile 6284’ü işlevsiz hale getirmeye çalışıyorlar. Koruma kararını ihlal eden erkeklere yönelik verilen zorlama hapsine itiraz edilmesi gibi değişiklikler yapmayı planlayarak kadınların hayatlarını tehlikeye sokacak adımlar atıyorlar. Kaldırmaya ve zayıflatmaya çalıştıkları 6284’ün uygulanması için mücadelemize devam edeceğiz. 2024’ün ilk 6 ayında 16 kadın tedbir kararına rağmen öldürüldü. Tedbir kararlarının uygulamakla yükümlü olup görevini yerine getimeyenler Serpil Erfındık ve Hülya Şellavcı davalarında olduğu gibi yargılanmalı ve tazminat cezaları gibi gerekli yaptırımlar uygulanmalıdır.
Kadınlar en çok evli olduğu erkek tarafından öldürüldü
2024 yılının 6 ayında öldürülen 205 kadının 86’sı evli olduğu erkek, 22’si birlikte olduğu erkek, 20’si eskiden evli olduğu erkek, 19’u babası, 15’i tanıdığı biri, 11’i eskiden birlikte olduğu erkek, 10’u akrabası, 9’u oğlu, 4’ü tanımadığı biri, 3’ü kardeşi tarafından öldürülmüştür. 5 kadının failinin yakınlığı tespit edilememiştir.
Kadınlar en çok ateşli silah ile öldürüldü
Bu ay öldürülen kadınların 120’si ateşli silahlarla, 64’ü kesici aletle, 11’i boğularak, 3’ü boğularak, 2’si yakılarak, 1’i yüksekten atılarak öldürüldü. 4 kadının öldürülme şekli bilgisi tespit edilemedi.
Kadınlar en çok evlerinde öldürüldü
Kadınların 117’si evinde, 46’sı sokakta, 7’si arabada, 5’i ıssız yerde, 4’ü işyerinde, 4’ü kamusal alanda, 3’ü otelde, 3’ü arazide, 2’si eğlence mekanında, 2’si bunların dışında bir yerde öldürülmüştür. 12 kadının nerede öldürüldüğü tespit edilememiştir.
Şüpheli kadın ölümleri derhal aydınlatılmalıdır
Bir süredir raporlarımızda da açıkladığımız gibi intihar, kaza veya doğal ölüm gibi gösterilen şüpheli kadın ölümleri ve şüpheli bir şekilde ölü bulunan kadın sayısında pandemi süreciyle birlikte çok ciddi bir artış yaşanmaktadır. Şüpheli kadın ölümleri, maalesef kadın cinayetlerinden daha da zorlu olabilmektedir. Kadınların öldürülüp öldürülmediği, gerçekten kaza ile mi öldükleri, kadınların toplumsal cinsiyet temelli öldürülüp öldürülmediği (kadın cinayeti olup olmadığı), intihar edip etmedikleri veya intihara sürüklenip sürüklenmediklerinin açığa çıkarılması gerekmektedir.
Muğla’da 48 yaşındaki Demet Ersoy kaldığı otelin terasından düşerek şüpheli bir şekilde ölü bulundu.
Rize’de yaşayan 40 yaşındaki Aylin Ekşi evinde silahla vurulmuş halde ölü olarak bulundu. Evli olduğu kolluk kuvveti Aydın Samet Ekşi gözaltına alındı.
“Keyfi olarak hapis cezası verilmiyor, kamu personeli görevini yerine getirmiyor”
Ataselim yaptığı konuşmada İstanbul Sözleşmesi’nin geri çekilmesinden bu yana kadın cinayetlerinin artmaya başladığını vurgulayarak şunları söyledi:
“Aile odaklı politikalar öne sürdüler, kadınların haklarını tartışmaya açtılar, kadın cinayetleri artmaya başladı. 6284 sayılı anahtar niteliğinde çok önemli bir kanunumuz var. 6284 etkin uygulanırsa kadınlar hayatta kalabilir, sığınaklara yerleştirilebilir, şiddet faillerine elektronik kelepçe takılabilir. Fakat bu 6 ay içerisinde karakolların “elektronik kelepçemiz yok” diyerek şiddet faillerini takip edemeyeceklerini söyledikleri durumlarla karşılaştık. Son zamanlarda zorlama hapis kararlarının keyfi olarak verilmediği, kamu personellerinin görevini yerine getirmediği durumlarla karşılaşıyoruz.
Ama umutsuzluğa kapılmayalım. Bizler ülkenin her yanında kadınlara 6284’ü anlatmaya devam edeceğiz. Yetkililerin karşısında 6284 sayılı kanun ile duracağız.
“Kadınlar insan değil mi?
Bakanlık, Ailenin Korunması ve Güçlendirilmesi Vizyon ve Eylem Planı açıkladı. Bu sayfalar dolusu raporda “kadına yönelik şiddet” ifadesi bir kez dahi geçmiyor. “Aile içi şiddet” diye ifade ediliyor. Her çıktıkları kürsüden “insanı yaşat ki devlet yaşasın” diyenler bu sözünü sıra kadınlara, LGBTİQ+’lara. çocuklara geldiğinde unutuyor. Buradan soruyorum, kadınlar insan değil mi?”
Ataselim, Bakanlığın Vizyon ve Eylem Planı belgesini konuşması sırasında kürsüde yırtarak “Aile odaklı politikalarınızı, tıpkı kadınları birey olarak yok sayan bu vizyonsuz vizyon belgenizi yırttığımız gibi yırtıp atacağız. Tarihin çöplüğüne göndereceğiz. Kadınların erkeklere biat edecek varlıklar olmadığını kabul edeceksiniz.” dedi.
“Toplumsal cinsiyet eşitliği herkes için hayati”
Kadınları öldüren erkekler, artık çoğunlukla intihar etmeye başladığını belirten Ataselim, “Bu bize neyi gösteriyor? Aile odaklı politikalarla erkekliği güçlendirirseniz, kadınlar kendi hayatlarına yön vermek istedikleri zaman erkekler bunu gururlarına yediremiyorlar ve kendi yaşamlarından da vazgeçme noktasına geliyorlar. Bu bize şunu gösteriyor: toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin sonuçları artık bir halk sağlığı sorununa dönüşmüş durumda. İntihar ediyor olmaları suçlarını hafifletmez ancak toplumsal cinsiyet eşitliğinin herkes için ne kadar hayati olduğunu göstermek açısından bu örneği veriyorum. Toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak şart, 6284 sayılı kadınları şiddetten koruyan, can simidimiz olan kanunun eksiksiz ve etkin biçimde uygulanması şart. Sağlıklı ve eşit ilişkiler ancak böyle kurulabilir.
Hiçbir kadın umutsuzluğa kapılmasın. Birlikte mücadele ettiğimizde, yetkililerin sorumlulukların yerine getirmesini sağlayabiliyoruz. 6284’ü de etkin uygulatabiliriz. Tüm kadınları bizimle birlikte mücadeleye davet ediyorum.” şeklinde konuştu.
Raporun tamamını okumak için tıklayınız.