Gökhan Yıldırım’ın hukuksuzca tekrar tutuklanmasının ve tedavi hakkının engellenmesinin 100. gününde konuşan Erkan Yıldırım ve Sibel Balaç Yıldırım’ın serbest bırakılmasını istedi.
Tekirdağ 1 Nolu F Tipi Hapishanesi’nde tutsak olan Gökhan Yıldırım 25 Aralık 2021’de adil yargılanma talebiyle açlık grevine başladı. 5 Eylül 2022’de hakkında infaz erteleme kararı verilince eylemini sonlandırdı. 22 Kasım 2022’de ise Tekirdağ Savcılığı’nın verdiği “İnfaz Ertelemenin Kaldırılması” kararı, avukatlarının infaz hakimliğine yaptığı itiraz sonucu kaldırılmış ve Yıldırım’ın serbest bırakılmasına karar verilmişti.
Ancak Tekirdağ Savcılığı aynı gün Tekirdağ 1. Ağır Ceza Mahkemesine itiraz etti. Bu itiraz hakkında Tekirdağ 1. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti 29 Kasım’da verdiği kararla, savcılığın itirazını kabul etti ve infaz hakimliğinin tahliye yönündeki kararını kaldırmıştı.
Gökhan Yıldırım, hakkında yeni bir sağlık kurulu ve ATK (Adli Tıp Kurumu) muayenesi yapılmamışken, dolayısıyla hakkında yeni bir sağlık raporu verilmemişken hâlihazırdaki ATK raporu ve tahliye kararı hiçe sayılarak hukuksuz bir şekilde tekrar tutuklandı ve Yıldırım’ın tedavi hakkı engellendi.
19 Aralık 2022’de Yıldırım için Anayasa Mahkemesi’ne yapılan acil talepli tahliye talebi ise hapishane idaresinden alınan bilgilere dayanarak; hapishane koşullarında tedavisinin mümkün olduğu ve yaşamına yönelik bir tehlike olmadığı gerekçeleriyle reddedildi.
“Gökhan’ın tedavi hakkı elinden alındı”
Yıldırım’ın tekrar tutsaklığının 100. gününde konuşan abisi Erkan Yıldırım, kardeşiyle dün görüşme yaptığını fakat Gökhan’ın ağrılarından kaynaklı sesinin hiç iyi olmadığını kaydetti. Erkan Yıldırım, “Belli ki yorgundu ve ağrılarından dolayı normal bir konuşma yoktu. Konuştuğundan ağrılarının varlığı hissediliyordu. Sesinin kötü olduğunu söyleyip nasıl olduğunu sorduğumda bahsetti biraz sorunlarından.” şeklinde konuştu.
“Gökhan’ın tekrar hukuksuz bir şekilde cezaevine konuluşunun 100. günü” diyen Yıldırım sözlerine şöyle devam etti: “Adli tıp kararı ve infaz erteleme kararı olmasına rağmen hiçbir hukuki gerekçe gösterilmeksizin Gökhan Yıldırım zorla tekrar cezaevine konuldu. Cezaevine konulduktan sonra Gökhan’ın tedavi hakkı elinden alınmış oldu. Bunun için de içinde bulunduğumuz durumda Gökhan’ın ağrılarının daha çok şiddetlendiğini anlayabiliyoruz.”
Bu hukuksuzluğun bir an önce son bulması çağrısını yapan Yıldırım “Gökhan Yıldırım’ın bir an önce serbest bırakılıp tedavi hakkının sağlanmasını istiyorum. Abisi olarak daha önce Anayasa Mahkemesi başkanından taleplerde bulundum. Dilekçeler gönderdik bunu için, hala bir geri dönüş yok. Sürecin takipçisi olmaya devam edeceğiz.” dedi.
Yıldırım gözaltında tehdit edildi
Gökhan Yıldırım’ın 256 günlük ölüm orucu sonrasında infaz ertelemesiyle tahliye edildiğini fakat hastane dönüşü işkenceyle gözaltına alınarak tutuklandığını belirten Sibel Balaç, Yıldırım’ın gözaltı sürecinde polisle arasında geçenleri şu şekilde aktardı: “Gökhan gözaltına alındığında polisler ona ‘Devlet size iyilik yaptı, tedavi olun diye serbest bıraktı ama siz zafer kutlamaları yapıyorsunuz’ demişler. Hatta ‘Sen ölüm orucunda ölmeyi hak etmedin. Seni biz öldüreceğiz’ diye tehdit etmişler.”
Kazanılan zafer karşısında hazımsızlığın olduğunu kaydeden Balaç bu zaferin halkın zaferi olduğunu ve devletin halkın adaletsizliğe karşı tepki göstermesinden çok korktuğunu söyledi.
Yıldırım’a konan tanının polinöropati yani şiddetli sinir ağrıları olduğunu belirten Balaç ayrıca Yıldırım’ın nöromotor denge bozukluğu olduğunu, yanında biri olmadığı zaman düşebileceğini, kendini yaralayabileceğini ve kalıcı hasarlar oluşabileceğini ifade etti.
Hekimlere ve hukukçulara çağrı
Tüm bu tanıların raporlarının Adli Tıp Kurumu ve Yıldırım’ın tedavi sürecinde gittiği hastanelerde var olduğunu belirten Balaç “Hekimlerin ortada bir kararı var. Bu karara hukuken de tıbben de uymaları gerekiyor. Bu açıdan biz İstanbul Tabip Odası’nın ve demokratik kitle örgütlerinin bu konunun takipçisi olmalarını ve bu konuda bir şeyler yapmalarını istiyoruz. Aynı şekilde İstanbul Barosu’nun, baroların da bir şeyler yapmasını istiyoruz. Çünkü hukuken de tıbbi açıdan da hem avukatların, hukukçuların hem hekimlerin meslek onuruna da bir saldırı. Çünkü onların verdiği kararlar, halkın lehine verdiği kararlar tanınmıyor.” şeklinde konuştu.
Yıldırım’ın tedavi hakkı engelleniyor
Balaç, “Gökhan için verilen randevular çok geç. Örneğin bir fizik tedaviye gitmesi için 1,5 yıl sonraya randevu verdiler. Aynı zamanda tekrar bir adli tıp süreci başlaması gerekiyor, geç bile kalındı. Bununla ilgili randevuları geç veriyorlar, ağır aksak ilerliyor, ilaçlarına ulaşamıyor. İstediği hekimi seçemiyor çünkü oradaki deneyimli hekimler çok az.” diyerek Yıldırım’ın tedavi hakkının da engellendiğinin altını çizgi.
AYM, polisin ve hapishanenin söylemlerini baz almış
Anayasa Mahkemesi’nin “Hapishanede hayati riski yoktur, tedaviye ulaşabilir.” kararı verdiğini hatırlatan Balaç, AYM’nin bu kararı verirken polis tutanaklarını baz aldığını ve hapishaneye sorduğunu ifade etti ve şunları söyledi:
“Bu kararı verirken Anayasa Mahkemesi polisleri tutanaklarını baz aldı ve aynı zamanda tedavi olup olamadığını hapishaneye sordu. Hapishanede yaşananlar çok belli, hasta tutsakların yaşadığı belli. Ve hapishanenin bu konuda karar verme, bir beyanda bulunma yetkisi hiçbir açıdan olamaz. Çünkü hasta tutsaklara yapılan işkenceler ortada. Anayasa Mahkemesi doğru bir karar vermemiştir. Bu konuda zaten olan bir Adli Tıp kararı var, bu karara uymalı.”
“Gökhan’ın serbest bırakılmasını istiyoruz”
Balaç son olarak “Dediğimiz gibi Gökhan 100 gündür tutsak. Bu 100 gündür yaşanan işkence demek, hukuksuzluk adaletsizlik demek. Gökhan’ın serbest bırakılmasını istiyoruz. Adil yargılanma hakkımızı istiyoruz.” dedi.
