Birleşmiş Milletler 73. Genel Kurulu’nda konuşan ABD Başkanı Donald Trump’ın gündeminde Venezuela ve anti-komünizm vardı.
Trump, Venezuela’da “yönetimin askeri darbeyle düşürülmesi”ne yönelik açıklamaların dozu artıyor. Son olarak ABD Başkanı Donald Trump, BM Genel Kurulu görüşmeleri sırasında Maduro yönetiminin “askeri bir darbeyle kolaylıkla devrilebileceğini” söyledi. Benzer açıklamaları geçtiğimiz günlerde ABD Dışişleri Bakanı Pompeo ve Amerika Devletleri Örgütü Başkanı Almargo da yapmıştı.
Trump, ardından sözlerini şöyle sürdürdü:
SOSYALİZM VE KOMÜNİZM ELEŞTİRİSİ
Bugün sosyalizm, petrol zengini ülkeleri batırdı, ekonomilerini çökmüş bir hale getirdi. Şu anda sosyalizm ve komünizm yalnızca yolsuzluk, çürümüşlük ve yoksulluk getirdi. Ve baskı yapan rejimler getirdi. En sonunda da kendi halklarına sefalet içinde bir yaşam getirdi. Bu yüzden burada demokrasinin Venezuela’ya tekrar getirilmesini umut ediyoruz.
Trump 1 sene öncesinde de Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Beyaz Saray’da ikili görüşme gerçekleştirmişti. Görüşmenin ardından Erdoğan ve Trump ortak açıklama yapmışlardı.
Trump’ın, açıklamasına, Soğuk Savaş döneminde ve 1950-53 arasındaki Kore Savaşı’nda Türkiye sağının tavrını hatırlatarak başlaması dikkat çekmişti. “Amerikan ve Türk halkları onlarca yıldır dost ve müttefiktir” diyen Trump sözlerini şöyle sürdürdü:
“Türkiye, komünizme karşı soğuk savaşta önemli bir destekçiydi. Sovyet yayılmasına karşı bir kaleydi… Ve savaşta Türk cesareti efsanedir… Bu gerçek. Türk askerleri, Amerikan askerlerinin yanında cesurca savaşmıştır, bu yaptıklarını unutmadık…”
‘MADURO’YA SESLENİYORUM’
Burada Maduro’nun kendisine de sesleniyorum, yakın danışmanlarına da sesleniyorum. Hatta onların aileleri dahil bütün halkın daha iyi bir yaşam yaşayabilmesi için çalışıyoruz. Siz, bizlerin her yaptığına kötü gözle bakmadığınız sürece biz yardım etmeye de hazırız. Dolayısıyla buradan konu yardıma gelmişken; Amerika artık sadece kendi dostlarına ve saygısını hak edenlere yardımlarını gerçekleştirecek. Herkes artık Amerika’dan hak ettiğini alacak.
‘ULUSLARARASI GÖÇMENLİK SÖZLEŞMESİNDE OLMAYACAĞIZ’
İnsan kaçakçıları, çeteler ve uyuşturucu kaçakçıları dünyanın her yerinde yükselişte. Ve kolay zarar görebilecek halklar bundan daha çok zarar gören kişiler. İnsanlar yoksul kaldıkça bu suç ağlarına yöneliyor. Biz bu kısır döngüyü yıkmalıyız. Ve bunun yerine barış ve refah getirmeliyiz. Bu salonda bulunan bütün uluslarası göçmen politikalarını kendi çıkarlarına uygun olarak düzenlemesi gerektiğine inanıyoruz.
ABD yeni uluslararası göçmenlik sözleşmesine bu yüzden dahil olmayacak. Biz kendi vatandaşlarımızı daha ön planda tutmak durumundayız. Ve bu göçmenlik krizini atlatmak için insanlara kendi ülkelerinde refah içinde yaşayabilecek bir ortam sunmamız lazım. Şu anda bir trajediyi izliyoruz Venezuela’da. 2 milyondan fazla insan Maduro rejiminden kaçıyor ve Kübalı finansörlerinin zulmünden kaçıyor.
‘BARIŞ İÇİN ÇALIŞIYORUZ’
ABD her zaman işbirliği ve bağımsızlığı ön planda tuttu. Ben burada bütün ulusların haklarına saygı gösterilmesi gerektiğine inanıyorum. Amerika sizlere neye ibadet edeceğiniz, nasıl davranacağınızı söylemez. Biz sadece barış için çalışıyoruz. Singapur’dan Brüksel’e kadar ABD’yi dünyanın her yerinde temsil ettim ve bütün uluslarla dostane ilişkiler geliştirmeye çalıştım.
‘DEAŞ’I TEMİZLEDİK’
DEAŞ denen eli kanlı katiller bir zamanlar sahip oldukları bütün bölgelerden temizlendi ve onlara yapılan bütün destekler sona erdi. Suriye’de devam eden trajedi bizi çok üzüyor. Hala daha keder içindeyiz. Ve buradaki askeri ihtilafta gerilimi azaltmak istiyoruz.
Bu sene BM’nin burada barış sürecini yönetmesini istiyoruz. Herkesi buna davet ediyoruz ancak burada kimyasal silahlar kullanılırsa Esad rejimi tarafından, Ürdün ve bunun gibi mültecilere ev sahipliği yapan pek çok ülkeyi insanları korumaya davet ediyorum. Ürdün’de gerçekten merhamet örneği gördük. Suriye’nin yeniden inşası için yaklaşımlarını gerçekten herkese örnek göstermek istiyorum.
‘İRANLI YÖNETİCİLER KENDİ CEPLERİNİ DOLDURUYOR’
İran’daki diktatörlük de bu kötü rejimlere bir örnek. Dünyaya ölüm ve yıkım getirmeyi planlıyorlar. Asla komşularına ve ulusların egemenlik hakkına saygı duymuyorlar. İran yöneticileri kendi kaynaklarını kendi imkanlarını zenginleştirmek için kullanıyorlar. Milyarlarca dolar İran devlet bütçesinden çıkıyor ve bunlar hiç doğru bir şekilde harcanmıyor. Kendi ceplerini dolduruyorlar ve savaş için kullanıyorlar. İran saldırgan ve yayılmacı bir politika izliyor. İşte bu yüzden benim İran’la olan nükleer anlaşmadan çekilmemi destekledi ve tekrar yaptırımları geri getirmemi desteklediler.
‘TERÖRÜ FİNANSE EDEN ÜLKELER ZENGİNLEŞEMEZ’
Kasım 25’ten sonra daha fazla yaptırım uygulayacağız. Bunun İran’la ham petrol ticareti yapan ülkeleri de etkileyeceğini söylemek istiyorum. Terörü finanse eden ülkeler zenginleşemez.
İran’ın saldırganlığı devam ettikçe yaptırımlarımız devam edecek ve herkesi bu mücadelemize ortak olmaya davet ediyoruz.
‘AMERİKA’YI SÖMÜRMELERİNİ İSTEMİYORUZ’
İsrail’deki büyükelçiliğimiz Kudüs’e taşıdık. Burada İsrail’in egemenlik ve güvenliğine saygı duyduğumuz için attığımız bir adım. Hepimizin bildiği, tarihin bildiği olguları reddetmeye gerek olduğunu düşünüyorum. Bütün dogmalar yıllar içinde değişen şeyler. Ve ben de bu değişimin parçası oldum. Biz bunu refah için, barış için yapıyoruz. Özellikle de ticaretin karşılıklı ve adil bir şekilde yürümesini istiyoruz. Kimsenin Amerika’yı sömürmesini istemiyoruz. Şu an Amerika ticari açıdan hiç olmadığı kadar iyi durumda.
‘KENDİ BÜTÇEMİZİ ETRAFA SAÇMAYACAĞIZ’
Bu salondaki pek çok ulus ticaret sisteminin değişmesi gerektiğinin farkında. Örneğin Dünya Ticaret Örgütü’ndeki ülkelerin pek çoğu ilkeleri ihlal ediyor. Bu ülkelerin değerleri çiğneniyor. ABD ilkelere uygun hareket ederken bu ülkeler devletin finanse ettiği sanayileriyle ilkeleri çiğnemeye çalışıyor. Bunların başında da elektronik ürünler geliyor.
ABD pek çok sanayi alanında dünya liderliğine ilerlemek istiyor ve 13 trilyonluk açığını kapatıyoruz. Artık eski günler geride kaldı. İşçilerimizin, sanayimizin sömürülmesine izin vermeyeceğiz. Kendi bütçemizi etrafa saçmayacağız.
‘PETROL FİYATLARINI DÜŞÜRMEK İSTİYORUZ’
OPEC üyesi ülkeler dünyanın diğer ülkelerini ellerindeki petrolü kullanarak domine etmeye çalışıyor. Onları adeta ezmeye çalışıyor, biz bundan memnun değiliz. Petrol fiyatlarını yükseltmek yapılmaması gereken bir şey. Onların da bunu yapmaması gerekiyor. Biz petrol fiyatlarını düşürmek istiyoruz. Bizler artık bu korkunç fiyatları tolere etmeyeceğiz ve tek bir ülkeye bağımlı olmak hem ithalat hem ihracat için bir ülkeyi zor duruma düşürür.
‘ALMANYA BÖYLE DEVAM EDERSE RUSYA’YA BAĞIMLI HALE GELECEK’
Polonya gibi Avrupa ülkeleri artık Baltık denizindeki boru hattından sonra Rusya’ya bağımlı olmaktan kurtuldu. Fakat Almanya böyle devam ederse Rusya’ya bağımlı hale gelecek. Şu anda dünyanın batısında bizler şuna kararlıyız. Bağımsızlık ve hiçbir ülkenin yayılmacı politika izlememesi bizim için çok elzem. Dolayısıyla biz hem kendi adımlarımızı atarken hem de dünyadaki ilişki ağını gözlemlerken bunu gözetlemeye çok dikkat ediyoruz.
‘BM’NİN POTANSİYELİ MUAZZAM’
ABD, BM’yi daha verimli, daha efektif ve daha hesap verebilir yapmak için elinden geleni yapıyor. Hep söylediğim gibi BM’nin potansiyeli muazzam. Ve müzakerecilerimize de söylediğim gibi artık BM Barış Birlikleri’nin sadece yüzde 25’ini biz karşılayacağız. Çünkü bu bizim üzerimizde ağır bir yük olmuştu. Artık Amerika’nın kaynaklarını daha güzel, daha verimli bir şekilde tahsis edeceğiz. Ancak bunu yaparsak BM’nin en büyük idealini gerçekleştirebiliriz. Korkmadan, cesurca, barışa ulaşmaya çalışmalıyız.