Faşist darbenin üzerinden tam 40 yıl geçti.. Yazarlar çok kullanırlar, darbeye giden süreçte “ülkenin üzerinde karabulutlar dolaşıyordu” diye… Hiç katılmadım.. Bu dil darbeyi meşrulaştıran bir dildir. Ülkenin üzerinde özgürlük bulutları dolaşıyordu.. Kara bulutları darbeciler getirdi..
Yükselen emekçi halk muhalefeti, gün gün yükselen devrimci işçi hareketleri, öğrenci hareketleri ülkede kalıcı barışın ve huzurun güvencesi idi… Eylemliliğin getirdiği özgürlük arayışı doğudan batıya tüm halka umut olmuştu…Egemenler, düzenin adamları, kontrgerilla ve bilimum saksağanların kirli düzenine çomak sokulacaktı…Emekçi halka çöreklenen bu zihniyet halkın sırtından koparılıp atılacaktı…
Yine yazarlar çizerler “kardeş kardeşi öldürüyordu” diye yazarlar. Buna da katılmadım…Zira kardeşin kardeşi öldürmesi söz konusu değildi… Böyle denerek bizi öldürenlerin kardeşimiz oldukları intibası yaratılmak isteniyor. Halbuki gerçek çok farklı, onlar insanlığa düşmandılar… Maraş’ta insanları yakanlar ile kardeş değildik. Bahçelievler katliamında öğrencileri keserek öldüren, ölü bedenlerine kurşun sıkanlar ile kardeş değildik. İşçinin emekçinin bayramı şiarıyla toplandığımız 1977 yılı İstanbul 1 Mayısında yüzbinlere yağmur gibi kurşun yağdıranlar kardeşlerini değil bu ülkenin barışını öldürmek istiyorlardı…
Yükselen insani değerlerin yerine sömürünün, rantın, faşizmin örülmesi gerekiyordu. Ancak önce ülkedeki beyaz bulutların kara buluta evrilmesi gerekiyordu. Öyle de oldu. Sabaha karşı postallar, paletler, tanklar insanlığı zulme boğacak cuntanın final perdesini oynamak için yine sahnede idi. Özgürlüğü ve barışa karşı faşizmin eylem emri yerine getirilmeye başladı.
İdamlar, işkenceler, tecavüzler, kaybedilen bedenler, bir daha haber alınamayanlar…
Tam kırk yıl geçti. Söyler iken dile kolay… 40 yıl…
Bugün faşizm aynı dili kullanıyor.
Kim özgürlük istese, kim demokrasi istese, kim barış istese, yağmur gibi kurşun sıkılıyor (Tahir ELÇİ, Hrant DİNK, Metin GÖKTEPE vs) cezaevlerinde işkence cuntadan aldığı mirasın hakkını verircesine devam ediyor. Bu ülkeyi gerçekten sevenler iktidarın sopası “yargı” eli ile önce öteki sonra terörist denilerek cezaevlerine atılıyor.. Halen çocuklarının mezarını arayan cumartesi annelerinin arasına yeni anneler ekleniyor. Ancak o mezarlar hiç bulunmuyor…
40 yıl geçti… Darbe zihniyeti, darbe izleri bitmedi, darbe anayasası ile yönetiliyoruz herşeyden öte…
40 yıl geçti ama… Onca baskı zulme rağmen bu ülkede beyaz bulutları gezdirmek isteyenlerin umudu bitmedi…
40 yıl geçti özgürlük arayışı bitmedi… Hiçbir baskı şiddet, barışa, insana, doğaya, emeğe, sevgiye inananları yıldırmadı. Yıldıramayacakta…