İstanbul Üniversitesinde tacizci ve faşist çetelerin kadın öğrencileri “tecavüzle” tehdit etmesine ilişkin Üniversiteli Kadınlar Beyazıt’ta basın açıklaması yaptı. Kadınlar “Tacizci ve faşist çetelere geçit vermeyeceğiz” dedi ve tüm kadınları 25 Kasım’da Taksim’e mücadeleyi büyütmeye çağırdı.
Geçtiğimiz günlerde İstanbul Üniversitesi Beyazıt Kampüsü önünde öğrenciler faşist çeteler tarafından bir kafede sıkıştırıldı, sonraki günlerde aynı çete tarafından saldırıya uğradı ve kadın öğrenciler tecavüzle tehdit edildi. Ayrıca ülkü ocakları üyesi Alper Eroğlu da kadın öğrencileri tecavüzle tehdit etti.
Üniversiteli Kadınlar saldırılara ve tehditlere karşı Beyazıt Kampüsü önünde eylem yaptı. Eylemde “Faşist çeteler kampüslerde arkadaşlarımızın etrafını sarıp onları tehdit ediyorlar. Özellikle kadın ve LGBTİ+’ları hedef gösteren bu kitleye asla izin vermeyeceğiz. Biz dayanışmamızla buradayız, kampüslerimiz bizimdir. Bizler bugün için çağrımızı tacizci çetelere geçit vermeyeceğiz, diye yayınladık. Ve onlar kendilerinin tacizci olduklarını bildikleri için bize sosyal medyadan da saldırdılar. Ne sosyal medyada, ne kampüslerimizde bizi tecavüzle, şiddetle tehdit etmelerine asla izin vermeyeceğiz. Kampüslerimiz bizimdir, bizim kalacak. Bizler asla ellerinde bıçaklar, kesici aletler; dilinde küfürler, tehditler olan bu çetelere geçit vermeyeceğiz.” denildi.
“Kampüslerimizde tacizci, faşist çetelere yer yok” pankartının açıldığı eylemde “Erkek devlet şiddetine son”, “Jin, jiyan, azadi” sloganları atıldı. Üniversiteli Kadınlar adına basın açıklamasını ÖGK’dan Eylül Cemre Demirel okudu.
“Bu saldırıların temel sorumlusu erkek devlet”
Demirel, üniversitelerde, liselerde, iş yerlerinde erkek egemen zihniyeti körükleyerek saldırılara zemin hazırlayan, kadın katillerine iyi hal indirimleri vererek tekrar sokaklara salan, İstanbul Sözleşmesi’ni bir gecede fesheden, genelgeler yayınlayarak okullarda kadın topluluklarını kapatan, etkinlik ve eylemlere saldıran, 8 Mart çalışmalarına engel olan, cinsiyetçi eğitim ile makbul kadınlar yaratmaya çalışan, “Kadının tek kariyeri çocuk doğurmaktır” diyerek cinsiyetçi politikalar üreten, Şebnem Korur Fincancı’nın yaptığı bilimsel açıklamalarını suç göstererek tutuklayan erkek devletin bu saldırıların temel sorumlusu olduğunu ifade etti.
Devletin erkek egemen politikalarının devamcısı olan ülkü ocaklarının, Mahsa Amini için Cebeci’de eylem yapan kadınlara, Ankara Üniversitesi’nde kadınlara elinde bıçakla, İstanbul Üniversitesi’nde LGBTİ+’ların etkinliklerine saldırdığını hatırlatan Demirel, “Hacettepe üniversitesinde newroz kutlaması yapmak isteyen öğrencilere saldıran da yine bu faşist çetelerdir. Özgecan Aslan’ın katili Suphi Altındöken, aynı çetenin üyesidir. Şule Çet’in katilinin avukatlığını yapan bu faşist çetenin reisi Büyükkayaer’dir. Aydın’da 16 yaşındaki bir çocuğa cinsel istismarda bulunan Alpay Çömez Ülkü Ocakları başkanıdır. Aleyna Çakır’ın ve Esra Hankulu’nun faili Ümitcan Uygun’un yine Ülkü Ocakları ile bağı olduğunu MHP binasında çekildiği fotoğraflarından biliyoruz.” dedi.
“Faşist çetelere geçit vermeyeceğiz”
Üniversiteli kadınlar olarak her türlü tacize ve saldırıya karşı kadın özgürlük mücadelesini ve kadın dayanışmasını var ettiklerinin altını çizen Demirel, “Üniversitelerde ırkçı, kadın düşmanı, LGBTİ+fobik faaliyetler yürüten ve her fırsatta kadınlara saldıran, taciz eden faşist çetelere geçit vermeyeceğiz. Kampüslerimizi de, yaşam alanlarımızı da terk etmiyoruz. 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Gününe giderken erkek şiddetine, erkek devlet şiddetine ve onun hayatımızın her alanında örgütlediği saldırılarına karşı sokaklarda olduğumuz gibi kampüslerde de kadınların özgürlüğü için mücadeleyi büyüteceğiz.” şeklinde konuştu.
Basın açıklaması tüm kadınlar, bu saldırılara karşı mücadeleyi büyütmeye, 25 Kasım’da Taksim’e çağırıldı.