ABD, Afganistan çekilirken para ve itibar kaybı yaşamasına rağmen en kârlı çıkan ülke oldu. Çünkü, ABD’nin kaos içinde bıraktığı Afganistan, Rusya ile eski Sovyet cumhuriyetleri için ciddi bir güvenlik sorununa yol açacak.
Ancak Orta Asya ülkeleri için ticari vs bir beklentinin dışında Afganistan ilgi odağı olmayı sürdürecek. Çünkü Afganistan’da bir Taliban rejimi, bu ülkelerin sınırlarının zayıflamasına yol açacak. Özellikle Tacikistan için bu, uyuşturucu başta olmak üzere her türden kaçakçılık akımının doğması demek. Türkmenistan, yalnızca bölge için değil, aynı zamanda başta Çin, Rusya olmak üzere büyük dış ortaklarla Güney Asya ülkeleri için de stratejik öneme sahip maden yataklarını, uluslararası gaz boru hatları gibi önemli altyapı tesisleri için ek koruma sağlamak zorunda kalabilir. Rusya da Çin de güvenlik endişeleriyle Peştun milliyetçiliğinin destekçisi durumunda..
Pakistan’ın durumu
Şu çok açık ki Taliban tarafından yönetilen bir Afganistan Pakistan’ı da istikrarsızlaştırabilir. Grubu kuran, kendi çıkarları için yıllarca kullanan Pakistan yarattığı canavarın kurbanı olmak üzere. Grubu kontrol edebileceğine inanan Pakistan Afganistan’daki kaos sonucu göçmen akınıyla karşılaştığında on binlerce Afgan mülteciyi Jalozai başta olmak üzere sınırda kurduğu kamplarda barındırıyor. Bu, Pakistan’a önemli bir mali yük yüklemiş durumda.
Ayrıca Taliban’ın ulaştığı güç, Pakistan’daki radikalleri de cesaretlendirdi. Pakistan Talibanı olarak bilinen Tehrik-i-Taliban’ı yıllardır Pakistan yönetimini uğraştırıyor. Bu örgüt şimdi daha da etkili hale gelecek. Pakistan hem ABD ile iyi ilişkiler sürdürmeye çalışması hem de Taliban’ı desteklemesi sürdürülebilir bir oyun olmaktan çıkmış durumda.
Sonuçta Neo Taliban rejimi, yeni gelişmelere yol açacak, bölgede aktif olan aktörlere yeni ilişki tarzları kurma olanağı sunacak, ittifaklar değişecek, çıkarlar bazı ülkeleri olmadık derecede birbirine yakınlaştırırken bazılarını uzaklaştıracak. Asıl önemli olan ise Afganistan’da “milli birlik” Taliban eliyle Peştun milliyetçiliği üzerinden sağlanacak. O nedenle Peştun milliyetçisi Taliban rejimini tanımak için sıraya girdi herkes. Bu, ülkedeki Hazaraların, Özbeklerin, Türkmenlerin yok sayılması anlamına gelir.
Afganistan halkı, özellikle kadınları için ise durumun ne kadar kötü olabileceğini söylemeye bile gerek yok.
Taliban’ın komutanları
Molla Ömer (Kurucu): 1959 Kandahar doğumlu Molla Ömer ne ideolojik ne de savaşçı olarak lider özellikleri taşıyan biri değildi. Sadece dine aşırı bağlılığı Taliban içerisinde “sözü dinlenir” kişi haline getirmişti onu. Bir gözünü Sovyetler’e karşı savaşırken kaybetmişti. Bugün kadar tek bir fotoğrafı bile yoktur. Basına demeç vermez, televizyonlarda görünmezdi. 1996’da Afganistan’daki Taliban rejimi sırasına başkent Kâbil’e bile iki ya da üç kez geldiği söylenir. Bir de halk içinde, topluluk önünde konuşamayacak kadar çekingen olduğu.
Haybatullah Ahundzade: 2006’da Taliban’ın dini lideri olarak ortaya çıkan Haybatullah Ahundzade’nin askeri komutandan ziyade manevi bir figür olarak hizmet etmek üzere seçildiğine inanılıyor. Kendi içinde bir güç mücadelesi sırasında dağılan grubu birleştirmede etkili oldu. Taliban kurucusu Molla Ömer’in ölümünü yıllarca sakladığı sonra ortaya çıktı.
Molla Abdul Ghani Baradar: Abdul Ghani Baradar, Taliban hareketinin doğduğu yer olan Kandahar’da büyüdü. 1970’lerin sonlarında Sovyet güçlerine savaştı. Sovyetlerin çekilmesinin ardından 1990’ların başında Molla Ömer ile birlikte Taliban’ı kurdu. 2010 yılında Pakistan’da tutuklandı. 2018’de ABD’nin baskısı sonucu, serbest bırakılıncaya kadar gözaltında tutuldu. Şu anda Taliban’ın siyasi ofisine başkanlık ediyor. Amerikalılarla geri çekilme anlaşmasını imzalayan müzakere ekibinin bir parçasıydı.
Sirajeddin Hakkani: Tanınmış bir mücahit komutanının oğludur. Afgan yönetimi ile ABD liderliğindeki NATO güçleriyle savaşan en tehlikeli gruplardan biri olarak kabul edilen, ABD’nin terör listesindeki Hakkani ağına da liderlik yapıyor. Bu örgüt intihar bombacıları kullanmasıyla meşhur. Üst düzey Afgan yetkililerine suikast düzenlemek, kaçırılan Batılıları fidye için alıkoymakla suçlanıyor.
Molla Yakup: Taliban’ın kurucusu Molla Ömer’in oğlu Molla Yakub, grubun askeri operasyonlarını yönetiyor. Buna rağmen askeri anlamda yetersiz olduğunu düşündüğü için kendisine önerilen liderliği kabul etmeyip Ahundzade’yi önermesiyle tanınıyor.