Suruç Aileleri İnisiyatifi, IŞİD’in saldırısı sonucu Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF) üyesi 33 gencin yaşamını yitirdiği katliamın yıl dönümünde, Kadıköy’de bulunan Halitağa Caddesi’nde anma gerçekleştirdi. Anmada üzerinde yaşamını yitirenlerin isimlerinin ve fotoğraflarının bulunduğu, “Hiçbir düş yarım kalmayacak. Suruç için adalet, herkes için adalet. Unutmadık, unutturmayacağız, affetmeyeceğiz” yazılı pankart taşınırken, anmaya yaşamını yitirenlerin aileleri, Halkların Demokratik Kongresi (HDK) üyeleri, Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) Eşsözcüsü Çiğdem Kılıçgün Uçar ile milletvekilleri, Halkların Demokratik Partisi (HDP) üyeleri, Türkiye İşçi Partisi (TİP) İstanbul Milletvekili Sera Kadıgil, Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP), Cumartesi Anneleri, İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Başkanı Gülseren Yoleri ile çok sayıda kişi katıldı.
Anmada, “Kalplerimiz adalet için atsın pankartı” açılırken, “Katil IŞİD, İş birlikçi AKP”, “Suruç için adalet, herkes için adalet” ve “Suruç’un hesabı sorulacak” dövizleri taşındı. Anma da sık sık, “Suruç’un hesabı sorulacak”, “Suruç için adalet, herkes için adalet” ve “Suruç’u unutma unutturma” sloganları atıldı.
Suruç katliamının 8. yıldönümünde Kadıköy Halitağa'da 33 düş yolcusu anılıyor.#Suruç8Yıl pic.twitter.com/61Zb6TsRdq
— Direnişteyiz.org (@direnisteyizorg) July 20, 2023
Anma Suruç Katliamı’nda yaşamını yitirenler için bir dakikalık saygı duruşuyla başladı.
Kılıçgün | YSP Eşsözcüsü: IŞİD’i var edip, güçlendirdiler
Anmada ilk olarak Yeşil Sol Parti Eşsözcüsü Çiğdem Kılıçgün Uçar konuştu. Konuşmasına 33 kişiyi anarak başlayan Uçar, demokratik bir yaşamın mümkün olduğunu göstermek için yola çıkan 33 “Düş yolcusu” nun mücadelesinin mücadelelerine rehber olduğunu kaydetti. Sistemin halkların direnişi karşısında boş durmadığına dikkat çeken Uçar, “O coğrafya da IŞİD’i var ettiler, güçlendirdiler. Kime karşı? Özgürlük, eşitlik ve demokrasi mücadelesi verenlere karşı. IŞİD’in vahşetine hepimiz şahitlik ettik.
“33 kişinin bize gösterdiği mücadele bize ışık tutuyor”
7 Haziran -1 Kasım 2015 tarihleri arasında yaşanan katliamları hatırlatan Uçar, “Biz bu sürecin kendisini Kürt halkının yükselen mücadelesi ve Türkiye’de ortaya çıkan ortak, yeni yaşam mücadelesinden bağımsız ele almıyoruz. Bütün demokratik mücadeleye inanan herkesin Suruç mücadelesine destek çıkması zorunluluk. 2015 yılı yeni bir konseptin ortaya konulduğu yıldır. 7 Haziran’da halkların ortak yaşam iradesi kazandı. İnkar ve asimilasyonu isteyen bu iktidar kaybetti. Biz bu katliamı yaşamak zorunda kaldık. Tek adam rejimi bu katliamlar üzerinden kendi varlığını sürdürmüştür. 33 kişinin bize gösterdiği mücadele, Kobanê’nin göstermiş olduğu direniş, o günden bu güne direnişten vazgeçmeyen Suruç aileleri bize ışık tutuyor. Bizler hem Kürt halkının hem Türk halkının mücadelesini hem de bu yolda geri atmayan bütün demokratik kurumların mücadelesini sahipleniyoruz” ifadelerini kullandı.
“Göz yumanlar sanık sandalyelerinin sahibidir”
Katliamın sadece IŞİD tarafından yapılmadığına dikkat çeken Uçar, “Devlet görevlileri bu katliamın önünü kapatmadı. 8 yıldır sanık sandalyesi boş. Ve bu sandalyeler dolmadıkça buna göz yumanlar bu sandalyelerin sahibidir” dedi. Uçar son olarak, 33 “Düş Yolcusu”nun mücadelelerinin, direnişlerinin yerde kalmadığını vurguladı.
Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu adına Birkan Polat şunları söyledi:
SGDF adına yapılan konuşmada
“Acımız büyük ama öfkemiz daha da büyük. 33 düş yolcusu halkların dayanışmasını büyütmek için yola çıkmıştı. Yoldaşlarımızın katillerini, o bombayı oraya gönderileri biliyoruz” denildi.#Suruc8Yıl pic.twitter.com/sp2oGv8xNZ
— Direnişteyiz.org (@direnisteyizorg) July 20, 2023
Türkiye İşçi Partisi milletvekili Sera Kadıgil konuştu:
TİP milletvekili Sera Kadıgil:
33 yoldaşımızı göz göre göre öldürdüklerini, MİT ve istihbarat raporlarını, unutmamızı istiyorlar. Bu topraklarda bir arada yaşama inadımız uğruna unutmayacağız, unutturmayacağız!” #Suruc8Yıl #SurucİcinAdalet pic.twitter.com/mNDBppL4Ju
— Direnişteyiz.org (@direnisteyizorg) July 20, 2023
Son olarak açıklamayı Suruç Aileleri İnisiyatifi adına Ezgi Gürbüz okudu. 33 “Düş yolcusu”nun düşlerini hayata geçirmeye çalıştıklarını söyleyen Gürbüz, “Acımız ve öfkemiz ilk gün ki gibi büyük” dedi. 8 yıldır sokaklarda, meydanlarda, mahkeme salonlarında adalet aramaya devam ettiklerini kaydeden Gürbüz, bin yıl geçse de adalet taleplerinden vazgeçmeyeceklerini vurguladı.
“Devletin üst düzey yetkilileri sorumluluk üstlenmedi”
Pirsûs katliamı sanıklarının yargılandığı son mahkemede, bombacı Şeyh Abdurrahman Alagöz’ün IŞİD’e katıldığı bilgisi verilmesine rağmen, Suruç katliamından saatler önce emniyet tarafından 2 kez sorgulandığının ortaya çıktığını hatırlatan Gürbüz, “Hem Amed katliamının faili Orhan Gönder hem de Suruç ve Ankara katliamlarının failleri şeyh Abdurrahman ile Yunus Emre Alagöz aileleri tarafından ihbar edilmiş olmalarına karşın haklarında hiçbir önlem alınmamıştır. Kimlik tespitleri yapılmış ancak haklarında hiçbir önleyici tedbir alınmamıştır. Devletin hiçbir üst düzey yetkilisi bu konuda sorumluluk üstlenmemiş, güvenlik açıkları sahiplenilmemiş ve görmezden gelinmiştir” ifadelerini kullandı.
“Saldırıyı devlet yaptı” itirafı
IŞİD’li Kasım Güler’in, Suruç davasında ‘Saldırıyı devlet yaptı’ itirafında bulunduğunu anımsatan Gürbüz, “Güler, 2015 yılında Türkiye’ye giriş çıkışların rahat olduğunu, bazen jandarmanın yanından geçerek sınırdan geçtiklerini söyleyebilirken Suruç katliamında yaralı kurtulanlar yüzde 50 kusurlu gösterilip haklarında soruşturmalar açılıyor. Suruç katliamının ardından olay yerine çantasından IŞİD bayrağı çıkan ve polis tarafından halkın elinden alınan ‘imam’ lakaplı Abdullah Ömer Arslan, polis tarafından traş edilip arka kapıdan serbest bırakıldı. Suruç aileleri ve avukatları olarak Abdullah Ömer Arslan’ın her mahkemeye getirilmesini talep etmemize rağmen ısrarla talebimiz reddedildi. Devlet tarafından korunduğu açıkça ortadadır. Deliller karartılıyor” şeklinde konuştu. Avukat Gülhan Kaya ve 33’lerin yoldaşlarının tutuklandığını hatırlatan Gürbüz, 3 gün önce bugünkü anmaya çağrı yapan gençlik örgütlerinin işkenceyle gözaltına alındığına ve bu kişilerden 6’sının tutuklandığına dikkat çekti.
“Adalet nerede?” diye soran Gürbüz, “7 Haziran-1 Kasım arası yaşananları anlatırsam yer yerinden oynar” diyen dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun siyasi “çıkarları” için konuşmayı reddettiğini söyledi.
“Katliam göz göre göre yapıldı”
8 yıl boyunca Suruç ailelerinin, yaralılarının, avukatlarının tutuklandığını, basın açıklamalarının yasaklandığını, oturma eylemlerinin polis saldırılarıyla gerçekleştirildiğini, katledilen 33 kişinin fotoğraflarının polisler tarafından yırtıldığını, mezar taşlarının kırıldığını hatırlatan Gürbüz, “Bizlere yapılan bu zulümler aslında katliamın göz göre göre yapıldığının göstergesidir” dedi.
Suruç Aileleri İnisiyatifi’nin talepleri
Gürbüz, taleplerini şöyle dile getirdi:
“Tutuklu bulunan Suruç ailelerimiz, yaralılarımız ve avukatlarımız serbest bırakılsın. Dönemin başbakanı Ahmet Davutoğlu 7 Haziran-1 Kasım arasında nelerin yaşandığını anlatsın. Kırmızı bültenle arandığı dönemde Ankara’da 5 yıldızlı otelde MİT görevlileriyle görüşen İlhami Bali’nin neden yakalanmadığı açıklansın. Mahkeme salonlarında adil yargılama talebini istedikleri için haklarında soruşturma açılanların soruşturmaları iptal edilsin. Katliam öncesi ve sonrasına ilişkin görüntüler dava dosyasına üç buçuk yıl sonra eklenirken, görüntülerde katliam sonrasına ilişkin 5 saatlik kısmın kesildiği ortaya çıkmıştı. Eksik görüntülerle ilgili bugüne kadar bir işlem yapılmadı. Davanın tek tutuklu sanığı, 103 kişinin yaşamını yitirdiği Ankara Katliamının da sanığı olan Yakup Şahin, hiçbir duruşmaya getirilmedi. Canlı Bomba Abdurrahman Alagöz’e katliam öncesi kimlik kontrolü yapan Suruç Emniyeti neden işlem yapmadığı araştırılsın. Birbiriyle bağlantılı olan Diyarbakır, Ankara ve Suruç katliamları başta olmak üzere IŞİD katliamları dosyaları birleştirilsin”
Gürbüz, Suruç katliamının failleri yargılana kadar, adalet mücadelesini yükseltmeye devam edeceklerini vurguladı.
Açıklamanın sonunda katledilen 33 kişinin isminin okunarak, “Yaşıyor” denildi. Ardından, sessiz oturma eylemine geçildi.
33 düş yolcusunun isimleri sayıldı. Polis eyleme saldırmakla tehdit ediyor.#Suruc8Yıl pic.twitter.com/tsqlupkSWg
— Direnişteyiz.org (@direnisteyizorg) July 20, 2023
Polis dağılan kitleye saldırdı
Kitle dağılmak üzereyken, polis saldırarak, basını alandan uzaklaştırıp, katılımcıları abluka altına aldı. Polis bu sırada çok sayıda kişiyi ters kelepçeyle gözaltına aldı. Gözaltına alınanlar arasında Halitağa caddesinde haber takibi yapan muhabirimizde bulunmaktaydı. Muhabirimizin telefonu polisler tarafından yere fırlatıldı.
Kadıköy’de Suruç eylemi takibi yapan gazeteci Umut Taştan gözaltına alındı.
Basının çekim yapması engellenirken muhabirimizin telefonu da yere fırlatıldı.#SurucBiziz #Suruc8Yıl pic.twitter.com/l6F7WCzGQm
— Direnişteyiz.org (@direnisteyizorg) July 20, 2023
Suruç’ta yaşamını yitirenleri Halitağa’da anmak isteyenler ablukaya alındı. Polis gözaltı işlemi yapıyor.#Suruç8Yıl pic.twitter.com/nFyPxk3lyf
— Direnişteyiz.org (@direnisteyizorg) July 20, 2023
Gençlik Örgütleri’nden Kadıköy’de yürüyüşlü anma
Gençlik Örgütleri, Suruç Katliamı’nın 8’inci yıl dönümü dolayısıyla Kadıköy’de bulunan Süreyya Operası önünde basın açıklaması gerçekleştirmek isterken, engellendi. Bunun üzerine Gençlik Örgütleri, Kadıköy’ün birçok noktasında yürüyüş gerçekleştirdi.
Bu kapsamda ellerinde “Suruç için adalet, herkes için adalet” pankartıyla onlarca genç Marmaray’ın Ayrılık Çeşmesi durağından Süreyya Operası’na yürümek istedi. Gençler, “Suruç’u unutma unutturma” sloganlarıyla yürürken, polis saldırısına uğradı.
📍Kadıköy
Kadıköy'ün bütün sokaklarından sesleniyoruz:
"Suruç'un hesabı sorulacak!
Unutmak yok, affetmek yok, helalleşmek yok!"#Suruc8Yıl #SurucBiziz pic.twitter.com/LoXyUgwTrT— Kaldıraç Üniversite (@kaldiracuni) July 20, 2023
📍Kadıköy
Onlarca gözaltıya rağmen 33lerin yoldaşları sokak sokak direnişi büyütüyoruz!
Bakılarınızı, sindirme çabalarınız tanımıyoruz!#SurucBiziz pic.twitter.com/hdE8IMZYuH
— Kaldıraç Üniversite (@kaldiracuni) July 20, 2023
Kadıköy Rıhtım’da da buluşan onlarca genç yolu trafiğe kapattı. Ardından gelen polis ekipleri gençlere saldırarak, onları ablukaya aldı. Abluka esnasında konuşan bir genç, “Katliamın ardından geçen 8 yıla rağmen katiller yargılanmadı. Bizler Suruç için adalet istemeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı. SGDF, DÖB ve Gençlik Komünleri üyesi 10’a yakın devrimci genç ters kelepçe ile gözaltına alındı. Halk gözaltılara tepki gösterdi.
Öte yandan Süreyya Operası önünde haber takibi yapan Artı TV Muhabiri Umut Taştan da gözaltına alındı.
Aralarında bir muhabirimizin de olduğu Halitağa’da gözaltına alınanlar Vatan Emniyet’e götürüldü. Çağdaş Hukukçular Derneği 154 devrimcinin gözaltına alındığı açıkladı.
Gençlik Örgütleri Kadıköy’ün birçok noktasında yürüyüş yaptı. Polis saldırısı sonucu onlarca devrimci genç gözaltına alındı.#Suruç8Yıl #SurucİcinAdalet
🎥 @etkinhaberajans pic.twitter.com/nT04yMXDV1
— Direnişteyiz.org (@direnisteyizorg) July 20, 2023
Sarıgazi‘da Kaldıraç Üniversite öğrencileri, Suruç için yürüdü.
Kaldıraç Üniversite Sarıgazi'de "Suruç için adalet herkes için adalet" diyerek yürüdü.#Suruc8Yıl#SurucBizizpic.twitter.com/9BUtDYNcAJ
— Direnişteyiz.org (@direnisteyizorg) July 20, 2023