Direniş sürecinde sendikacıların tutumunu eleştiren TPI işçileri, “İşçinin söz sahibi olduğu bir anlayışı kurmakta da kararlıyız” diyor.
İzmir Menemen (T2) ve Çiğli’de (T1) bulunan, rüzgar gülü kanadı üretimi yapan Amerikalı şirket TPI Composite fabrikasında çalışan Petrol-İş üyesi 3 bin 600 işçi, düşük zamma ve işten atmalara karşı başlattığı direnişe, Petrol-İş’in çağrısıyla hafta sonuna kadar ara veren işçiler, kararlı olduklarını söylüyor. Petrol-İş İzmir Şubenin genel kurulunun da yaklaştığını dile getiren işçiler, işten atılan işçilerin delege olamayacağı riskinin de bulunduğunu ifade ediyor. Direniş sürecinde sendikacıların tutumunu eleştiren işçiler, “İşçinin söz sahibi olduğu bir anlayışı kurmakta da kararlıyız” diyor.
Evrensel’den Eda Aktaş’ın haberinde, direniş boyunca sendikacıların kendilerini yalnız bıraktığını söyleyen işçiler, “Direnişi biz başlattık ve biz bitireceğiz. Sendika bu süreçte mecbur kaldığı için dahil oldu. Kendi birliğimizi sağladığımız için direnişimiz kazanacak” dedi.
‘Sendikanın tutumu rahatsızlık yaratıyor’
T1’de sürekli baskı altında çalıştıklarını ifade eden bir işçi, “Yarım saatte yapılan işi 15 dakikaya indirme gibi sorunlar yaşadık. Az işçiye çok iş yaptırılıyordu, sendika ise bu süreçte hiç ortada yoktu. Ben işe başladığımdan beri hiçbir sorunum çözülmedi. Son olarak ücretler de geçinmek için yetersiz olanca tüm sorunlar birikti ve direniş başladı” diye konuştu.
Fabrikada sadece çalışma koşulları, patronun tutumu ve düşük ücretlere karşı değil, sendikanın tutumundan dolayı da rahatsızlık olduğunu dile getiren işçi, “Direniş sürecinde işten atıldım. İşe girdiğimde şubenin başında Gani Gündoğdu vardı. Atama usulü temsilcilik vardı. Buna karşı geldik ve o süreçte Orhan Zengin işçinin yanında olduğunu söyleyerek seçildi. Başlarda yeni yönetim iyiydi ama sonradan onları da işçinin yanında görmedik” ifadelerini kullandı.
‘Bu yoldan dönüş yok’
Direnişe başlama kararını işçilerin aldığını ifade eden işçi, “Süreci yöneten bizleriz, sendika değil. Atılan işçilerin geneli de zaten bu işi örgütleyen ve mevcut yönetime muhalif olanlar” dedi.
Yüzde 9 zam için yapılan oylamaya ilişkin işçi, “Sendika evet çıkmasını istiyordu. Bu yüzden sözde atılan biz işçiler hiç pazarlık konusu olmayacakken bizleri de pazarlık konusu yaptılar. Bizleri pazarlık konusu yaparak işlerine devam eden arkadaşlarımızın vicdanlarıyla oynayıp direnişi kırmaya çalıştılar. Ama işçiler ‘Kendi yolumuzu çizdik. Dik duracağız. Haklıyız sonunda da kazanacağız’ dedi. Bu yoldan dönüş yok” diye konuştu.
‘İşçinin söz hakkı olduğunu bir sendika istiyoruz’
Bir yandan da Petrol-İş’in şube kongresinin yaklaştığını hatırlatan işçi, “Sendikal anlayışın değişmesini istiyoruz. İşçinin söz hakkının olduğu bir sendika istiyoruz. Sendikayı işçiler yönetmeli, yönetim hesap vermeli. Şimdiye kadar 4 toplu sözleşme yapıldı ama sendika yönetiminden kimse bize sözleşmede ne istediğimizi sormadı. Yemekhaneye insanları topladılar ‘Arkadaşlar taslak bu, biz bunu istiyoruz’ dediler sadece. Hayırdır ya, bu sözleşme benim rızkımı ilgilendiriyor. Söz ve kararın işçide olduğu, sendikal eğitimin olduğu ve toplu sözleşmeyi işçilerin hazırladığı bir sendika istiyoruz. Her şey açık yapılmalı, gizli yapılmamalı. İşten çıkarılan arkadaşalar bunun için yola çıktılar, sendikayı bu anlayışla yönetmek için çalıştılar. Bu nedenle işten çıkarıldık. Seçimlere yönelik bir hazırlık var burada. Bizi dışarıda bırakmak istiyorlar. Sendika seçim sürecine girmemiş olsaydı bu eylemlerde sendikacıları bu kadar göremezdik” dedi.
‘Bu direnişi biz başlattık biz bitireceğiz’
Düşük zam teklifinden sonra direnişinin başladığını anlatan bir kadın işçi de “Bu pahalılıkta bu yaşam koşullarında çalıştığımız ortamı göz önünde bulundurursak bu zammı yeterli bulmadık. Bu sendikanın değil, işçilerin başlattığı bir eylem. Sendikacılar zorla da olsa işçinin arkasında durmaya çalıştı ama başaramadı” diye konuştu.
Sendikacıların, yüzde 9’luk zam teklifini işçilere 2-3 kez oylatmasını, direnişi kırmak ve işçileri bölmek olarak yorumlayan kadın işçi, “Bu eylemi biz başlattık, biz bitireceğiz. Sendikacılara ‘Neden hiçbir şey yapmıyorsunuz, işçinin arkasında durmuyorsunuz’ diye sorduk, ‘Benim yetkim yok’ dediler. Nasıl yetkisi yok? Sen sendikacısın, işçiyi yalnız bırakmamalısın” dedi.
‘İşçinin hakkını savunmalı’
Sendikanın işçilerin haklarını savunan bir örgütlenme olduğunu söyleyen kadın işçi, “Ama burada bizleri resmen işverenin kucağına bıraktılar. İnsan sendikalı bir fabrikada çalıştığını bilmiyor burada. Bu şekilde tutum sergileyen, işçinin arkasında durmayan ve arkasından iş çeviren sendikacılar değişmeli. Söz sahibi işçidir. İşçinin haklarını savunan, yanlışıyla doğrusuyla işçinin yanında olan bir sendikacı olmalı. Bizlerin fikrini alıp o şekilde yola devam edilmeli” dedi.
“İşçi birleşince tek bir yumruk olunca direnebileceğini gösterdi” diyen kadın işçi, birliklerini devam ettirdikleri sürece kazanacaklarını söyledi.
‘Sendikanın adı var kendi yok’
4 sene çalıştıktan sonra işten atılan bir başka işçi de “Hayatımda ilk defa sendikalı bir yerde çalışıyorum. Normalde sendikalı işyerlerinde sendika işçinin haklarını korur ama ben lanet okuyorum. Sendikacılar bana göre, bal yapmaz arı gibi, bunlar sadece vızıldıyorlar” dedi.
Direnişe başlama sebeplerinin sadece ücret ve kötü çalışma koşulları olmadığını ifade eden işçi, “Bu eylemler sadece ekonomik sebeplerden değil sendikanın tutumu ve sorunların çözülmemesi nedeniyle de başladı. Sendikanın ismi var ama kendisini hiç göremedik. Günlerce direnişimiz devam etti fabrikada ama Petrol-İş’in ne bayrağını ne önlüklerini gördük. Sendikasız bir işyeri gibi direndik, bu da işçilerin birliği sayesinde oldu” diye konuştu.
‘Anlayışın değişmesi gerekiyor’
Yeni bir sendikal anlayışın olması gerektiğini söyleyen işçi, “Son sözleşme taslağı bile bizlere gelmedi. Okumak istediğimizde ‘Okuyup da profesör mü olacaksın’ diyorlar. Yani bize hiçbir hakkımız söylenmiyor. Sadece aldığımız zam oranını biliyoruz. Bu yüzden sendika işçilerin haklarını savunmalı. TİS taslağı hazırlanırken işçiye sorulmalı, işçi ne istiyor o önemli, masa başındaki bir kişinin ağzında olmamalı. Binlerce işçinin kaderi. İşten atılan işçilerin çoğu sendikaya muhalif kişiler. Resmen işverene liste gitmiş. Bu atılmaların tek sebebi muhalif kesimi yok etmek. Onların ortaya koyduğu sendikal anlayışın devam etmesini istiyorlar ama bizler bunu değiştireceğiz. İşçinin yönetimi denetleyeceği bir sendika kuracağız” dedi.