Suların üstünde koskoca bir çağ
Umutlar sığmaz oluyor alanlara…”
Şiddetle saldırmak, yeşeren ve büyüyen özgürlük istemini öldürebilir mi? Ya da milyonların yüreklerinde büyüyen öfkeyi alaşağı edebilir mi? Gazıyla, kalkanıyla, copuyla, TOMA’sıyla, polisi, ordusu, çetesiyle saldıranlar mı kazanacak? Yoksa insanca, onurlu bir yaşam isteyenlerin mücadelesi mi?
Gezi direnişiyle birlikte yükselen kardeşleşme, halkların özgürleşme istemiyle yürüttüğü mücadelenin birleşme dinamiği kendini 7 Haziran’da ortaya koydu. Gezi direnişinin açığa çıkardığı gücün, emperyalist paylaşım savaşının karşısında Rojava’da yeşeren umutla bir araya gelmesi, birleşmesi ihtimali, egemenlerin kâbusu oldu.
Gelişmeler egemenlerin üzerinde durdukları temelleri sarsmaya yetti. Kapsamlı saldırı dalgası, Amed mitingine bombalı saldırı, HDP binalarına saldırılar ve Suruç katliamıyla başlatıldı. Savaş bloğu, başta 7 Haziran seçimlerinde Ak Parti’yi bölgeden silen Kürt halkı ve siyasal önderliği olmak üzere, devrimci-sosyalist-sol güçlere, Alevilere, tüm muhalif kesimlere topyekûn bir saldırı başlattı.
İktidarlarını kaybetme korkusuyla el altında tuttukları kirli savaş planlarını devreye soktular.
Saldırının hedefi açıktı; Tarihleri boyunca bir araya gelmesinden korktukları işçi sınıfı ve halklar, ortak talepler etrafında birleşerek üzerlerine geliyordu. Bu ortak mücadele hızla büyümeye ve sonlarını hazırlamaya adaydı. Ortasında bombalar patlatarak bastırmaya giriştiler. 10 Ekim 2015’te Ankara’da bir araya gelen binlerce insana dönük katliamla beraber emperyalistler, onların işbirlikçileri, çeteleri topyekûn olarak saldırıyı devreye soktular.
“400 milletvekilini verin, bu iş huzur içinde çözülsün” diyen, IŞİD çetesi için “öfkeli bir grup genç” diyen, “Ya iktidar ya kaos dedim, millet kaosu seçti” diyen kazandı mı? Katliamı gerçekleştirenler, insanca bir yaşam, onurlu bir barış diyenlerin karşısında kazandı mı?
Hayır, onların iktidarı bu 6 yılda giderek çözüldü. Son yıllar, pandemide, yangınlarda, sellerde, sermaye sahiplerinin rantı dışında hiçbir şeyi yönetemeyen, çözülen devleti gözler önüne serdi. Yağma, rant ve savaş ekonomisiyle ayakta durmaya, son çırpınışlarını sergilemeye çalışıyorlar. Gelen zamlarla market alışverişi geçen yıla oranla 2 katına çıkıyor, Kod-29 ile işyerlerinde sendikalaşan işçiler başta olmak üzere yüzbinlerce işçi işten çıkarılıyor. Kâğıt toplayıcılarının ekmeğine göz koyup, polisiyle üzerlerine saldırıyorlar. Bir çeteler koalisyonu olan Saray Rejimi, kendi yıkımının faturasını işçilere, emekçilere, milyonlara ödetmek istiyor.
Kitleler için hiçbir inandırıcılığı kalmayan, hiçbir rıza üretemeyen, elinde baskı ve şiddet dışında yönetebileceği hiçbir araç kalmayan burjuva iktidarın karşısında; mücadele ise yaşamın her alanında kök salıyor.
İşçi hareketi fabrika önlerinden meydanlara doğru ağır, emin adımlarla yürüyor. Fabrika önlerinde yanan çoban ateşleri sayısı her gün artan direnişlerle büyüyor. İşçiler mücadelesini büyütüyor, örgütleniyor.
Kadınların baskıya şiddete karşı hakları ve özgürlükleri için yürüttüğü direniş sokaklara yayılıyor. Kadınlar yaşamın her alanında hakkını almak için mücadele ediyor, örgütleniyor.
Öğrenciler atanan rektörlere, kampüslerdeki polislere karşı direnişini sürdürüyor. Kendi kendini yönetmek için üniversitelerde söz, yetki ve karar taleplerini örgütlüyor.
Doğasına, toprağına, suyuna sahip çıkan köylüler, ekoloji mücadelesi yürüten binler Saray’ın çetelerine karşı direniyor.
Mücadele büyümekte ve deneyimle bilenmekte. Yarın yönetmeyi öğrenecek olanlar da bugün insanca ve onurlu bir yaşam için mücadele eden, direnenlerdir.
Milyonların öfkeyle yanan yüreklerini örgütlemek için her ne yapıyorsak daha fazlasını yapacak, onlara sözümüzü, devrimi örgütleyeceğiz.
10 Ekim’i unutmayacağız, katilleri affetmeyeceğiz. Yitirdiğimiz yoldaşlarımızın seslerini her yana yayacağız.
“Göresin ki destan edesin
Söyleyesin dillerden dillere
Bir türkünün dizelerinde
Bir kavalın nağmelerinde
Alıp başını gidesin
Bağrı yanık yeller üstünde
Güneşin rengiyle düşesin ufuklarıma
Kırasın karanlıklarımı kırasın”
10.10.2021
https://kaldirac.org/10-ekim-mucadele-buyuyor-katledenler-cozuluyor/