Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 12 Ekimde Temmuz ayına ait işsizlik verilerini açıkladı. Buna göre 15-64 yaş arası işsizlik oranı geçen yılın Temmuz ayına göre 369 bin kişi azalarak yüzde 13,4 olmuş. Oysa aynı dönemde istihdamda azalma olduğu görülüyor. Normal şartlarda, eğer insanlar buhar olup uçmadıysa istihdamdaki azalmanın işsizlik rakamlarına artış olarak yansıması gerekir. Peki, nasıl oluyor da istihdam azaldığı halde aynı anda işsizlik azalıyor?
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 12 Ekimde Temmuz ayına ait işsizlik verilerini açıkladı. Buna göre 15-64 yaş arası işsizlik oranı geçen yılın Temmuz ayına göre 369 bin kişi azalarak yüzde 13,4 olmuş. Oysa aynı dönemde istihdamda azalma olduğu görülüyor. Normal şartlarda, eğer insanlar buhar olup uçmadıysa istihdamdaki azalmanın işsizlik rakamlarına artış olarak yansıması gerekir. Peki, nasıl oluyor da istihdam azaldığı halde aynı anda işsizlik azalıyor?
İşte TÜİK “mucizesi” burada devreye giriyor ve ülkede çalışabilir durumdaki nüfus artmasına rağmen bir hokus pokusla işgücüne katılan işçi sayısı azaltılıyor. Böylece istihdamdaki azalma işgücüne katılımdaki azalmadan fazla olmadığı takdirde işsizlik azalmış oluyor! Nitekim TÜİK’e göre işgücüne katılım 1 milyon 622 bin kişi azalarak yüzde 50,3 olurken, istihdam edilen kişi sayısı ise 1 milyon 254 bin kişi azalarak yüzde 43,5 olmuş. Rakam olarak söyleyecek olursak Türkiye’de iş gücüne katılan kişi sayısı 31 milyon 491 bin, istihdam edilen kişi sayısı 27 milyon 263 bin olurken işsiz sayısı 4 milyon 227 bin olmuş.
İş aramayan kişi sayısı ise 31 milyon 135 bin olarak belirtilmiş. İş aramadığını söyleyen emekliler, öğrenciler, ev kadınları ve çalışamayacak durumda olanların toplamı 24 milyon yapıyor. Peki, geriye kalan 7 milyon kişi neden iş aramıyor? Bu insanlar işsizler arasında değilse nerede?
TÜİK’e göre iş aramayıp ama çalışmaya hazır olan tam 4 milyon 201 bin kişi bulunuyor
Bunların neden iş aramadığına gelince… 1 milyon 335 bin kişi iş bulmaktan ümidini kesmiş! Geri kalan yaklaşık 3 milyon kişinin ise neden iş aramadığını bilmiyoruz! Bildiğimiz tek şey, nedeni ne olursa olsun TÜİK’in son dört haftada iş aramayanları işsizden saymadığı! Bir de iş aramama gerekçesi “diğer” olarak kategorize edilen yaklaşık 2,7 milyonluk bir kesim bulunuyor. Bunların neden iş aramadığını da bilmiyoruz. Haydi, bu kişilerin gönül rızasıyla iş aramadığını farz ederek hesap dışı bırakalım. Bu durumda bile yalnızca TÜİK rakamlarını dikkate aldığımızda, Türkiye’de işsiz sayısının 8,5 milyon olduğunu görürüz.
Ancak TÜİK’in hesaplamadığı bir kesim daha var ki, bunlar istihdamda göründüğü halde eksik istihdam edilen 1,3 milyonluk bir kesimdir. DİSK-AR’ın açıkladığı verilere göre bu kesimi de hesaba kattığımızda Türkiye’de geniş tanımlı işsizlerin sayısı 9,8 milyon, işsizlik oranı ise yüzde 27,3’tür. DİSK-AR, aynı zamanda koronavirüs gerekçesiyle kısa çalışmada ya da ücretsiz izinde olan işçileri de hesaba katarak “Covid-19 Etkisiyle Geniş Tanımlı İşsizlik” rakamlarını açıklıyor. Buna göre ise işsizlerin sayısı 10,4 milyonu, işsizlik oranı ise yüzde 29,1’i buluyor!
Genç işsizlik ise yakıcı bir sorun olarak ortada duruyor. Genç İşsizler Platformu raporunda 15-34 yaş grubunda 2,5 milyon işsiz olduğunu belirtiyor. Daha vahim olanı ise 15-29 yaş grubunda ne eğitim alan ne de çalışan/staj gören genç oranının yüzde 33,1’e, toplam sayının 5 milyon 903 bine çıkmış olmasıdır. Yani her üç gençten biri hayata dair hiçbir beklentisi ve çabası olmadan yaşıyor, adeta boşlukta sallanıyor!
Yakıcı gerçekler ayan beyan ortada olmasına rağmen, TÜİK her seferinde gerçeklere takla attırarak işsizliği olduğundan düşük gösteriyor. Dışarıda fırtına varken havanın az bulutlu olduğunu söylemek ne kadar gerçekçiyse, TÜİK’in açıkladığı işsizlik rakamları da o kadar gerçekçidir. İstatistik dediğimiz şey, şayet çarpıtılmazsa gerçekte olanın rakamlarla ifade edilmesidir. Rakamlarla oynanması gerçek yaşamda bir değişiklik yaratmadığına göre, bu tür cambazlıkların işçiler nezdinde TÜİK’in ve AKP iktidarının güvenilirliğinin giderek daha fazla sorgulanması dışında bir karşılığı yoktur.