TMMOB İstanbul İKK Kadın Komisyonu çağrısıyla, hukuksuz tutukluluğu süren Mücella Yapıcı ve ve sağlığa erişimi engellenen politik tutsaklar için Karaköy TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi önünde basın açıklaması gerçekleştirildi. Yapıcıya yönelik kelepçeyle muayene edilmesi ısrarına “kelepçeyle muayene işkencedir!” denilerek tepki gösterildi.
Eylemde “İnsan hakları her yerde ve herkes için geçerlidir. Hak ihlalleri son bulsun! Bu sesi duyuyor musun? Cezaevlerinde sağlık hakkına erişim sağlansın!” yazılı pankart açıldı.
TMMOB İstanbul İKK Kadın Komisyonu açıklamasında politik tutsakların olmadığı bir dünya mücadelesi verdiklerini söylerek “Hakikatin, eşit bir dünyanın, adaletin mücadelesi suç sayılamaz ve tüm siyasi tutsaklara özgürlük şiarımızı en başta hatırlatalım” ifadelerini kullandı.
Açıklamada cezaevlerindeki tutukluların, cezaevi yönetimlerinin, burada meslek ahlakını hiçe sayan sağlık çalışanlarının keyfi uygulamaları ile sağlık hakkına erişmesi engellenen tutsakların sesi olmak için bir araya geldiklerinin altı çizilerek “Meslektaşımız, yol arkadaşımız Gezi Parkı Direnişi tutuklusu Mücella Yapıcı da bu kişilerden birisi.” ifade edildi.
Yapıcı’nın diş doktoruna giderken kelepçesinin çıkarılmadığı ve devletin neredeyse bu insan hakkı ihlaline karşı sıradanlaştığı belirtilerek, Yapıcı gibi sağlık hakkına erişilmesi engellenen tutsakların hastaneye gitmeyi reddettiklerinin altı çizildi.
Mücella Yapıcı’nın protestosu geçtiğimiz günlerde avukat ve insan hakları savunucusu Eren Keskin’le yaptığı görüşmenin ardından basına yansıdığı hatırlatılarak Eren Keskin’in “Bu insanların seslerini acaba yeterince duyurabiliyor muyuz?” sorusuyla tüm tutsaklar özelinde bu politik direnişe destek vermek için toplandıklarının altı çizildi.
Basın açıklamasından öne çıkardıklarımız şu şekilde:
“Atalay tahliye edilmiyor”
Avukat Can Atalay, 14 Mayıs 2023 seçimlerinde Hatay milletvekili seçilerek mazbatasını almasına rağmen tahliye edilmiyor. Anayasa’ya, Uluslararası Sözleşmelere ve mahkeme kararlarına aykırı bu, keyfi insan hakları ihlalleri halkın iradesini, demokrasiyi yok sayıyor.
Aynı hukuksuz keyfiyet TMMOB Yönetim Kurulu Üyemiz Mücella Yapıcı’nın sağlık ve tedavi hakkı için de uygulanıyor. Mücella Yapıcı’nın, kelepçe uygulamasıyla eziyete dönüşen sevk ve muayeneler nedeniyle hastaneye gitmeme kararı, yaşadığı hak ihlalinin ne denli büyük olduğunu kamuoyuna açıkça göstermektedir.
“Yapıcı’nın yaşadıklarını sağlık hakkına erişimi engellenen binlerce örnekten birisi”
Mücella sağlık hakkına erişimi engellenen tek kişi değil, binlerce örnekten birisi. Sadece Bakırköy cezaevinden birkaç örnek vermemiz gerekirse; ziyarete giden avukat arkadaşlarımızdan gelen bilgilere göre, yönetimin keyfi uygulamaları ile siyasi tutsakların temiz suya erişimi de engelleniyor zaman zaman, hamile tutsakların aylarca doktor görmediği bilgisini alıyoruz, memesinde kist olmasından şüphelenen kadın tutsakların uzman doktorlarca muayene edilmesi engelleniyor… Bunlar sadece birkaç örnek. Bu sağlık hakkına erişimin önündeki uygulamaların dışında, iktidarın siyasi tutsaklara dönük iletişim hakkı ihlali, havalandırma yasağı, çıplak arama, hücre cezası gibi çokça insan hakkı ihlali olduğunu biliyoruz.
“Bu şiddete son verin”
Adalet Bakanlığına ve Sağlık Bakanlığına sesleniyoruz! Mücella Yapıcı’nın ve bu muameleye maruz kalan tüm tutsakların sağlık hakkından insan onuruna yaraşır şekilde yararlanabilmesi için bu şiddete derhal son verilmelidir! Sağlık haktır! İnsan hakları; gözaltında, mahkemede, cezaevinde, her yerde ve herkes için geçerlidir!
“Sağlık hakkından yararlanmasının önündeki keyfi engellerin kaldırılmalı”
Mücella’nın başlattığı bu hak mücadelesine sahip çıkıyor, sesine ses veriyor ve tüm tutsakların sağlık hakkından yararlanmasının önündeki keyfi engellerin kaldırılmasını talep ediyoruz! Bu talebimizde ısrarlı ve kararlıyız! Bu gücü tüm hukuksuzluklara rağmen cezaevlerinde direnen arkadaşlarımızdan alıyoruz! Hasta tutsakların sesini tüm Türkiye duysun! Kadın dayanışmamız, aramızdaki suni duvarları aşıyor. Kadın mücadelesinde hep yanyana yürüdüğümüz, eşit ve özgür bir dünya için birlikte mücadele verdiğimiz tüm siyasi tutsaklar özgür olana dek hiç birimiz özgür değiliz.