Kentsel dönüşümde adaletsizliğe uğradıklarını belirten Yeşilpınarlılar 4 gün önce elektrik, su ve doğal gazlarının kesilmesine karşı koydu.
Kentsel dönüşüm için anlaştıkları İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ve KİPTAŞ’ın kendilerine adaletsiz bir sözleşmeyi dayattığını belirten mahalleli 4 gün önce elektrik, su ve doğal gazı kesmeye gelen görevlilere karşı koydu. Polis biber gazı ile uzaklaştırdığı mahallelilerden bazılarını gözaltına aldı. Yaşanan olaylardan sonra mahalle halkı Evrensel’den Ozan Ali Doğu Arat’a süreci anlattı.
“Yaşam alanlarımız 40 metrekareye kadar iniyor”
Mahalleli olarak KİPTAŞ’la yıllardır görüşmeler yaptıklarını belirten Yeşilpınar Kentsel Dönüşüm Sosyal Yardımlaşma Derneği Başkanı Hayretin Türkoğlu görüşmeler neticesinde bazı maddelerde uzlaştıklarını, bazılarında ise uzlaşmaya varamadıklarını söyledi. Çevre ve Şehircilik Bakanlığının açıklamış olduğu inşaat maliyet bedeli baz alınarak bir komisyon kurulmasını istediklerini belirten Türkoğlu şunları söyledi: “KİPTAŞ ve Belediye bizi metrekaresi 5 bin lira karşılığında borçlandırmak istedi. Biz 1 senedir görüşmeleri sürdürüyoruz. 20 gün önceki görüşmemizde metrekare fiyatını 3 bin liraya indirelim dedik. Onlar da şerefiye bedellerini almayalım dediler. Ayrıca ortak alanlardan fazla kesinti olduğu için yaşam alanlarımız 40 metrekareye kadar iniyor. Asıl sorun bundan kaynaklanıyor. Daire bedelimizden yüzde 10 kesinti olacakken şimdi yüzde 60 kesilmek isteniyor. İtirazımız bunadır.” Belediyenin kendilerine tebligat göndermeden elektrik, su ve doğal gazlarını kesmek istediğini belirten Türkoğlu, tebligatın Eyüp Kaymakamlığına gönderildiğini belirtti. Kendilerine sadece KİPTAŞ’tan ‘5 Nisan’da kesinti yaşanacak’ mesajı geldiğini belirten Türkoğlu, “Biz de tebligatı bekliyoruz. Tebligat gelince yürütmeyi durdurma davası açacaktık” dedi. Yasal haklarını korumak için dilekçe toplayarak tüm yetkili kurumlara başvurduklarını söyleyen Türkoğlu, “Buradaki durumu nihayete kavuşturmak için 130 mülk sahibi ile görüşmeler devam ederken belediye kalkıp bizim insani haklarımızı kesiyor. Sesimizi çıkarmak için sokağa çıktık. Polis müdahalesiyle karşı karşıya kaldık. Bir yola çıktık artık haklarımızı alana kadar devam edeceğiz” dedi.
“Her şey çok güzel olacak dediler”
Üç gündür suları kesik olan kişilerin ya komşularında ya da akrabalarının yanına kaldığını belirten Necdet Cömert, “Nasıl ve nereye kadar idare edeceğiz!” diye sordu. Polisin biber gazı ve su sıkmasına tepki gösteren Cömert, “Her şey çok güzel olacak dediler. Bu mudur güzel anlayışları? Onlar adına çok güzel olan, bizim gibi garibana kötü oluyor. Mağduriyeti biz yaşıyoruz. Bu olacak şey değil” dedi.
“Camiden evlere su taşıyoruz”
Usulsüzlüklere karşı haklarını aramak için yaptıkları eyleme polisin müdahale etmesine anlam veremediğini belirten Mehmet Kütük ise, “Elimizde sopa yok, taş yok, bıçak yok. Sadece olanların karşısında durduk. Yaşlı insanlara, çocuklara polis kalkanlarıyla müdahale edildi” dedi. Polis müdahalesine karşı suç duyurusunda bulunacaklarını belirten Kütük, “Kaymakam bey buraya geliyor. Bize diyor ki bir şey yapamam. Kendisi idari amir gelir bizi uzlaştırmaya çalışır” dedi. Pandemide camiden su taşıdıklarını belirten Kütük şunları söyledi: “Cumhurbaşkanı akraba ziyaretlerine bu sıralar ara verelim diyor. Kendilerine soruyorum nasıl vereceğiz? Kızım üniversitede okuyor. Uzaktan öğrenim. Ama evde elektrik yok, internet yok. Diğer çocuğum evden çalışmak zorunda ama o da mağdur. Sayın yetkililerden bir ricam var. Kendilerini bir saatliğine bizim yerimize koysunlar. Bu durum karşısında ne yapabilirler görelim. Biz yoksul insanlarız. Gözümüz yükseklerde değil. Bizim tek istediğimiz hakça yaşamak, insanca yaşamak. İstanbul’da yaşayan insanların çoğunun hâlâ tapuları yok. Zenginlere ormanın içinde ev yapmaları için izin veriliyor da biz garibanlar neden yıllardır oturduğumuz yerlerin tapularını alamıyoruz.
“Bizi mağdur etmek için ortaklaştılar”
Cumhurbaşkanının 1994 yılında belediye başkanlığı döneminde kendilerine tapu sözü verdiğini belirten Mesut Cömert ise, “Şimdi bu söz ne oldu? Ortada yok, bugün İBB Başkanı devletin bütün imkanlarını kullanarak bizim üzerimize geliyor. Eyüp Kaymakamı mülk amiridir. Ve nasıl oluyor da durduramıyor. O zaman hepsi bizi mağdur etmekte ortaklaşıyor” dedi.