26.6 C
İstanbul
7 Ağustos Perşembe, 2025
spot_img

Üçlü Zirve Tahran’da başladı

İdlib için yapılan zirve, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ve Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin’in katılımıyla başladı.

İran’ın başkenti Tahran’daki üçlü zirve, Cumhurbaşkanı Erdoğan, İran Cumhurbaşkanı Ruhani ve Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Putin’in katılımıyla bugün gerçekleşiyor. Üçlü zirevenin en önemli gündemi Suriye’de cihatçıların son büyük kalesi olan İdlib’e yönelik başlaması beklenen operasyon olacak.

Erdoğan Ruhani görüşmesi

İran Liderler Konferans Salonu’nda Ruhani’nin ev sahipliğinde Suriye meselesi için yapılacak Türkiye-Rusya-İran Üçlü Zirvesi öncesi gerçekleşen baş başa görüşme 45 dakika sürdü.

Zirve öncesi Erdoğan ile Ruhani, basına kapalı olarak ikili görüşme gerçekleştirdi.

İdlib için belirleyici olması beklenen Astana üçlüsü zirvesi için Tahran’a giden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, zirve öncesi İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ile görüştü. Erdoğan, “Bugün gerçekten çok önemli ve anlamlı bir gün. Soçi ve Ankara’dan sonra Tahran’da önemli bir görüşmeyi gerçekleştireceğiz” dedi.
Putin Erdoğan görüşmesi

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Putin’in de “Üçlü Zirve” öncesi baş başa görüşme gerçekleştirdi.

Putin, Erdoğan ve Ruhani, Tahran’da bir araya geldi

İran’ın başkenti Tahran’da İdlib’in kaderi için belirleyici olacağı belirtilen zirvenin başında söz alan ilk isim olan İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani şu ifadeleri kullandı: “Suriye’de terörizmle mücadele için bu buluşma ne geçmişte ne gelecekte kendi kararımızı kabul ettirmek üzerine olmuştur. Suriye halkı dostumuzdur. Bölgedeki bazı ülkelerin terörizmle ilgili endişelerini anlıyoruz, ama Suriye hükümetiyle organize olmadan doğrudan müdahelenin krize neden olacağını biliyoruz. (…) İlk ve son rol Suriye milletinindir.”

Zirve, Suriye’de cihatçıların elinde kalan son büyük yerleşim yeri olan İdlib’e yönelik olası bir operasyon nedeniyle gerilimin arttığı bir dönemde yapılıyor.

Yerleşim yeri nedeniyle gerilimin artmasının bir diğer sebebiyse, burada sahte bir kimyasal saldırı düzenlenmesinden endişelenilmesi. Rus yetkililer, İdlib’deki cihatçıların, Suriye hükümetinin suçlu tutulacağı sahte bir saldırıya hazırlanıldığı konusunda uyarı yapıyor. ABD ve müttefikleriyse Şam’ın İdlib’de kimyasal silah kullanması halinde Suriye’yi yeniden vurmakla tehdit ediyor.

Diğer taraftan İdlib’in yarısından fazlasını, El Kaide’nin Suriye kolu olan El Nusra’nın başını çektiği Heyet Tahrir el Şam (HTŞ) isimli cihatçı grup kontrol ediyor. Bir kısmıysa Türkiye’nin desteklediği silahlı grupların denetiminde olan İdlib’de hükümet ise güneydoğudaki küçük bir parçanın kontrolünü elinde tutuyor.

İdlib’deki nüfusun neredeyse yarısını, teslim olma anlaşmalarıyla yeniden hükümetin kontrolüne geçen bölgelerden tahliye edilen militanlar ve aileleri ya da çatışmalar nedeniyle yerinden edilenler oluşturuyor.

Astana sürecinin garantör ülkeleri olan Rusya, Türkiye ve İran, geçen yıl İdlib’i çatışmasızlık ilan edilen gerilimi azaltma bölgelerinden biri olarak belirlemişti. Fakat bu çatışmasızlık anlaşması, El Kaide bağlantılı HTŞ için geçerli değil. Tahran’daki zirveden birkaç gün önce Rus savaş uçakları İdlib’de HTŞ’nin kontrolünde olan bazı hedefleri vurmuştu.

Nitekim Tahran’daki zirvede İdlib’e yönelik olası bir operasyonun kapsamı ve zamanlamasının belirlenmesi bekleniyor.Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in yardımcısı Yuriy Uşakov Tahran’daki görüşme için ‘çok önemli’ ifadesini kullanıp bu görüşmede ‘terörist kalıntılarının biriktiği İdlib’deki duruma ayrıca odaklanılacağını’ söylemişti.

Daha önce Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov ‘terör yuvası’ olarak tanımladığı İdlib’in giderek büyüyen bir endişeye sebep olduğunu belirtmişti.

Putin: İdlib’e provokasyon hazırlığı var

Ruhani’nin ardından konuşan Rusya lideri Vladimir Putin de Suriye’de normalleşme sürecinde önemli bir yol alındığını belirten Putin bu ülkede terörist tehdidin ise başta İdlib’de olmak üzere devam ettiğini söyledi. Rus lider, İdlib’deki terörist grupların bir kimyasal saldırı tezgahlayarak provokasyon yapmaya hazırlandığını da kaydetti.

Rusya lideri ayrıca, Rus hava güçlerinin müdahalesinin yardımıyla Suriye’nin önemli bir bölümünün terörist gruplardan geri alınması ve Rusya, Türkiye ve İran’ın Astana süreci kapsamındaki çabaları sayesinde Suriyelilerin kendi kaderlerini bağımsız bir biçimde belirlemesi için gereken tüm koşulların sağlandığını vurguladı.

Putin, “Suriyelilerin kendi ülkelerinin geleceğinin nasıl olacağını bağımsız bir biçimde belirlemeye başlaması için gereken tüm koşullar oluşturuldu” ifadelerini kullandı.  Rus lider, Suriye’ye insani yardım çabalarının sistemli bir hale getirilip Suriyeli göçmenlerin kitlesel halde evlerine dönmesinin sağlanmasının yararlı olacağını da söyledi.

Eerdoğan: İdlib’in kan gölüne dönmesini istemiyoruz

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise konuşmasına Ruhani ve Putin’e teşekkür ederek başladı: “Zirveden çıkacak sonuçlar tüm dünya tarafından şu anda sabırsızlıkla bekleniyor. Alacağımız kararlarda bu beklentileri boşa çıkarmayacağıma inanıyorum. Asgari müşterekler suriye’nin siyasi birliğinin sağlanması, toprak bütünlüğünün korunması ve ithilafa barışçıl bir siyasi çözüm bulunmasıdır. Bu amaçla baştan beri sahada şiddetin durdurulmasını, insani durumun iyileştirilmesini ve siyasi sürecin önünün açılmasını hedefledik.

Aynı anlayışla Cerablus, El Bab ve Afrin gib iyerlerde sahaya inerek terörist unsurları bölgeden temizledik. Böylece Suriye topraklarını güvenli hale getirerek huzur ve istikrarı temin ederek, mültecilerin evlerine dönebileceği şartları hazırlamaya çalıştık.

Diğer taraftan yine Astana kapsamında hayata geçirdiğimiz en kritik adım gerginliği azaltma bölgelerinin tesisidir. Ancak zamanla bunlar farklı bahanelerle tek tek tasfiye edildi. Bugün sadece İdlib kaldı. Her ne gerekçeyle olursa olsun İdlib’e yapılan ve yapılacak bir saldırı felaketle, katliamla ve çok büyük bir insani durumla sonuçlanacaktır.

Çoğunluğu Suriyeli 4.5 milyon topraklarında halen barındırmakta olan Türkiye, mülteci ağırlama kapasitesini zaten doldurmuştur. Rus ve İranlı dostlarımızın İdlib’teki güvenlik endişelerini elbette anlıyoruz. Benzer kaygıları en az sizler kadar bizler de duyuyoruz. Ancak İdlib gibi her şeyin iç içe olduğu bir yerde teröristlere karşı mücadelede zaman ve farklı yöntemlere ihtiyaç var. İdlib’in kan gölüne dönmesini asla istemiyoruz. Dostlarımızdan da bu çabalarımızda bize destek olmanızı bekliyoruz. Meseleyi Astana ruhuna uygun şekilde çözmeyi hedeflemeliyiz. Zira Astana’nın itibar ve güvenliğinin sınanacağı son fırsattır. Türkiye’nin İdlib konusundaki hassasiyesinin ve kararlılığının doğru anlaşılmasını sizlerden özellikle rica ediyorum. Astana garantörlerinin Suriye’de yeni bir şiddet dalgası ve insani kriz yaşanmayacağına dair kamuoyuna mesaj vermesi gerekmektedir.

Türkiye, özellikle Suriye’nin siyasi, coğrafi gerçek bütünlüğü sağlanana kadar bölgedeki varlığını korumakta kararlıdır. Tehdidin kaynağına ve boyutuna göre adım atmayı sürdüreceğiz.”

Erdoğan, “Ülkemizin sağladığı örtülü güvencenin, kendi halkına yönelik katliamları hala hafızalarımızda olan Esed rejiminin insafına bırakılmasına rıza gösteremeyiz” diye konuştu. Bundan sonraki toplantının Rusya’da yapılacağını söyleyen Erdoğan, oradaki toplantıya çok daha olumlu gelişmelerle gitmeyi temenni ettiğin isöyledi.

 

 

Son Haberler

ÇOK OKUNANLAR

ÖZGÜR BİR DÜNYA İÇİN!

KALDIRAÇ DERGİSİ'NİN ŞUBAT SAYISI ÇIKTIspot_img

DÜNYAYI İSTİYORUZ!

İŞÇİ GAZETESİ'NİN 222. SAYISI ÇIKTI!spot_img

ARTIK TELEGRAM'DAYIZ!

spot_img

Bizi takip edebilirsiniz

369BeğenenlerBeğen
851TakipçilerTakip Et
14,108TakipçilerTakip Et
1,960AboneAbone Ol