Erdoğan’ın Kuzey Suriye’ye operasyon yapacakları açıklamasına tepkiler gelmeye devam ediyor. Rusya ve ABD’nin ardından Avrupa Birliği de Türkiye’yi bölgedeki tabloyu sekteye uğratacak adımlardan kaçınmaya çağırdı.
Türkiye’nin, Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik askeri operasyon tehdidi ve bu yönde sürdürdüğü hazırlıklarla birlikte Maxmur Kampı ve Şengal’e yönelik giriştiği hava saldırıları, bölgeyi ve bölgeye dair hesapları olan siyasi aktörleri hareketlendirdi. Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi, Türkiye’nin böylesi bir adım atması halinde yanıt verileceği mesajı verirken, Pentagon’dan ilk elden ‘kabul edilemez’ açıklaması geldi. Yine Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova, operasyona dair “Türkiye ile bütün konularda pozisyonumuz aynı değil” demekle yetinirken, Suriye ise bu gelişme karşısında sessizliğe bürünmüş durumda. Türkiye’nin böylesi bir adımı atmak istemesinin arkasındaki nedenler ve onu bu adımı atmaya iten güçlerin hesabı ile birlikte yanıtı en çok merak edilen soru, bunun bölgede ve küresel siyasette yaratacağı sonuçlar.
AB’den Türkiye’ye uyarı
Erdoğan’ın Fırat’ın doğusuna operasyon yapacakları yönündeki açıklamaların ardından tepkiler gelmeye devam ediyor. Avrupa Birliği Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini, Türkiye’nin olası Suriye operasyonu hakkında yazılı açıklama yaptı. Mogherini, olası askeri operasyonun “endişe kaynağı” olduğunu belirtti. AB ile Türkiye’nin ortak amacının Suriye ve bölgede şiddeti durdurmak ve istikrarı sağlamak olduğunu aktaran Mogherini, Türkiye’nin IŞİD’e karşı ABD öncülüğünde kurulan uluslararası koalisyonun çabalarını baltalayacak “tek taraflı bir eylemden sakınması” konusunda beklentilerinin olduğunu ifade etti.IŞİD’e karşı savaşın sonlarına yaklaşıldığının altını çizen Mogherini, bu örgütün yenilmesinin 2011’den beri devam eden Suriye krizine sürdürülebilir bir çözüm bulunması için vazgeçilemez bir hedef olduğunu belirtti. “Bu kapsamda Türkiye ile ABD arasındaki Menbiç yol haritasının ivedilikle uygulanması çok önemli” diyen Mogherini, Suriye’nin kuzeyinde her kesimce kabul edilebilir bir sonucun Türkiye’nin güvenlik endişelerini kapsarken, IŞİD’e karşı yürütülen operasyonların sekteye uğratılmaması gerektiğini söyledi.
‘Çoğulculuktan yanayız’
ABD’nin başkenti Washington’da düzenlenen 9. Geleneksel TürkiyeKonferansı’nda konuşan ABD Dışişleri Bakanlığı’nda Suriye Danışmanı olarak görev yapan Yarbay Richard Outzen ise ABD’nin Suriye’de çoğulcu bir yapıdan yana olduğunu, söyledi. ABD’nin DSG ile ilişkisi konusunda da konuşan Outzen, şöyle devam etti: “Amerika’nın bakış açısından bakıldığında YPG IŞİD’e karşı savaşan alandaki en etkili güç.IŞİD’i yenmek isteyen Uluslararası Koalisyonla ortak çıkarları var. Çünkü onlar alandalar. Yani Amerikan bakış açısından bu grubu IŞİD’e karşı desteklememiz gerektiği mantıksal bir politika. Bence Suriye’de sonsuza kadar kalacağımız ve SuriyeliKürtler ülkenin kuzeydoğusu için tek çözüm gibi düşünceler yanlış savlar. Suriye’nin kuzeydoğusundaKürtler, Suriyeli Hristiyanlar, Türkmenler, Araplar yaşıyor. Amerika tarafı o bölgede çoğulculuk ve temsilcilerden oluşan bir yönetimden yana.” “Önce IŞİD’i defedelim” diyen Richard Outzen, ardından bu bölgelerde maksimum seviyede yereltemsiliyetin oluşturulması için çaba harcanması gerektiğini kaydetti.
Kongre üyesi uyardı
ABD Kongresi’nin son oturumunda konuşan kongre üyesi Thomas Garrett ise Türk devletinin MaxmurKampı ile Şengal’e yönelik saldırılarına tepki gösterdi. Garrett, saldırıların hiçbir şekilde meşru olmadığını ve kabul edilmesinin mümkün olmadığını söyledi. Garrett, geçen günlerde Kuzey ve Doğu Suriye’ye ziyarette bulunmuştu.
AA’dan mesaj iddiası
Öte yandan Anadolu Ajansı(AA)tarafından servis edilen bir habere göre, Amerikalı yetkililerin, ÖSO gruplarına ve ‘Suriye Muhalefeti ve Devrimci Güçler Koalisyonu’na mesaj göndererek, Türkiye’nin olası operasyonuna katılmamaları yönünde uyardığı iddia edildi. Mesajda, harekata katılacak unsurların doğrudan ABD ordusuyla karşı karşıya geleceği belirtilerek, “Özgür Suriye Ordusu veya SMDK’nın (harekata) herhangi bir şekilde katılımı ABD ve Koalisyon Güçlerine saldırı demektir ve bu gerekKoalisyon Güçleri gerek ABD ile doğrudan çatışmaya yol açacaktır. ABD güçleri ve SDG iç içe geçmiş durumdadır. DolayısıylaKoalisyon Güçleri ve ABD güçleri hedef alınıp çatışmaksızın SDG’ye saldırılamaz.”
‘ABD karşılık verebilir’
Bölgeyi yakından takip eden isimlerden gazeteci-yazar Musa Özuğurlu, Türkiye’nin olası operasyonunun tetikleyeceği gelişmeleri Mezopotamya Ajansı’na (MA) yorumladı. Özuğurlu, Erdoğan’ın tarih vererek bir açıklama yapmasının bölgeye yönelik operasyonun olma olasılığını güçlendirdiğini belirtti. Mevcut durumda “Bundan sonra ne olacak?” sorusunun önemli olduğunu vurgulayan Özuğurlu, şu değerlendirmeyi yaptı: “Bu sorunun cevabını verebilmek için bir takım verileri değerlendirmek lazım. Bir saldırı olursa hangi unsurlarla yapılacak, ne kadar derinlikte ve genişlikte olacak, hangi merkezler hedef alınacak? Bunların cevabı, aynı zamanda ABD’nin Türkiye’ye yönelik tepkisini de belki belirleyecek olan bir durum. Daha sonrasına bakmak gerekiyor bence. Eğer yerleşim yerlerinin direkt hedef alınması söz konusu değilse, bir görüntü vermek için yapılacaksa bu operasyon, ABD sesini çıkarmayabilir. Bir süre daha herhangi bir karşılaşma olmaması için kenarda durabilir. Ama bugüne kadar ABD’nin çok büyük yatırım yaptığı ve ısrarla ‘kabul edilemez’le açıkladığı bir ortamda operasyonun yapılması, ABD’nin buna karşılık vermesi demektir. Bunu doğrudan ABD unsurlarının cevap vereceği anlamında söylemiyorum. Bugüne kadar ABD zaten oradaki askeri stratejisini iki ayaklı kurdu. Birincisi; orada kendisi üstleri ve varlığı ile beraber.İkincisi de işbirliği yaptığı YPG veya daha genel tanımı ile SDG ile karşılık verebilir.”
Yeni Yaşam Gazetesi