22.2 C
İstanbul
8 Eylül Pazar, 2024
spot_img

TTB’den 14 Mart Tıp Haftası yürüyüşü: “Şiddetsiz, güvenli ve güvenceli ortamda iyi hekimlik yapmak istiyoruz”

14 Mart Tıp Haftası sebebiyle TTB'nin çağrısıyla Kadıköy'de yürüyüş düzenleyen yüzlerce sağlık emekçisi, şiddetsiz, güvenli ve güvenceli bir çalışma ortamında sağlık hizmeti vermek istediklerini vurguladı.

Türk Tabipleri Birliği (TTB) 14 Mart Tıp Haftası sebebiyle Kadıköy’de bulunan Haydarpaşa Numune Hastanesi’nden Kadıköy rıhtımına yürüdü.

“Şiddetsiz, güvenli ve güvenceli ortamda iyi hekimlik yapmak istiyoruz” ana pankartı arkasında yürüyen hekimler, siyonist İsrail’in işgal saldırıları altındaki Filistin halkı ve Filistinli meslektaşlarıyla dayanışmak için kefiye taktı.

Yüzlerce sağlık emekçisinin katıldığı yürüyüş boyunca “Yaşamak, yaşatmak istiyoruz”, “Filistin halkı yalnız değildir”, “Şiddet varsa hizmet yok”, “Yaşasın örgütlü mücadelemiz”, “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz”, “Emek bizim, söz bizim”, “Susmuyoruz, korkmuyoruz, hiçbir yere gitmiyoruz” sloganları atıldı.

Yürüyüşün ardından sağlık emekçileri Kadıköy rıhtım meydanında yan yana geldi. Buluşma, depremde yaşamını yitiren sağlık emekçileri anısına saygı duruşuyla başladı.

“14 Mart’ı bayram kılmak için birlikte mücadele edelim”

TTB Merkez Konsey Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, 14 Mart’ı sadece sağlık emekçilerinin değil tüm halkın bayramı kılabilmek için mücadele ettiklerini vurgulayarak, “Çünkü hekimler eğer 14 Martları bayram kılamıyorlarsa, sağlık hizmeti sunarken de gittikçe tükenen, gittikçe yorulan ve vazgeçen bir noktaya doğru itiyoruz onları. O nedenle gelin, 14 Martları yalnızca sağlık emekçileri olarak değil, tüm insanlar olarak bayram kılmak için yan yana duralım, birlikte mücadele edelim” dedi.

“Filistin halkının yanında, Filistinli meslektaşlarımızın omuz başındayız”

TTB’nin sadece ülke sınırları içinde değil dünyanın dört bir yanında insanların sağlık hakkını savunduğunu vurgulayan Fincancı, “Filistin’de ağır bir işgalle sağlık kurumlarının saldırı altında olduğu, meslektaşlarımızın her gün bombalar altında sağlık hizmetine zorlandığı koşullarda onların da yanında olduğumuzu ve bir kez daha sağlık kurumlarının, sağlık emekçilerinin hangi çatışma olursa olsun korunması gerektiğini hatırlatmış olalım. Filistinlilerin yanında, Filistinli meslektaşlarımızın omuz başında, birlikte mücadeleye devam etme sözü de verelim bu 14 Mart’ta” ifadelerini kullandı.

Ercan: Taleplerimiz için mücadelemiz sürecek

Basın açıklamasını okuyan İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu üyesi Saffet Ercan, taleplerini şöyle sıraladı:

  • “Sağlık ortamına dair düzenlemeler, TTB ve ilgili sağlık emek-meslek örgütlerinin görüşleriyle yapılmalıdır.
  • TTB’nin sağlıkta şiddet yasa teklifi, mekânsal önlem önerileri kabul edilmelidir. Güvenli bir çalışma ortamı sağlanmasında idarecilerin sorumluluğu öncelikli olarak dikkate alınmalıdır.
  • Hekimlerin/sağlık emekçilerinin dinlenme koşulları, sağlık hizmetinde hataya sevk etmeyecek şekilde düzenlenmelidir. Her sağlık kurumunda yeterli sayıda doktor dinlenme odası, kafeterya, emzirme odası, kreş sağlanmalıdır. Nöbet ertesi izin, idarecilerin insafına bırakılmamalıdır.
  • Pandemilerde, pandemiye yol açan hastalık, sağlık emekçileri için illiyet bağı aranmadan meslek hastalığı kabul edilmelidir.
  • Sağlık emekçileri için fiili hizmet süresi zammı 120 gün olmalıdır.
  • Hekimlerde ek gösterge üst sınırı 7600’e yükseltilmelidir.
  • Tüm sağlık emekçilerine, emekliliğe yansıyan, gerçek enflasyona uygun, insanca yaşayabilecekleri tek kalem maaş verilmelidir.
  • Emekli sandığı, SSK, Bağ-Kur emekli aylıkları arasındaki uçurum giderilmeli, tüm emekli hekim aylıkları yoksulluk sınırının üzerine çıkarılmalı, tüm hekimler emeklerinin hakkı ölçüsünde emekli ikramiyesi alabilmelidir.
  • Vergide adalet istiyoruz! Vergi dilimi üst sınırı yüzde 15 olmalıdır.
  • Muayene süreleri, bilimsel ve nitelikli sağlık hizmeti gözetilerek düzenlenmelidir.
  • Acil servislerde yeşil alan kaldırılmalı, poliklinik hizmeti verilmemelidir.
  • Atamalar bilimsel ölçütlere ve liyakate dayalı olmalıdır.
  • Tıp fakültesi ve tıpta uzmanlık eğitimi kontenjanları, eğitimin niteliği gözetilerek azaltılmalıdır.
  • Koruyucu sağlık sisteminin öncelendiği, güçlü ve bölge tabanlı birinci basamak, basamaklandırılmış ve parasız bir sağlık sistemi inşa edilmelidir.”

Ercan, “Hem hekimler ve sağlık emekçileri hem de halkımızın sağlığı için zorunlu olan bu koşulların sağlanması için mesleğimizden kaynaklanan her türlü gücümüzle mücadelemiz sürecektir” ifadelerini kullandı.

KaynakETHA

Son Haberler

ÇOK OKUNANLAR

KALDIRAÇ DERGİSİ'NİN TEMMUZ SAYISI ÇIKTIspot_img
İŞÇİ GAZETESİ'NİN 218. SAYISI ÇIKTI!spot_img

Bizi takip edebilirsiniz

369BeğenenlerBeğen
851TakipçilerTakip Et
14,108TakipçilerTakip Et
1,920AboneAbone Ol