Urfa’da sendikalaştıkları için atılan ve patronun fabrikayı kapattığını söylemesi üzerine direnişle taleplerini kabul ettiren Uğur Tekstil işçileri, verilen sözlerin yerine getirilmesini istiyor.
Urfa’da Uğur Tekstil işçileri, Uğur Tekstil patronları Hayri Uğur ve Servan Zenderlioğlu’na cevap vermek üzere basın toplantısı yaptı. İşçiler, patronların kamuoyunu yanılttığını söyleyerek 97 işçinin işe dönmesi için imzalanan taahhütnamenin gereklerinin yerine getirilmediğini vurguladı. İşçiler, Zara markasının da işçilere sırt çevirdiğini söyleyerek taleplerinin karşılanması için yeni bir eylem planı hazırladı.
“Hayri Uğur taahhütnameye uymadı”
Açıklamayı işçiler adına Suphi Şahinalp okudu. İşten atılma süreçlerini hatırlatarak söze başlayan Şahinalp, işten atılan 97 işçinin isminin Urfa Organize Sanayi Bölgesi’nde bulunan diğer fabrikalara verildiğini ve iş bulamadıklarını belirtti. Aylardır seslerini duyurmak ve işe dönmek için mücadele ettiklerini dile getiren Şahinalp, küresel sendikanın ve Zara markasının da devreye girmesiyle 18 Şubat tarihinde Hayri Uğur’un taahhütname imzaladığını aktardı. İmzalanan taahhütnameyle, 97 işçinin 15 gün içinde işe geri alınacağının ve işçilerin işsiz kaldığı süreye dair ücretin de ödeneceğinin açıklandığını söyleyen Şahinalp, 21 Şubat tarihinde Hayri Uğur ile işten atılan işçiler arasında toplantı yapıldığını aktardı.
Toplantıda Hayri Uğur’un taahhütnameye uymayan açıklamalar yaptığına dikkat çeken Şahinalp şöyle konuştu: “Hayri Uğur markaya ve küresel sendikaya işten atılan 97 işçinin tamamını alacağını ve boşta geçen sürenin bütün ücretini vereceğini belirtirken fabrikada yapmış olduğumuz toplantıda herkesi almayacağını ve 18 Kasım’dan itibaren 4 ay geçmesine ve bütün fabrikalarda çarşaf çarşaf isim listelerimiz varken iş bulamayıp borç batağına batan bizlere, hak ettiğimiz ücretin yarısı bile olmayan 8 bin lira vereceğini söyledi”.
Sendikal tazminat davası geri çekilmeden iş başı yapamayacağı söylendi
Toplantı sırasında Hayri Uğur’un işçilere, “Açtığınız davadan vazgeçmeniz gerekmiyor” dediğini söyleyen Şahinalp, “Hayri Uğur bunları söyledikten bir gün sonra Uğur Tekstil’in Mersin’de bulunan genel merkezinden yetkili bir kadın bütün işçileri arayarak davaları geri çekmeden iş başı yapamayacağımızı bildirdi. Biz sendikal davayı ve işe iade davasını bir arada açtık. Eğer işe iade davasını çekersek sendikal tazminat davasını da çekmiş olacağız ve yetmezmiş gibi bir de bu mahkemenin masrafları bizim sırtımıza yük edilecek. Evet bize mahkeme masraflarını karşılayacaklarına söz verdiler ama davasını geri çekip iş başı yapan Ali Taş’a da söz vermişlerdi, Ali Taş icralık oldu” dedi.
İşe iade davasının işe geri döndükten sonra kendiliğinden düşeceğini belirten Şahinalp, “Bunu kendileri de biliyor ama buna rağmen işçilere sendikal tazminat davalarından da feragat etmeyi dayattılar. Bizi iki ayda iki kere işten atanlar, isim listelerimizi fabrikalara dağıtan, bizi işsizliğe mahkum edenler davayı geri çekip kendilerine güvenmemizi isteyemezler. Kimsenin bizden bunu istemeye hakkı yok” ifadelerini kullandı.
“Onlar istiyor ki işçi hak aramasın”
Hayri Uğur’un işçilerle toplantı yaptıktan sonra basına açıklama yaparak kendini temize çıkarmaya çalıştığını ifade eden Şahinalp, “Konuşmasında hepimizi işe aldığını, boşta geçen sürenin ücretini verdiğini söylüyor ama yaklaşık 25 gün geçmesine rağmen ne bizim sigorta girişlerimiz yapılmıştır ne de şirkete vermiş olduğumuz maaş hesaplarımıza 1 kuruş para yatırarak mağduriyetimizi gidermiştir. Bunlar yetmiyormuş gibi haberleri bile olmadan bu davaya şahit olarak gösterdikleri arkadaşlarımıza adliyenin içerisinde sözlü ve bıçaklı tehditte bulunduğumuz iftirasını attılar. Bizler eşkıya ordusu değiliz, asıl eşkıyalık bir insanın ekmeğiyle oynamak ve onu açlıkla terbiye etmektir. Bizler aslında yaşanan onca olayın ne demek olduğunu çok iyi biliyoruz, bir patronun işçiyi karşısına alması, karşılıklı konuşması hatta pazarlık yapması onların çok zoruna gidiyor. Onlar istiyor ki işçi hak aramasın, önüne konan bir tabak yemeğe razı olsun ve işçileri istedikleri gibi sömürsünler” diye konuştu.
30 işçinin 4 aydır iş bulamadığı için açtığı davadan vazgeçerek iş başı yaptığını dile getiren Şahinalp, “Ancak bu arkadaşlarımız bizi arıyor, mobbingin ve baskının devam ettiğini, değişen hiçbir şeyin olmadığını söylüyorlar. İş başı yaptıkları gün tutanak tutulacağı tehdidinde bile bulunmuşlar. İşten çıkarılmadan önce bant ustalığı yapan arkadaşlarımızın şimdi makinada çalıştırıldığını söylediler” ifadelerini kullandı.
“Eğilmeyen bu onurlu başı asla ezemeyeceksiniz”
Patronların sürekli “Bu işçileri birileri yönlendiriyor, birileri kışkırtıyor” dediğini belirten Şahinalp, “Patronlara ve patronla işbirliği yaparak bizi satan sarı sendikacılara göre işçiler kendi başına, kendi iradesi ve aklıyla hak talebinde bulunamazlar, mücadele edemezler. Eğer işçiler bir hak mücadelesi veriyorsa mutlaka birileri onları kışkırtıyor ve yönlendiriyordur. Çünkü onların gözünde biz işçiler bir koyun sürüsüyüz. İşçilerin kendi aklı ve iradesi yoktur. Onlar bir haksızlığa itiraz edemezler. Sermaye sınıfı şunu çok iyi bilmelidir ki eğilmeyen bu onurlu başı asla ezemeyeceksiniz, boynumuzu koparabilirsiniz ama asla ip takıp çekemeyeceksiniz” diyerek tepki gösterdi.
DİSK Tekstil’e tepki
DİSK Tekstil Sendikası yönetimine de tepki gösteren Şahinalp, “Bizler haklı ve onurlu bu mücadelemizin sonunda yenilsek bile adımız tarihe işçi düşmanlığına, işçi kıyımına karşı hakları için sonuna kadar direnen Uğur Tekstil işçileri olarak geçecek. Ancak siz kazansanız da aslında çoktan kaybettiniz. Adınız tarihe sendikalı oldukları için işçileri toplu halde jandarma zoruyla işten atan patron, kendi üyesi olan işçileri masa başında satarak patronla işbirliği yapan, mahkemede işçilere karşı patronun şahitliğini yapan alçak, onursuz ve satılmış sendikacılar ve onların tarafını tutanlar olarak geçecek” dedi.
“Zara, Uğur Tekstil’e yeniden sipariş vermeye başladı”
Zara markasının da işçilere sırt çevirdiğine vurgu yapan Şahinalp, “Hayri Uğur, verdiği hiçbir sözü tam olarak tutmadı ama buna rağmen Zara markası, sanki bütün sorunlar çözülmüş gibi işyerine yeniden sipariş vermeye başladı. Bundan dolayı bugünden itibaren yapacağımız eylemler sadece Uğur Tekstil’e karşı değil bize yapılan bütün haksızlıklardan ve hak ihlallerinden sorumlu olduğu için Zara markasına karşı da yapılacaktır. Taleplerimiz kabul edilene kadar mücadelemiz sürecektir. Bundan hiç kimse kuşku duymasın” diye konuştu.
Taleplerini sıralayan Suphi Şahinalp şöyle konuştu:
“• İşten atılan bütün işçiler koşulsuz işe alınacak ve dışarda kalan bütün işçilerin işe girişi ve sigorta girişi aynı gün yapılacak.
• Sendikal tazminat davalarından feragat etmemiz isteniyorsa, öncelikle bütün mahkeme ve avukat masrafları işveren tarafından karşılanacak ve bu konuda yazılı güvence istiyoruz.
• Hayri Uğur’un imzaladığı taahhütnamede de söz verdiği gibi işsiz kaldığımız sürelerin ücretinin tamamı ödenecektir. Şu ana kadar geçen sürenin asgari ücrete göre yarısı bile etmeyen 8 bin lirayı kesinlikle kabul etmiyoruz.
• Son olarak bu üç maddeyi kapsayan bir protokol imzalanmadan hiçbir şeyi kabul etmeyeceğiz.”
Önümüzdeki bir ay için eylem takvimi hazırladıklarını da ifade eden Şahinalp, eylem planlarını şöyle açıkladı:
“• İlk olarak önümüzdeki çarşamba 16.03.2022 tarihinde fabrikanın önünde bir basın açıklaması yapılacaktır.
• İkinci eylemimiz önümüzdeki pazar günü (20.03.2022) Zara markasının mağazasının olduğu en yakın şehir olan Diyarbakır’da Zara mağazası önünde olacak ve bu eylem de ülke çapında boykot kampanyası ve eylemlerin başlangıcı olacaktır.
• Merkezi Mersin’de olan Uğur Tekstil firması önünde eylem yapılacaktır.
• Mersin ve Adana gibi Zara mağazasının olduğu yakın illerde yapılacak eylemlerin ardından İstanbul’da bulunan Zara markasının Türkiye ofisi önünde basın açıklaması yapılacaktır.
• Hayri Uğur beyin evinin önünde eylem yapılacaktır.
• Bu eylemler devam ederken, en geç mart ayı sonunda Ankara’ya TBMM’ye giderek burada grubu olan siyası partiler, milletvekilleri ile görüşme yapacağız ve basın toplantısı yapacağız.”