Niye aslında bugün Bekir’i, Ali Serkan’ı anmak için toplandık. Burada onlar bizim için ne ifade ediyor? Daha doğrusu bir üniversiteli devrimci olarak benim için ne ifade ediyor?
“Bir işçi çocuğu olarak doğdum
Bir işçi olarak yaşadım
Sınıfımın savaşçısı olarak öleceğim.”
Bekir’in şiirlerini okumaya başladığım zamanlarda bizimkilerle ilk tanıştığım zamanlardı. Dizeler o kadar yalın ve sade anlatılmıştı ki beni, seni, onu, ötekini anlatıyordu aslında.
Savaşçının türküsünde Bekir’i ablasının anlattığı ilk kısım var. Çocukluğuna değinmiş, anneannesine gittiğinde hasta olmasından, daha 5 yaşındayken horozla didişip kafasını kanatmasından. Bunları ilk okuduğumda Bekir meğerse benim çocukluğumla aynı şeyleri yaşamış. Horozla didiştiğimde kafamı değil de bacağımı kanatmıştı, anneannemlere her gittiğimde hasta olup geri dönüyordum, bana alınan tüm oyuncakların mekanizmalarını çözmeye çalışıyordum da sıkılıp bana oyuncak almamışlardı. Bunları anlatıyorum çünkü hayatın içinden insanlarız biz, yaşamlarımız birbirine benzer, aynı sınıfın çocuklarıyız. Bekir’in hayatıyla senin hayatın arasında çok büyük farklar yok aslında. Birer annenin çocuğu biraz gözü kara insanlarız.
Ben bugün daha çok öğrenciliği anlatmak, Serkan’dan bahsetmek istiyorum. Onun şiirlerinden birisiyle başlayabiliriz o yüzden.
Ey elli yıl sonrasının meçhul öğrencisi
Bizler meçhul öğrencilerdik, bu şiiri okuduğumda tüylerim diken diken olmuştu. Bana sesleniyor benimle konuşuyordu devrim şehidi Serkan. Savaşmak istediğim bu kötülüğe karşı çıkış kapısını aralamış oku demişti bana. Serkan’ın hayatını okudum, ablasından arkadaşlarından kendi yazdıklarından. Önce ne yapmak istediğim kısmı, sonra yapacak çok şeyin olduğu kısmı kesinleşti benim için. Aslında uzun uzun şiirlerinden hikayelerinden bahsetmeyi planlamıştım. “İnsan Kirlenmesine Yanıtı” okumayı öneriyorum burada o yüzden. Şimdi benim hissettiklerime gelecek olursak. Aslında bayadır da onu anlatıyorum. Ali Serkan’ın bir hikayesinde sevgiyi mi merak ediyordun bölümü. Koş teybe ‘Led Zeppelin’ koy, seni seviyorum diye ağlamak istiyorsan haykırmak istiyorsan sen bir insansın. Evet evet ben bir insanım, bu konu çok netti. Bu kirli sistemin içinde insan olmaya çalışan birisiydim ben. Sürekli bir yerden insan olduğumuzu söylüyorum farkındayım, insanız diyorum sonra insanlaşmak istiyoruz diyorum. İnsanlaşıyoruz bu kirli sistemi gün gün devirerek, insan olacağız devrim yaparak. Evet yapacağımız tek bir şey var devrim yapmak ancak bu bir süreç ve yapacak çok şey var. Ne yapacağımızdan önce nasıl yapacağımıza gelince onu da Serkan’ın bir şiirinde bulmuştum. “Yaşamı Yeniden Yaratmak”, 3 sene öncesinin anma ayında okumuştum ilk defa, anmaya hazırlanıyorduk, örgütlemek gerekliydi çok kişiye bahsetmek istiyordum Serkan’dan ve Bekir’den. Nasırına toz bulaşmış bir eli sıkabilmek mahallede bir anneye selam verebilmekti aslında konu. Hayatın içinde olmak, yaşamayı beraber öğrenmekti. Şimdi öğrenciler olarak Serkan’ın yazdıklarına bakıyoruz, planımız belli yönetmeye geliyoruz.
Nasıl yöneteceğimizi ise oturup kendi renklerimizle planlıyoruz çünkü biliyoruz biz de var. Bu yüzden kampüslerimizde kendi renklerimizle kendi fikirlerimizle hareketi büyütüyoruz. Ülkenin her yerinde, merkezi ve kitlesel olarak direnişi büyütecek, üniversiteleri yönetecek bir öğrenci örgütlenmesini birlikte kuracağız. Adana’daki öğrencinin derdi benim derdim, onun derdini çözmeden başka bir dert çözemeyiz, o da benim derdimi çözmeli. KYK eylemleri oldu, bir arkadaşımızı daha kaybettik, intihar eden onlarcamız var. Yarın belki ben de intihar ederim öyle bir buhran durumu var. Ama bir çıkış yolumuz var, Komutan Bekir’in şiirlerinde dediği gibi tüm yaşamım senindir diyeceğimiz insanlar var.
Şiirleriyle mücadele etmem gerektiğini anladığım, tüm yaşamım senindir, tüm yaşamını istiyorum diyerek devrime yürümeye başladım aslında. Mücadele etmenin zorunluluğunu çok keskin bir şekilde biliyorken, Bekir’in şiirleri etkiledi beni. Tunç değil çelik olmak gerektiğini öğretti. Sadece beni de değil. Şimdi Bekir’in ortakları olarak mücadeleyi daha da ileriye götürmek, kızıl bayrakların gölgesinde yaşlanacak bedenlere ulaşmak için şiirleri kavgaya çağırıyor bizleri.