Korona virüsü salgınıyla mücadele için hazırlanan torba kanun teklifiyle sosyal medya platformlarına ilişkin de yeni düzenlemeler getiriliyor. Twitter, Facebook ve Instagram gibi platformlara yeni yaptırımlar uygulayan teklife ilişkin Prof. Dr. Yaman Akdeniz, “fırsatçılık” dedi. Akdeniz’e göre, teklifin yasalaşması halinde kullanıcıların kim olduğunun tespit edilmesinin mümkün olduğu bir senaryoyu varsayarsak daha fazla kişi soruşturulup cezalandırılacak ve platformlar daha fazla içeriği kaldırıp daha fazla hesabı kapatacak.
Gazete Duvar’dan Serkan Alan’ın haberine göre, korona virüsü salgını sürecinde AK Parti’nin hazırladığı torba yasa teklifinin içerisinde sosyal medya platformlarına para cezalarının uygulanmasını da öngören düzenlemeler eklendi.
‘5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun’a yeni maddeler eklenmesini öngören teklife göre, günlük 1 milyondan fazla kullanıcısı olan yurt dışı kaynaklı sosyal ağ sağlayıcısından en az bir yetkilinin Türkiye’de olması, içeriklere yönelik kişiler tarafından yapılacak başvurulara en geç 72 saat içinde cevap verilmesi, verilmediği takdirde para cezası uygulanması gibi düzenlemeler yer alıyor.
Covid- 19 salgını sürecinde bu düzenlemelerin de yer aldığı torba yasa teklifini, “Fırsatçılık” olarak değerlendirdiğini belirten Prof. Dr. Yaman Akdeniz, “Hepimiz eve kapandığımız için sosyal medya platformları daha çok kullanılmaya başlandı. Hükümet ya da hükümetin koronayla ilgili stratejileri sosyal medya üzerinden eleştiriliyor. Hükümet de bundan rahatsız” ifadelerini kullandı.
‘Ne Youtube’a girebileceğiz ne Twıtter’ı kullanabileceğiz’
Kullanıcıların, internet ortamında sosyal etkileşim amacıyla kullandıkları platformların “sosyal ağ sağlayıcı” olarak tanımlanmasını ön gören teklife dair Akdeniz, “Burada hedef sosyal medya platformları. Youtube, Facebook, Twitter, Google, Instagram gibi aklınıza gelebilecek yurt dışı tabanlı bütün sosyal medya platformlarını hedef alıyor. Türkiye bunu 2007’den beri yapmaya çalıştı. 2008’deki Youtube krizinden bu yana Türkiye sosyal medya platformlarının gelip Türkiye’de ofis açmalarını talep etti. Wikipedia sürecinde de bu talep devam etti. Fakat bu platformlar Türkiye’deki siyasi ortamda bunu yapmak istemediler” dedi.
Torba kanun tasarısının Meclis’ten geçmesi halinde iki yolun da çıkmayan sokağa gireceğini belirten Akdeniz, ileride yaşanabileceklere dair şunları söyledi:
“Birinci yol, sosyal medya platformları bunu kabul etmezlerse ilk aşamada internet trafikleri yüzde 50, ikinci uyarıdan sonra yüzde 95 düşecek. Yani ne Youtube’a girebileceğiz ne de Twitter’ı kullanabileceğiz. Tamamen engellenmemiş olacaklar ama erişemez hale, kullanılmaz hale gelecek. İkinci yolu kabul ederlerse Türkiye’de temsilci bulundurmak zorunda olacak.”
‘Daha fazla içerik kaldırmak ve hesapları kapatmak zorunda kalacaklar’
“Tasarı, ‘kullanıcı bilgilerini de vermek zorundalar’ diyor. Dolayısıyla hem soruşturma hem yargılama sayılarında ciddi artış gösterecek. Platformlar daha fazla içerik kaldırmak ve hesap kapatmak zorunda kalacaklar. Twitter, Youtube gibi ağların şu anki pratiklerine baktığımızda her talebi karşılamadıklarını görüyoruz. Örneğin İsmail Saymaz’ın Twitter hesabıyla ilgili erişimi engelleme kararı var. Can Dündar için de var. Bunları Twitter uygulamıyor. Bir kısmını kapatıp bir kısmını Türkiye’den görünmez kılıyor. Türkiye’de temsilcileri olduğu zaman uygulamak zorunda kalacaklar. ‘Kaldırın’ denilen içerikleri kaldırmak zorunda kalacaklar. Dolayısıyla internet sansürleri artacak.”
‘Kullanıcılar üzerinde dondurucu etki yaratacak’
Tasarının kabulü halinde kullanıcılar üzerinde “dondurucu etki” yaratılmaya başlanacağını ve kullanıcıların otosansüre itileceğini ifade eden Akdeniz, “Özellikle anonim ve parodi hesaplar açısından bu çok daha geçerli olacak” dedi.
Kullanıcıların başvurularına 72 saat içerisinde cevap vermeyen sosyal ağ sağlayıcısına 100 bin liradan 1 milyon liraya kadar para cezası kesilmesini öngören maddeye dair ise Akdeniz şunları kaydetti:
“Bunu talep edecek kullanıcıların muhatabı olacak. ‘Cevap vermekle yükümlüdür’ denilirken “kaldırmak zorundadır” anlamına gelmiyor. Teklif, ‘Şu anda cevap verilmeyenlere mekanizma oluşturacaksın ve raporlama da yapacaksın’ diyor. Şu anda ben Twitter’a bir hesap veya içerik şikayet ettiğimde bazen gün içinde bazense 15 gün sonra cevap geliyor. Bazen cevap bile gelmiyor. Cevap geldiğinde ‘işlem yaptık’ diyor ama dönüp ne işlem yaptığını söylemiyor. Burada asıl nokta muhatabın olması. Erişim engellenmesine olumlu yanıt verilmediğinde kişi Sulh Ceza Hakimliği’ne başvurma yolunu kullanacak. Bunda değişen bir şey olmayacak. Sadece bu mekanizma işler hale gelecek.”
‘Daha fazla kişi soruşturulup cezalandırılacak’
Bu düzenlemelerin kanunlaşması halinde kullanıcılara yansımalarına dair ise Yaman Akdeniz şunları söyledi:
“İçişleri Bakanlığı’nın açıklamalarına baktığınızda çok ciddi oranda sosyal medya hesaplarını incelediklerini görüyoruz. Bunun sonucunda gözaltılar ve soruşturmalar var. Bunlar ceza davalarına dönüşecek. Kullanıcıların kim olduğunun tespit edilmesinin mümkün olduğu bir senaryoyu varsayarsak daha fazla kişi soruşturulup cezalandırılacak. Otoriter bir yapı ortaya çıkacak. Bizi demokratikleştirme sürecinden uzaklaştıracak.”