Ankara’da bir plazanın 20’inci katında camdan itilerek öldürülen Şule Çet’in katil zanlılarının yargılandığı davanın 3. duruşması görüldü. Mahkeme, Çağatay Aksu ve Berk Akand’ın tutukluluğunun devamına karar verdi.
Ankara’da Yelken Plaza’nın 20’nci katından şüpheli bir şekilde düşerek, yaşamını yitiren 23 yaşındaki Şule Çet davasının Ankara 31’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davasının 3’üncü duruşması bugün görüldü.
Duruşma öncesinde Adliye önünde buluşan kadın örgütleri “Bir kişi daha eksilmeyeceğiz” diyerek basın açıklaması yaptı. Açıklamada Ankara Kadın Platformu, Komünist Kadınlar, Şule Çet İçin Adalet Komisyonu, Kadın Savunma Ağı, Halkevci Kadınlar, Özgür Genç Kadın, FKF’li Kadınlar,Eşitlik, CHP Kadın Kolları’ndan kadınlar ve HDP İstanbul Milletvekili Züleyha Gülüm birer konuşma yaptı.
Konuşmaların ardından davanın görüleceği duruşma salonuna geçildi. Duruşma, Çağatay Aksu ve Berk Akand’ın gecikmeli olarak getirilmesiyle başladı. Mersin Üniversitesi Adli Tıp uzmanlarının hazırladığı rapor sunuldu. Rapora göre Çet’in üzerinde erkeğe ait DNA bulundu ve tırnak altında Berk Akand’ın DNA’sı olduğu tespit edildi.
Hakimin “İncelenen bulgular sonucunda ne deliller buldunuz” sorusuna yanıt olarak anal bölgede erkek prostat sıvısı, anal bölgede amilaz, boyunda kırık ve vajinal yırtık tespit edildiği belirtildi. Diğer raporlardan farklı olarak bu raporda “düşme ile yaşanamayacak cinsel saldırı bulguları” bulunduğu kaydedildi.
Çet’in avukatı Onur Tatar, “Bir önceki duruşmada bilirkişimizi hazır edeceğimizi söylemiştik. Şule Çet’in 9 parmağında erkek DNA’sına, 7 parmağında birden fazla DNA’ya, 2 parmakta ise Berk’in DNA’sına rastlanmıştır” dedi.
Mersin Üniversitesi’nden bilirkişi heyeti Çet’in tecavüze uğradığı yönünde kanıtlar olduğunu belirterek “Şule’nin boyun kemiğindeki kırık biçimi daha çok elle boğmada görülen bir kırıktır” dedi.
Bilirkişi Akand’ın avukatını çürüttü
Sanık Berk Akand’ın avukatı “Tırnak altı dokuları incelenmemiştir. Ayrıca sanıklarda hiç bir yaralanma yoktur” dedi. Bilirkişi heyetinden Hakan Kar ise Akand’ın avukatını “Tırnak altında doku olması için görünür yaralanma olması gerekmez. Ayrıca raporda inceleme mevcut” sözleriyle yanıtladı.
Sanık avukatı, “Zorla girilen bir anal ilişkide, içeride dokuda 2 santimlik bir fisürden bahsediliyor. Fakat anal muayenede dış kısımda hiç bir iz yok, zorla ilişkide ilk tahrip olacak yer anal bölgenin dışıdır. Kabızlıkla olamaz mı” dedi. Kar ise “Bir kere fisür değil, ekimoz var ve sizin yok dediğiniz dış tahribat bizim muayenelerimizde var. Hem anal bölgede, hem de anal bölge dışında ekimozlar ve noktasal kanama alanları var. Yani bunun kabızlık ile olması imkansız” dedi.
Sanık Aksu, Çet’in arkadaşına sataştı
Daha sonrasında tanık olarak Çet’in arkadaşı dinlenildi. Tanık, Çet’in yükseklik korkusu olduğunu belirterek psikolojisinin de normal olduğunu kaydetti. Tanığa sataşan Aksu, “Yani gerçekten kaba tabir etmek de istemiyorum ama yani tanıklar nasıl seçiliyor nasıl geliyor bilmiyorum ama, Şule yanımızda 45-50 gündür çalışıyordu. Şule’nin Twitter paylaşımları ile ilgili bilgin var mı” diye sordu. Çet’in arkadaşı “Evet var, benim de öyle paylaşımlarım var. Ve bu çok normal. Kesinlikle intihar edecek birisi değildi. Çok fazla şiir okurdu ve o şiirlerden paylaşımlar yapardı. Bunun ruhsal sağlığı ile alakası yok” sözleriyle yanıtladı.
Sataşmasını sürdüren Aksu, “Twitter paylaşımları intihara meyilli olduğunu göstermiyor mu? Hiç mi mutlu şiir yokmuş? Onları niye paylaşmamış. Ölü bir anneden bahsediyoruz, annesine kavuşmak istemiş olamaz mı” dedi. Bunun üzerine Çet’in arkadaşı “Ergenken yapardı eğer intihar etmek isteseydi” diyerek yanıtladı. Aksu “Şule’nin yine ev aradığını biliyor muydun bir gün öncesinde bile” dedi. Çet’in arkadaşı böyle bir şey bilmediğini söyleyince Aksu “Boş beleş bir kaç cümle daha” dedi.
Heyet, tanığa Furkan C’yi tanıyıp tanımadığını sordu. Tanık, söz konusu kişiyle yüz yüze tanışmadığını fakat kendisini bildiğini kaydetti. Tanık, Furkan C ile Çet arasında sıra dışı bir sorunun olmadığını kaydetti.
“Sanık avukatları, Çet’in avukatıyla ilgili ses kaydı dinletmek istedi”
Çet davasının ilk savcısı Alev Ersan Albuz: “Sanık vekili avukatlar bana geldiler. Av. Umur Yıldırım ile ilgili ses kaydı dinletmek istediler. Kabul etmedim. İnternetten yayınlayacaklarını söylediler” dedi.
Çet’in avukatı “Perdeleri kapatanın polis olduğu söylendi. Polis memuru böyle bir şey olmadığını söyledi. O gece odada olan sanıklara soruyorum: bu cinayeti işlerken nasıl bir iş bölümü yaptılar” diye sordu. Daha sonrasında Çet’in avukatı Ferhat Gebeş sunum eşliğinde olay anı anlatarak beyanına devam etti. Gebeş “Normal serbest düşme biçiminde bu şekilde olay gelişmez. Kişi veya kişilerce atıldığını gösteriyor” dedi.
“Serbest düşmede o kadar ileri gidemez”
Gebeş “Pencere ve sehpa arasına 42 numaralı bir ayak bile giremiyor. Çağatay Aksu nasıl girdi bu araya? Ayrıca ayakkabısı Şule’den önce düşüyor. Çünkü kolunun altında kalmış” dedi. Çet’in kazağının sonradan giydirilmeye çalışıldığının altını çizen Gebeş, “Ayrıca serbest düşmede o kadar ileri gidemez. Birinin ivmelendirerek fırlatması gerekir. Olayın oluşunun sanıkların anlattığı ile alakası yoktur” dedi.
Aksu, Çet’in alacaklarına ilişkin konuşurken “Şule günlük 120 liraya çalışan bir bayan bu kişiler 1-2 günlük paralarını almaya asla gelmez” dedi.
“Kadınların mal ve can güvenliği için tutukluluklarının devamını istiyoruz”
Aksu’nun ardından söz alan Avukat Umur Yıldırım “Toplumdaki kadınların mal ve can güvenliği için tutukluluklarının devamını istiyoruz ” dedi. Yıldırım’ın sözlerinin ardından salondaki izleyiciler alkış ile destek verdi.
Yıldırım, olayın ardından 110, 122, 155 gibi acil durum numaralarını aramadığını kaydetti. Çet’in ruh halinin iyi olmadığı yönündeki eleştirilere de değinen Yıldırım, “Çet’in 2006’dan bu yana 200 hastane kaydı olduğunu yalnızca bir tanesinin ayakta psiko tedavi olduğunu belirterek “Artık bu psikoloji tartışmasının sonlanmasını istiyorum” dedi.
Yıldırım son olarak, Aksu’nun “Kızınıza sahip çıksaydınız” dediğini anımsatarak “Bu bir itiraf niteliğindedir” dedi. Akand’ın da “Ben kaçsaydım benim tırnağımı bulamazdınız” dediğini hatırlatan Yıldırım, güçlü kaçma şüphesi olduğunu gösterdiğini bu nedenle de tutukluluğunun devam etmesinin gerektiğini kaydetti.
Sanıkların avukatı “İskender Fatih Malkıs ” Vücudunda bulunan ilişki DNA’ları sevgilisi Furkan’a da ait olabilir. Biz tahliye talep ediyoruz” dedi.
Sanıklar duruşma salonundan çıkarıldı ve ara kararın açıklanması için duruşmaya ara verildi. Ara kararını açıklayan mahkeme, sanık Çağatay Aksu ve Berk Akand’ın tutukluluğununu devamına karar ve bir sonraki duruşmanın 16 Ekim 2019’da görülmesine karar verdi.
Kaynak :Sendika.Org