6 C
İstanbul
15 Ocak Çarşamba, 2025
spot_img

Telus İşçilerinin ve TİKTOK moderatörlerinin sesini duyuyor musunuz?

"Siz ekranda bir insanın kafasının kesildiği bir videoyu izleyebilir misiniz ya da bir annenin çocuğunu dövmesini ya da iki insanın seviştiğini, görmek istemediğiniz halde kaç tane mastürbasyon videosu izleyebilirsiniz? Kadınlara çocuklara yönelik edilen küfürlerden kaçını dinleyebilirsiniz? Biz izliyoruz, dinliyoruz, görüyoruz. Evet izlemek zorundayız bu bizim işimiz ama insan olma yetilerimizi kaybediyoruz, duygularımızı kaybediyoruz, mutlu olamıyoruz, üzülemiyoruz, robotlaşıyoruz."

Çağrı-İş Sendikası’nda örgütlü direnen Telus işçileri 

Bizler Telus Digital çalışanlarıyız. Telus 32 ülkede faaliyet gösteren bir telekomünikasyon şirketi. Merkezi Kanada’da olup ve Avrupa’nın birçok ülkesinde yer alıyor fakat en çok Türkiye, Guatemala, Filipinler, Hindistan gibi iş gücünün ucuz olduğu ülkeleri tercih ediyor. Sosyal medyada, kamuoyunda sosyal yardım projeleri ile göz kamaştıran bir şirket fakat çalışanların durumları pek de göz kamaştırıcı değil.

Telus Türkiye’nin İzmir ve İstanbul lokasyonlarındaki ofislerinde çağrı merkezi alanında birçok proje yer alıyor. Bu projelerden bazıları MoneyGram, Wayfair, Zara ve Bytdance. Biz Bytdance yani herkesin bildiği TİKTOK projesinde çalışıyoruz. Tiktok bildiğiniz gibi ülkemizde de kapatılması konusunda sıkça tartışma konusu olan, çocukların ve yetişkinlerin psikolojik olarak zarar gördüğü söylenilen bir uygulamadır. Bizler ise bu projede tam olarak bu ‘’ZARARLI’’ olduğu söylenen içeriklerin denetimini yapıyoruz. Bu şu demek; pornografi, pedofili, kan, vahşet, küfür, hakaret, intihar, kendine zarar verme, hayvanlara yönelik cinsel ve fiziksel saldırılar gibi insanın ruh ve bedensel sağlığına zarar verebilecek her türlü içeriğin denetimini yapıyoruz. İçerikleri denetleyip bu saydığım ZARARLI şeylerden biri varsa verilmesi uygun olan yargıyı verip içeriği yayından kaldırıyoruz. Gördüğümüz içeriklerin sınırını tahmin bile edemezsiniz.

Hissizleşiyoruz bir insanın karşımızda yemek yemesi ile kollarına jilet atması arasında bir fark yok çünkü artık kollarına attığı jilet bizim içimizde olumlu olumsuz bir duygu yaratmıyor ya da bir kişinin başka bir kişiye ‘sana sakso çektirip yüzüne boşalmak istiyorum’ diye fantezi cümleler kurması bizi rahatsız etmiyor çünkü bu cümleleri her gün onlarca kez duyuyoruz. Siz ekranda bir insanın kafasının kesildiği bir videoyu izleyebilir misiniz ya da bir annenin çocuğunu dövmesini ya da iki insanın seviştiğini, görmek istemediğiniz halde kaç tane mastürbasyon videosu izleyebilirsiniz? Kadınlara çocuklara yönelik edilen küfürlerden kaçını dinleyebilirsiniz? Biz izliyoruz, dinliyoruz, görüyoruz. Evet izlemek zorundayız bu bizim işimiz ama insan olma yetilerimizi kaybediyoruz, duygularımızı kaybediyoruz, mutlu olamıyoruz, üzülemiyoruz, robotlaşıyoruz.

Bu işi yaparken ruh sağlığımız her geçen gün çöküyor, her gün 8-9 saat bilgisayar başında olmamız bedensel sağlığımızı da etkiliyor, 7/24 vardiya sisteminde çalışıyoruz bunun sonucunda ne uyku düzenimiz var ne de bir sosyal hayatımız var. Bu kadar kötü içeriğe her gün maruz kalmak yetmezmiş gibi yanlış yaptığımız zaman kalite puanımız düşüyor primlerimiz kesiliyor ki zaten her şeyi doğru yaptığımızda aldığımız prim %7 ki o da brüt olarak, brütün netini varın siz hesaplayın. Maaşımız primleri çıkarınca neredeyse asgari ücrete denk geliyor, gece vardiyaları için verilen günlük BRÜT 500 tl (netini yine varın siz hesaplayın) gece bonusu ceza sistemi olarak kullanılıyor, nasıl mı? Hasta olduk rapor aldık diyelim gece bonusumuz kesilir, kalitede verilen hedefi tutturamadık diyelim gece bonusumuz kesilir, moladan 2 dk. geç geldin diyelim canları ister gece bonusu kesilir.

Yani bütün ülkenin dayanamadığı, ‘TİKTOK KAPATILSIN’ diye bangır bangır bağırdığı bu işi biz asgari ücret + prime yapıyoruz. Şirkette yaşanan mobbing ve fiziksel/sözlü tacizlere değinmek istemiyoruz bile ama şunu söyleyelim 3,5 yıl boyunca şirketteki neredeyse bütün kadınları taciz eden bir yöneticiyi çalışanların baskısı ile zorla kovdular. Üst düzey yöneticiler kadın çalışanlara gece instagramdan mesaj atmaya asla çekinmezler. Servislerimiz asla denetlenmez ve neredeyse hurda araçlarla ofise götürülüp getiriliriz ki eylül ayında el freni tutmayan serviste bir arkadaşımız ölümden döndü, yetmedi aynı günün akşamı başka bir servisin freni boşaldı onlarca işçi ölümden döndü, asansörümüz sürekli arızalı ve umuyoruz bir gün bir işçiye mezar olmaz.

Bütün bu olanlara katlanamadık ve biz Telus Türkiye işçileri olarak anayasal hakkımızı kullanmaya karar verdik ve Ocak 2024’te Çağrı İş Sendikasına üye olmaya başladık ve 6 ay gibi kısa bir sürede şirket içi yeterlilik sayısını tamamlayıp temmuz ayında Çalışma Bakanlığı’ndan sendikamız yetki belgesini aldı fakat Telus her sömürgeci şirket gibi sendikanın yetkisine asılsız nedenlerle itiraz etti, şu an dava sürecimiz devam ediyor. Bu itiraz yetmezmiş gibi bir de çağrı merkezleri iletişim-iş kolundan büro-iş koluna danıştayın onayıyla taşındı yani şu an olmasa bile bir sonraki dönemde sendikamız toplu iş sözleşmesi yapamasın diye önümüze taş koyuldu. Sendikal örgütlenme faaliyetinde öncülük eden bir arkadaşımızı kriminalize ederek ve hedef göstererek yaka paça işten attılar. Bir arkadaşımızı da ellerinde hiçbir kanıt olmamasına ve ”ben yapmadım” demesine rağmen şirket malına zarar verdiği iddiasıyla kod 25 vererek işten çıkarttılar. Birkaç arkadaşımızı küçülmeye gidiyoruz diyerek işten çıkarttılar ama yeni işçiler almaya devam ettiler. Sendikalaşma faaliyetinde öncülük eden diğer işçileri de işten çıkarmak için bahane arıyorlar. Yani sendikalaşma hakkımızı göz göre göre gasp ediyorlar.

Biz anayasal haklarımızı kullandık, sendikalı olduk. Ağır iş kolunda sayılması gereken ancak sayılmayan bu işte biz haklarımızı almak, insanca koşullarda çalışmak istiyoruz. Telus’ın itirazı geri çekip toplu iş sözleşmesi için sendika ile masaya oturmasını istiyoruz. Bizler sesimizi tüm Türkiye’ye hatta tüm dünyaya duyurmak istiyoruz. Bunun için 09.01.2024 tarihi itibari ile Telus İzmir ofisinin önünde direniş başlattık.

Son Haberler

ÇOK OKUNANLAR

ÖZGÜR BİR DÜNYA İÇİN!

KALDIRAÇ DERGİSİ'NİN OCAK SAYISI ÇIKTIspot_img

ARTIK TELEGRAM'DAYIZ!

spot_img

DÜNYAYI İSTİYORUZ!

İŞÇİ GAZETESİ'NİN 218. SAYISI ÇIKTI!spot_img

Bizi takip edebilirsiniz

369BeğenenlerBeğen
851TakipçilerTakip Et
14,108TakipçilerTakip Et
1,950AboneAbone Ol