DEV TEKSTİL SML’de işten atmalara, hak gasplarına karşı mücadele çağrısı yaparak Çarşamba günü direniş çadırı kuracaklarını açıkladı. Avcılar’da bulunan SML Etiket Fabrikası’nda üç DEV-TEKSTİL üyesi ile birlikte toplamda 22 işçi “daralmaya gidiyoruz” bahanesi ile işten çıkartılmıştı.
Sabah vardiyası girişinde işçilere süreç anlatılarak konuşmalar yapılırken, çarşamba gününden itibaren direniş çadırı kurulacağı belirtildi.
DEV TEKSTİL’in konuya ilişkin açıklaması şu şekilde;
SENDİKA DÜŞMANLIĞINI, KEYFİ İŞTEN ATMALARI, TAŞERONLAŞTIRMAYI KABUL ETMİYORUZ!
SENDİKALI VE GÜVENCELİ ÇALIŞMAK İSTİYORUZ!
İktidar ve sermaye sınıfı korona virüsün, krizin tüm yükünü işçi-emekçilere fatura ediyorlar. Her geçen gün hayata geçirilen uygulamalarla işçi-emekçilerin çalışma ve yaşam koşulları daha da ağırlaşıyor. Patronlara ise yeni teşvikler, ucuz işgücü ve her türlü esnek çalışma dayatmaları için yeni olanaklar sunuluyor. İktidar devletin tüm imkânları patronlar lehine seferber etmiş durumda. İşsizlik sigortası fonu da sonuna kadar patronların yağmasına sunulmuş bulunuyor. İşçi ve emekçilere ise korona günlerinde ölümle burun buruna çalışma dayatılıyor.
Her geçen gün ağırlaşan çalışma ve yaşam koşullarına ses çıkaran işçiler ise baskı ve zorbalıkla işten atma saldırısı ile sindirilmek isteniyor. “Pandeminin sosyal ve ekonomik etkisini ortadan kaldırmak” adı altında devreye sokulan kısa çalışma uygulaması ve ücretsiz izin dayatması ile geniş kesimler açlık koşullarında yaşamaya terk ediliyor. Aynı zamanda bu uygulamalar sermayedarlar tarafından insanca yaşam ve çalışma koşulları isteyen işçi ve emekçileri cezalandırmak için kullanılıyor. Sermayedarların elinde sendikal örgütlenmeye ve işçi haklarına karşı bir silaha dönüşmüş bu uygulamalar işçilere sunulmuş haklar olarak ifade ediliyor. Bu uygulamaların işçilere dönük saldırı, patronlar için azgın sömürü dayatmanın fırsatı olduğu açıktır. Gerçek hak ancak işçi ve emekçilerin örgütlenme hakkının gerçek bir güvenceye kavuşturulması, tüm çalışanlara iş ve gelir güvencesi sağlayan uygulamaların hayata geçirilmesi ile olur.
SML Etiket yönetimi de fabrikada her türlü haksız ve hukuksuz uygulamalarla işçileri baskı altına almaya çalışıyor. İşlerin az olması bahanesi ile işçileri keyfi olarak ücretsiz izne ve kısa çalışma ödeneğine çıkartıyor. Bununla da kalmayan yönetim asıl işte taşeron işçi çalıştırmaya başladı. Kadrolu işçileri tehdit etmenin ve her türlü ağır çalışma dayatmanın bir aracı olan taşeronlaştırma işten atma saldırısının bir aracına dönüşmüş durumda.
SML’de 20 yıllık işçiler de dahil olmak üzere tüm işçiler düşük ücretler alıyor. Yapılan haksızlıklara hukuksuzluklara ses çıkartan işçilere müdürler ve ustalar tarafından mobbing uygulanıyor. Ve baskı altına alınıyor. SML Etiket dünyaca ünlü tekstil firmaları olan H&M, Zara, Decathlon, Mango, BROSS ve Superdry gibi firmalara üretim yapıyor. Her fırsatta dünyaca ünlü markalara üretim yapıyoruz, “kurumsal” firmayız demekten geri durmayan SML yönetimi bu kavramları azgın sömürü dayatmalarını perdelemenin bir aracı olarak kullanıyor. İşçi hakları, yasalar, uluslararası anlaşmalar vb. bu fabrikada kâğıt üzerinde kalmış durumda.
SML yönetimi anayasa ile güvence altına alınmış sendikalaşma hakkına saldırıyor. Bu saldırıları yeni değil. Şimdi ise daralmaya gidiyoruz bahanesiyle hak ve gelecek mücadelesinde öne çıkan işçilere yönelik işten atma saldırısını devreye sokmuş bulunuyorlar. Hiçbir yasal dayanağı olmayan işten atma saldırısı ile 28 Ocak’ta 22 işçi çıkarılmış bulunuyor. Bu saldırı sendikal örgütlenmeye dönük bir saldırıdır. Firmanın daralmaya gittiği koca bir yalandır. İşten atma saldırısına hazırlık yapmak için fabrikaya taşeron firma sokulmuştur. Taşeron firma üzerinden getirilen işçilerin işten atılan kadrolu işçilerin makinalarını öğrenmeleri sağlanmıştır. Bu durum bile “daralmaya gidiyoruz” ifadesinin koca bir yalan olduğunu gösteriyor.
SML yöneticileri her fırsatta “sendika anayasal haktır saygılıyız” ifadelerini kullanıyorlar. Fakat müdürleri, şefleri, ustaları aracılığıyla, işten atma saldırısıyla, çeşitli baskı ve tehditle bu hakkın kullanımını engelliyorlar. SML yönetimi anayasa, yasalar, uluslararası sözleşmelerle tanınmış haklara saldırarak suç işliyor.
Devrimci Tekstil İşçileri Sendikası olarak, sendika düşmanlığına, keyfi işten atmalara ve taşeron çalıştırmaya karşı mücadelemizi sürdüreceğiz. Bu haksızlığa sessiz kalmayacağız. Bu suça ortak olan herkesten hesap soracağız.
Her türlü yasadışı uygulamayı ve saldırıyı devreye sokan SML yönetimi, taleplerimizi karşılayana kadar fiili ve hukuki mücadelemizi sürdüreceğiz.
Taleplerimiz:
İşten atılan arkadaşlarımız geri alınsın,
Sendikal örgütlenmeye dönük baskılar son bulsun,
Taşeron işçiler kadroya alınsın, taşeron çalışma sonlandırılsın,
Baskı ve mobbing son bulsun,
Tüm çalışanlara insanca yaşamaya yeten ücret,
Kısa çalışma, ücretsiz izin gibi hak kaybına neden olan uygulamalar son bulsun!