10.6 C
İstanbul
20 Ocak Pazartesi, 2025
spot_img

10 Ekim’de gözaltına alınan üniversitelilere hastane odasında bile işkence yapılmış

İstanbul Üniversitesi Beyazıt Kampüsü’nde 10 Ekim Katliamı’nda yaşamını yitirilen için düzenlenen anma etkinliğine başlar başlamaz darp edilerek ters kelepçe işkencesiyle gözaltına alınan öğrenciler üniversitede, polis aracında,  karakolda, hatta muayene için götürüldükleri hastanede sözlü ve fiziksel şiddete uğradılar.

Önce rektörlüğün anmayı engellemek için yasak getirmesi… Sonra güvenlik amirinin işaretiyle polislerin öğrencileri bahçede, kantinde, kampüs girişinde darp edip ters kelepçe işkencesiyle gözaltına alması… Otobüste devam eden sözlü taciz ve kaba dayak… Polislerin bu muameleye itiraz eden öğrencileri, hastanede bile ayrı bir odaya sokup yere yatırarak darp etmeye devam etmesi… Doktorların darp izlerini rapora yazmayı reddetmesi… Darp nedeniyle şikayetçi olan öğrencinin hastaneye götürülüp dönüşte tekrar darp edilmesi…
İstanbul Üniversitesi Beyazıt Kampüsü’nde 10 Ekim Katliamı’nda yaşamını yitirilen için düzenlenen anma etkinliğine başlar başlamaz darp edilerek gözaltına alınan öğrenciler üniversitede, polis aracında, karakolda, hatta muayene için götürüldükleri hastanede sözlü ve fiziksel şiddete uğradılar.
Gözaltına alınan İstanbul Üniversitesi öğrencilerinden Öğrenci Kolektifleri üyesi Melis Öztürk, Şilan Delipalta ve Devrim Kaplan ile nasıl gözaltına alındıklarını ve sonrasında yaşadıklarını konuştuk.
KARANFİLLERİ BIRAKIR BIRAKMAZ
Anma yapmanıza neden izin verilmedi? Olaylar nasıl gelişti?
Şilan Delipalta: Toplanmaya başlamadan önce güvenlik görevlileri ve çevik kuvvet polislerinin üniversiteye yığımak yaptığını gördük. Anma yapılmasına izin vermeyeceklerini söylediler.
Bizler de Merkez Kampüs’te bulunan havuzlu bahçedeki öğrencileri öğleden sonra gerçekleştireceğimiz anma programına çağırmak istedik. Önce saygı duruşunda bulunacaktık. Karanfilleri bırakıp basın açıklaması için ana kapıya çağrı yapıp yürüyüşe başlayacaktık.
Biz toplanmaya başladığımız sırada Rektörlük tarafından fakülteler arası geçiş yasağı getirildi. Yoğun bir kalabalık vardı ders çıkışı olmasından da kaynaklı. Aynı zamanda anma programına da katılım geçen seneden daha yüksekti. Güvenlik amiri Kenan Aslan, “Burada yüksek sesle bir şey yapmayacaksınız” dedi.
GÜVENLİK AMİRİ POLİSLERİ YÖNLENDİRDİ
“Eşitlik, barış, kardeşlik isteyenlere saldırı gerçekleşti” dediğimiz sırada güvenlik amiri Kenan Aslan, “Böyle yaparsanız basına görüntü verirsiniz” diyerek üstümüze geldi ve konuşma yapan arkadaşımızın ağzını kapatmaya çalıştı. Ben de Ankara’da “O kadar insan ölürken orada olmayan ‘güvenlik’ sistemleri, şimdi anmamıza engel olarak okulun güvenliğini sağlamaya çalışıyor” diyerek konuşma yaptım. Birimizi susturduklarında diğer yanımızdaki konuşmayı devam ettirdi.
Devrim Kaplan: Anma başladığı sırada Kenan Arslan hiçbir yetkisinin olmamasına rağmen çevik kuvvet polisine emirler yağdırarak bizi gözaltına aldırdı.
Görüntülerde saldırı ve kovalamacanın kampüsün diğer bölümlerine, hatta dışına da taştığı görülüyordu…
Melis Öztürk: Havuzlu Bahçe’de arkadaşlarımızı gözaltına almaya başladılar. Bir kısmımız orada gözaltına alınmadık. Kantine giderek, dışarıdaki saldırıyı anlatan konuşma yaptık. Anmayı devam ettirerek ana kapıya yürüyüş gerçekleştirmek istedik. Bu sırada güvenlik görevlileri kantine gelerek bize saldırdılar. Kantin içinde de gözaltına alındı arkadaşlarımız. İnsanların üstlerine çullanıp gözaltına aldılar.

Darp, taciz, tehdit…

Kalanlarımız ana kapıya devam ettik. Ana kapı kapatılmıştı. Bizi turnike ile kapı arasına sıkıştırdılar. Bizi orada gözaltına alarak güvenliklerin odasına soktular. Bir arkadaşımızın telefonunu almaya çalıştılar. Burada bazı güvenlik görevlileri kameraya çekti bizi.  Bu yeni bir şey değil, daha önce de yapıyorlardı.
Sonra arkada kalanları da tek tek darp ederek gözaltına almışlar. Etrafta insanlar vardı, ben durumu anlatmaya başladığımda, güvenlik bizi dinleyen insanları da “Gidin buradan diyerek” kovmaya başladı.
Devrim Kaplan: Polisler küfürler savurarak, tekmeler atarak ve yerlerde sürükleyerek gözaltı otobüsüne doğru götürdü. Gözaltı otobüsüne sivil polisler bize araç içinde ters kelepçe yapmaya çalıştı. Bizde bu durumun hukuksuz olduğunu ve işkence yaptıklarını söyledik. Tartışmanın ardından gözaltı aracının içinde ters kelepçe yaptırmak istemeyen arkadaşlarıma ve bana coplarla vurmaya başladılar. Ardından küfür savurarak bize zorla ters kelepçe yaptılar, yere yatırdılar ve yaklaşık 10 dakika otobüs içinde tekme ve yumruk atarak işkenceye devam ettiler.
HASTANE ODASINDA İŞKENCE
Daha sonra Haseki Hastanesi’ne doktor kontrolüne götürüldüğümde ise otobüs içinde işkence yapan sivil polisler ve yanlarında duran çevik kuvvet polisleri beni hastane içinde bir odaya sokarak yere yatırdılar, tekme ve yumruk atmaya devam ettiler. Hastane içindeki işkenceden sonra doktorun odasına yanımda bir sivil polis ile birlikte girdim. Gözlerimdeki morluklar ve şişlikler, vücudumdaki morluklar, bileklerimdeki derin kelepçe izleri ve başımda çoğu yerde oluşan şişlikleri ve morlukları doktora söylememe rağmen yanıma dahi gelmeden uzaktan kontrolümü yaptı ve darp raporuna yüzeysel kontrolümü yazdı. Ardından sivil polis beni doktorun odasından çıkartarak gözaltı aracına tekrar getirdi. Ardından Esenler Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldüm ve bir gün orada kaldım.
“DOKTOR BİLEKLERİMİZDEKİ KELEPÇE İZLERİNİ KAYDA GEÇMEDİ”
Şilan Delipalta: Bileklerimizde kelepçe iz yapmış, yaralamıştı. Darp muayenesi yapan doktorlar, bu yara izlerinin yeni olmadığını savundu. Ama arkadaşlarımız dün (11 Ekim) gözaltından çıktıktan sonra tekrar doktora gittiklerinde sıkıntı olduğunu söylediler, hem sırtında hem bacağında. Darp raporlarını da aldılar. Ama Eyüp’teki doktorlar darp gerçeğini gizlemek istedi.
Melis Öztürk: Bazı arkadaşlarımızı özellikle hedef göstererek saldırdılar. Özel hazırlık olduğu belliydi. Bak burada deyip bazılarımızı özellikle birbirlerine gösteriyorlardı.
KADINLARA SÖZLÜ TACİZ, KARAKOLDA DARP
Bir çevik kuvvet polisi kadınlara “Sizin niye burada olduğunuz belli” diyerek sözlü tacize başladı. “Bu saate kadar burada bekledim tabi ki dalga geçeceğim eğleneceğim sizinle” dedi.
Bir başka kadın arkadaşımız da ters kelepçeli olduğu halde kafasını cama vurarak saldırdı sürekli. Arkadaşımız ise sonrasında sürekli başı ağrıdığı için doktora görünmek istedi ama “Bekle, sonra muayene olursun” diye doktoru görmesini geciktirdiler. Avukatların zorlaması olunca sonradan muayeneye götürdüler. Ancak dönüşte karakolda yine aynı şekilde darp etmişler.
“AMA BİZ KORKMUYORUZ”
Ne olursa olsun devam ediyor mücadele. Geçtiğimiz yıldan daha kalabalık şekilde anma gerçekleştirecektik. Bunu gördüler. Bundan korktular. Ama biz korkmuyoruz. Katliamda hayatını kaybedenleri anmaya, onları unutturmamaya kararlıyız.
Sendika.Org

Son Haberler

ÇOK OKUNANLAR

ÖZGÜR BİR DÜNYA İÇİN!

KALDIRAÇ DERGİSİ'NİN OCAK SAYISI ÇIKTIspot_img

ARTIK TELEGRAM'DAYIZ!

spot_img

DÜNYAYI İSTİYORUZ!

İŞÇİ GAZETESİ'NİN 218. SAYISI ÇIKTI!spot_img

Bizi takip edebilirsiniz

369BeğenenlerBeğen
851TakipçilerTakip Et
14,108TakipçilerTakip Et
1,950AboneAbone Ol