Türk Lirası’nın değer yitireceği öngörüsüyle Londra piyasalarında yaşanan hareketlilikler ekonomide dalgalanmaya yol açtı. Dolar kuru aşağı-yukarı yönlü seyrederken, borsa çakıldı. Peki bu süreçte çok konuşulan swap ve swap faizi nedir, Londra piyasalarındaki dalgalanmanın sebebi ve etkisi nedir?
Swap nedir? Swap faizi nedir?
Swapın sözcük anlamı “değiş tokuş, takas”tır. Finans piyasalarındaki karşılığı ise Merkez Bankası’nın tanımıyla “İki tarafın bir varlık veya yükümlülüğe bağlı olan nakit akışını aralarında değiştirdikleri işlem”dir.
Bir yatırımcı elinde TL varken onu satıp istediği para birimini alabilir. Bunun için faiz ödemesi gerekmez. Ancak elinde TL yoksa, onu ödünç alması gerekir. Bunun da bir maliyeti vardır.
Swap faizi, TL’si olmayanın ödünç TL alıp onu bir başka para birimine satmasının maliyetidir.
Swap işlemlerinde sıkça kullanılan iki kavram daha vardır: Longlamak, bir şeyi satın almaktır. Shortlamak, ise elinizde olmayan bir şeyi açığa satmaktır. Bir yatırımcı, bir para biriminin değerinin düşeceğini öngörüyorsa, önce onu ödünç alır, ardından shortlar, yani açığa satar.
Örnek olarak; TL’nin değerinin düşeceği öngörüsüne sahip bir yatırımcı 500 TL’lik değer ödünç alır ve onu satar. TL’nin değeri düştüğünde aynı değeri 400 TL’den geri alır. Ne var ki aradaki 100 TL net kâr değildir. Çünkü işlem yapılan para esasen ödünçtür. Swap faizi ile alım-satım işlemlerinin maliyeti düşüldüğünde geriye kalan net kârdır.
Londra piyasalarındaki dalgalanmanın sebebi ve etkisi nedir?
Ülke piyasalarında farklı para birimlerinin stokları vardır. Swap işlemleri ve swap faizleri bu stoklardan yürütülür. Londra piyasalarındaki swap faizi, TL bulmanın maliyeti anlamına gelir.
Yabancı yatırımcı dolar kurunun yükseleceği ve TL’nin değerinin yiteceği öngörüsüyle TL satıp (shortlama) dolar almak (longlama) istedi. TL’si olmadığı için Londra piyasasında TL arayışına girdi. Ama Londra piyasasında TL bulmak zordu çünkü BDDK, Ağustos 2018’de döviz krizi patlak verince Türk bankalarının yurtdışındaki swap piyasalarına sağlayabildiği likiditeyi özsermayelerinin önce %50’siyle, ardından %25’iyle sınırlamıştı.
Hem yatırımcının talebi hem de bulunabilme-taşınabilme olanağının sınırlı olması nedeniyle TL’nin Londra swap piyasasındaki faizi fırladı. Haliyle TL’nin değer kaybını sınırladı.
Ne var ki bu, kısmi ve kısa vadeli bir çözüm. Zira bu oranlar uzun süreli tutulduğunda TL bulmakta zorlanan yabancı yatırımcı, elindeki Türk varlıklarını, örneğin borsada Türk şirketlerindeki yatırımlarını ve tahvillerini satarak TL bulma arayışına girişir. Bu durumda da hem borsada kayıp yaşanır hem de tahvil fiyatlarının ucuzlaması nedeniyle tahvil faizi yükselir.
Son günlerde swap faizlerindeki tırmanışa bağlı olarak borsadaki şiddetli düşüşün ve tahvil faizlerindeki artışın sebebi budur.
TL’nin değer kaybetmemesi uğruna swap faizlerinin yüksek tutulması, uzun vadede TL’nin itibarının düşmesi, borsadaki değerlerin ve tahvillerin satışı ve yabancı yatırımcının kaçışı sonuçlarını da beraberinde getirir.