Türk Tabipleri Birliği (TTB) Halk Sağlığı Kolu tarafından halk sağlığı araştırma görevlilerinin eğitimlerine katkıda bulunmak, sağlık örgütlenmesinin ve halk sağlığının sorunlarını yerinde görmek amacıyla düzenlenen Gezici Eğitim Semineri’nin 34’üncüsü “Afete Dayanıklı Yaşam Alanları ve Halk Sağlığı” başlığıyla 17-23 Eylül 2023 tarihlerinde deprem bölgesinde yapılmıştı. Seminerin raporu ve sunumu, 12 Ocak 2024 günü TTB’de düzenlenen basın toplantısı ile paylaşıldı.
Basın toplantısının açılış konuşmasını yapan TTB Merkez Konseyi Genel Sekreteri Dr. Vedat Bulut; Gezici Eğitim Seminerlerinin halk sağlığı alanındaki önemine dikkat çekerek çalışmanın yürütücülüğünü üstlenen Dr. Muzaffer Eskiocak, Dr. Tacettin İnandı ve Dr. Beyhan Özyurt’a teşekkür etti.
Sunumu seminerin katılımcılarından Dr. Gül Usar Yıldız ve Dr. Sedat Yiğit yaptı. Sunumda Hatay (Dörtyol, İskenderun, Arsuz, Samandağ, Antakya, Kırıkhan), Antep (İslahiye, Nurdağı), Adıyaman (Merkez, Besni) ve Maraş’ta (Merkez, Dulkadiroğlu, Pazarcık) il-ilçe sağlık müdürleriyle, hastane yönetimleriyle, AFAD yetkilileriyle, yerel yönetim bileşenleriyle, tabip odaları ve emek-meslek örgütlerinin yöneticileriyle yapılan görüşmelerden söz edildi. Görüşmelerde birinci, ikinci ve üçüncü basamak sağlık hizmetleri, çevre sağlığı, temiz suya erişim, ruh sağlığı hizmetleri gibi başlıklarda yaşanan sorunlar ve çözüm önerileri üzerine yapılan değerlendirmeler aktarıldı.
Güvenlik ve barınma
Depremin ilk günlerinde güvenlik önlemlerinin alınmadığı/yetersiz kaldığı ve kontrolsüz çok
fazla sayıda insanın kurtarma amacı dışında bölgeye geldiği, yağmalama ve hırsızlık olaylarının olduğu belirtilmiştir. AFAD yeleklerinin kontrolüz dağıtımının yağmacıları kamufle ettiği belirtilmiştir.
Depremzede kadınların geçici yerleşim alanlarında aydınlatılması iyi olmayan tuvalet/banyo
alanına giderken korktukları ve bu sebeple hijyen ve genito-üriner sağlık sorunlarının ortaya
çıktığı ifade edilmiştir.
Görüşmelerde, Hatay’ın uygun olmayan zeminde kurulduğu, deprem sonrası şehir planlarında da aynı planlar ile ve inşaatlarda depreme dirençliliği sağlayacak teknik düzenlemeler yapılmadan yapılaşmanın başladığı ve yapı denetiminin özel şirketler tarafından yapılmaya devam ettiği ifade edilmiştir.
Depremin 9. ayında çoğu yerde konteynır kente geçiş olduğu, 2027’ye kadar barınmanın
konteynır kentlerde olmaya devam edeceği ve çadır kentlerin çok az sayıda kaldığını
belirtilmiştir. Hâlâ çadır kentte barınmaya çalışan nüfusun neredeyse tamamının Suriyeli
sığınmacılar olduğu söylenmiştir.
Su
Hatay’da Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü (HATSU) ile
yapılan görüşmelerde depremin hareketiyle su kaynaklarının ciddi zarar gördüğü, debilerin
azaldığı, su kuyularının ve arıtma tesislerinin hasarlandığı belirtilmiştir. Aynı zamanda enkaz
kaldırma çalışmaları sırasında da alt yapıya zarar verildiği belirtilmiştir. Kurumda vefat,
emeklilik ve istifalarla yetişmiş personelin kaybedildiği buna karşılık hizmet talebinde olan
artışla ciddi zorluklar yaşandığı söylenmiştir.
Çevre Sağlığı
Gezilen tüm illerde yerinde ayrıştırma yapılmakta olduğu gözlemlenmiştir. Bu durum, kentlerin altyapılarının (su, kanalizasyon, elektrik ve iletişim hatları) bozumuma, toz ve asbest gibi insan sağlığın tehdit eden bir çevre sağlığı sorununa yol açmaktadır. Asbest, asbestozdan kansere kadar farklı hastalıklara yol açabilen bir maddedir. Pek çok ilde moloz döküm alanlarının, doğal koruma alanları, tarım arazileri, zeytinlikler veya yaşam alanlarına çok yakın bölgelerde olduğu gözlemlenmiştir.
Sunumdan sonra Dr. Eskiocak önerilerini sıraladı:
- Depremzedelerin başta, deprem yetimleri, yaşlılar, kadınlar, tek ebeveynli aileler olmak üzere, acil yaşamsal gereksinimleri karşılanmalı, sağlıklı oluşun ön koşulları sağlanmalıdır.
- İllerin risklerini azaltma planlarının yenilenmesi.
- İllerin müdahale planlarının yenilenmesi.
Basın toplantısı, seminer katılımcılarının katkıları ve soru-yanıt bölümüyle son buldu.
34. Gezici Eğitim Semineri raporunun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.