Eskişehir’deki Yasin Çakır Un Fabrikası’nda sendikal faaliyet gerekçesiyle işten çıkarılan 23 işçinin mücadelesi 36. gününde devam ediyor.
Eskişehir’de Yasin Çakır Un Fabrikası’nda DİSK’e bağlı Gıda İş Sendikası’na üye oldukları için Kod49 ile işten atılan 23 işçinin mücadelesi devam ediyor. Yasin Çakır Un Fabrikası işçileri çalışma koşullarının iyileştirilmesi, ücretlerin artırılması, sendikalı olarak işe iadeleriyle birlikte sosyal haklarının güvenceye alınmasını talep ediyor.
İşçiler mücadelelerinin 36. gününde ANKA Haber Ajansı’na konuştu.
İşçilerden Fikret Erken, “Bir çoban ateşinin yakıldığını düşünüyorum” diyerek şöyle konuştu:
“İlk başlarda bu kadar değildi, insanlar biraz daha farklı bakıyor, farklı yaklaşıyorlardı. Ama zaman içerisinde onlar da alıştılar. Direniş konusunda bir şeylerin onların içinde de canlandığını düşünüyorum. Birçok arkadaş asgari ücretin altında maaş alıyordu. Çalışanlara farklı davranılıyordu. Onun için sendikaya üye olmayı düşündük. Daha sonra bu süreç içerisinde sendikal faaliyetten dolayı hepimizin işine son verildi. Açıkçası çok şey öğrendik. Diyorlar işte ‘Grev alanı bir okuldur’, hakikaten öyleymiş. 20 seneden beri ben buradayım, 20 seneden beri 5 yıllık, 10 yıllık arkadaşları aslında tanımıyormuşum. Bu dayanışma içerisinde dışarıdaki insanların bize yaklaşımları çok güzel. Mesela kamyonla geçen şoför durup da bize gönlünden ne kopmuşsa bir şeyler veriyor. Bunlar güzel duygular. Biz içeride akşam mesai bitsin de eve gidelim yatalım diye düşünürken, aslında dışarıda bambaşka bir hayat varmış. Robotlaşmışız işin aslı. Bunun farkına vardık, dışarıda bu dayanışmanın farkına vardık. Unuttuğumuz birtakım duyguları öğrendik tekrar.”
“Direnmeyi, hakkımızı aramayı öğrendik”
Seydi Derici ise ailelerinin ve arkadaşlarının desteği ile bugüne kadar geldiklerini belirterek, “Dışarı çıkınca öğrendik biz her şeyin ne olduğunu. Burada direnmeyi, hakkımızı aramayı öğrendik” dedi.
İşçi Uğur Toğrul da haklarını aradıkları için gurur duyduklarını ifade ederek mesai arkadaşlarına, “Sessiz kalmayın, hakkınızı sonuna kadar savunun, mücadele edin” dedi.
“Ömrümüzün yettiği kadarıyla direnmeye devam edeceğiz”
Fabrikada 12 yıldır işçi olarak çalışan Battal Çetinbaş ise, “Sendikal nedenlerden işime son verildi. Bizim haklı olduğumuzu içerideki yönetim de biliyor. Kendileri de ‘Siz haklıydınız, içerideki kişiler haksızdı’ diye söylüyor. Ama nedense haklıyız, dışarıdayız. Nasıl bir hak tanınıyor? Nasıl bir hak hukuk görüşleri varsa biz çözmüş halde değiliz. Gücümüzün, ömrümüzün yettiği kadarıyla direnmeye devam edeceğiz” dedi.
“Üniversiteli gençlerimizden, halkımızdan çok destek gördük”
Fabrikadan atılan Cem Derici ise, “Haklarımızı aradığımız için içeride patronlarla görüşmelerimizi yaptık birkaç defa ama sonuç bulamadığımız için sendikal yola başvurduk. Patron bunu öğrendiğinde bizi direk kapının önüne koydu zaten. Partili üyelerimizden, üniversiteli gençlerimizden olsun, halkımızdan olsun çok destek gördük. Direnişimize devam edeceğiz. İnşallah olumlu şekilde son bulur, işimize geri iade oluruz, iyi şartlarda, iyi maaşlarda çalışmayı temenni ediyoruz” dedi.