İşgalci İsrail ordusunun, Gazze Şeridi’ne düzenlediği saldırılarda 23 kişi hayatını kaybetti, 154 kişi yaralandı.
Gazze’deki Sağlık Bakanlığı dünden bu yana devam eden işgalci İsrail ordusunun Gazze Şeridi’ne düzenlediği saldırılarda yaşamını yitiren Filistinlilerin sayısının 23’e yükseldiğini bildirdi. Yaralıların sayısı 154’e yükseldi. İsrail Başbakanı Netanyahu şiddetin süreceği mesajı verirken, gerilimin, ABD’nin İsrail yanlısı “Barış Planı”nı Filistin yönetimine dayatmaya çalıştığı bir dönemde yükselmesi dikkat çekiyor.
Gerilim 2 mayıs’ta başladı
İşgalci İsrail ve Filistin arasında saldırılar, İsrail ordusuna göre İslami Cihat Örgütü mensubu keskin nişancılarının İsrail askerlerine ateş açması ve 2 askeri yaralamasıyla 2 Mayıs’ta başladı. Karşılık veren İsrail’in hava saldırısında 2 Hamas mensubu öldürüldü. Cuma günü ise Filistinlilerin haftalardır her Cuma Gazze sınırında gerçekleştirdikleri barışçıl “Büyük Geri Dönüş Yürüyüşü”ne bir kez daha gerçek mermilerle saldırılan İsrail askerleri, 2 Filistinli’yi daha öldürdü.
Cumartesi gecesi bu kez İsrail’in başkent Tel Aviv’in güneyinde, Gazze Şeridi’ne 13 kilometre mesafedeki Aşkelon’da, Gazze Şeridi’nden atılan bir füzenin bir apartmana isabet etmesi sonucu bir İsrail vatandaşının hayatını kaybettiği duyuruldu.
Gazze’ye büyük saldırı: 200’den fazla ‘hedef’ vuruldu
İsrail Ordusu ise, Gazze’de Hamas’ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları ve İslami Cihad’a ait 220’den fazla hedefin vurulduğu duyurdu. Gazze’deki Filistinli grupların ise İsrail tarafına en az 430’den roket attığı belirtildi. Roketlerin büyük bölümünün hava savunma sistemince imha edildiği açıklandı.
Öte yandan Gazze’deki sağlık bakanlığı yetkilileri de İsrail hava kuvvetlerinin cumartesi gününden bu yana düzenlediği operasyonlarda aralarında bir hamile kadın ve 14 aylık bebeğin de bulunduğu en az altı kişinin hayatını kaybettiğini açıkladı. Hava saldırılarında en az 65 Filistinli de yaralandı.
Öte yandan İsrail ordusu Filistinli bir bebek ve hamile annesinin İsrail saldırılarında öldürüldüğü açıklamasını ise reddediyor.
Netanyahu: Saldırılar sürecek
İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, yaptığı açıklamada İsrail ordusunun abluka altındaki Gazze Şeridi’ne saldırılarının devam edeceğini belirtti. Netanyahu, kabine toplantısından önce yaptığı açıklamada, Filistinli örgütler Hamas ve İslami Cihad’ı suçlayan Netanyahu, “İsrail ordusuna Gazze Şeridi’ndeki gruplara yönelik geniş kapsamlı saldırılarına devam etmesi emrini verdim” dedi.
İsrail ordusu ayrıca Gazze sınırına yakın birliklerine takviye gönderme kararı aldı.
Gazze’de büyük yıkım
İsrail, sivilleri hedef almadıklarını ileri sürse de Filistinli kaynaklar, saldırılarda sivillere ait birçok evin yanı sıra 3 atölye ve bir cami vurulduğunu duyurdu. AA’nın haberine göre, sivillere ait 7 binanın vurulduğu ve bu binaların tamamen yıkıldığı belirtilirken, 4 ev de roket saldırısına maruz kaldı.
Bölgedeki AA muhabirinin verdiği bilgiye göre Filistinliler İsrail saldırılarında yıkılan evlerinden ve ofislerinden sağlam kalan eşyalarını yıkıntıların arasında çıkarmaya çalıştı.
ABD’den İsrail’e destek
ABD yönetimi İsrail’in arkasında olduğunu duyurdu. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Morgan Ortagus, cumartesi günü yaptığı açıklamada, “İsrail’in yanındayız ve bu iğrenç saldırılar karşısında kendini savunma hakkını destekliyoruz” dedi. Birleşmiş Milletler’den yapılan açıklamada da taraflara itidalli olma çağrısı yapıldı.
İsrail’e tepkiler
Ürdün Dışişleri Bakanlığı, İsrail’in abluka altındaki Gazze Şeridi’ne düzenlediği saldırıların hemen durdurulması ve bölgedeki tansiyonun düşürülmesi çağrısında bulundu.
Türkiye’den de Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, “İsrail’in Gazze’de çok sayıda masum insanın hayatını kaybetmesine veya yaralanmasına neden olan ve Anadolu Ajansı’nın binasını da hedef alan ayrımsız saldırılarını şiddetle kınıyoruz. İsrail’in orantısız eylemleriyle bölgede tırmanan gerginliğin azaltılması için uluslararası toplumu süratle harekete geçmeye davet ediyoruz” denildi.
ABD’nin İsrail için ‘barış planı’: İki devletli çözüm yok
ABD Başkanı Donald Trump’ın damadı ve danışmanı Jared Kushner’ın Washington yönetiminin uzun süredir beklenen “Ortadoğu barış planını” haziranda açıklayacağını duyurmuştu. Filistin yönetimi ve Filistinli örgütler ise İsrail yanlısı planı reddediyor.
“Yüzyılın anlaşması” denilen planın içeriğine ilişkin net bilgiler bulunmuyor. Ancak sızan bilgilere göre plan, İsrail yanlısı ve iki devletli çözümü desteklemiyor.
Planda ne var?
- Mısır’ın Sina Yarımadasındaki toprakların bir bölümünün Filistinliler için tahsis edilmesini ön gören plan, Arap Barış Girişimi ve Birleşmiş Milletler (BM) kararlarında yer alan iki devletli çözüm önerisinden tamamen uzak İsrail yanlısı bir portre çiziyor.
- ABD merkezli Washington Post gazetesi, 15 Nisan’da yayınlanan haberinde, planın, Filistinlilerin gündelik hayatına birtakım iyileştirmeler getirmekle birlikte bağımsız bir Filistin devleti kurulmasını önermediğini yazdı.
- Plan daha çok Filistinlilerin ekonomik şartlarının iyileştirilmesine ve din, inanç ve ibadet özgürlüğü ile hukuki eşitlik gibi temel hak ve özgürlükler konusunda bazı güvenceler getirilmesine odaklanıyor.
- Gazeteye konuşan “Arap yetkililer”, ABD tarafının Arapların İsrail’i tanımasını ve Filistin’in “bağımsızlığı” yerine “özerkliğini” öngören bir statükonun varlığının kabul edilmesini şart olarak öne sürdüğünü belirtiyor.
- Kudüs merkezli Al-Quds gazetesinin ABD’li kaynaklara dayandırdığı haberine göre plan, ayrıca Filistin ile İsrail yönetimi arasında 1995’te imzalanan İkinci Oslo Anlaşması çerçevesinde Batı Şeria’nın yüzde 61’ini oluşturan idari yönetimi ve güvenliği İsrail’e bırakılan “C” bölgesi konusunda müzakereler yapılmasını öngörüyor.
- Filistinlilere ait bölgelerde Filistinlilere “ticaret ve hareket özgürlüğü” veren, bu bölgelerde İsrail’e ait askeri kontrol noktalarının çoğunun kaldırılmasını öneren planda ancak bölgenin güvenliğinin sorumluluğu yine İsrail’e bırakılıyor.
- Mescid-i Aksa konusunda ise plan, Aksa’nın idaresinin İsrail, Filistin ve Ürdün’ün ortaklığında olmasını öngörüyor.
- Plan, Batı Şeria’daki Yahudi yerleşim birimleriyle alakalı olarak da yine İsrail tarafını memnun edecek öneriler içeriyor. Buna göre, Büyük Blok olarak isimlendirilen birinci kısım yerleşim birimleri İsrail sınırlarına dahil edilecek, bunun dışındaki yerleşim birimleri, genişletilmeden İsrail’in kontrolü altında kalacak ve üçüncü olarak gelişi güzel şekilde kurulan yerleşim birimleri ise dağıtılacak. Mülkiyet sahibi olduklarını ispat eden Filistinlilere, tazminat ödenecek.
- Gerçekte milyonlarca olduğu bilinen Filistinli mülteci sayısını 30 bin ile 60 bin arasında sınırlandıran plana göre, mülteciler istedikleri takdirde Batı Şeria ve Gazze’deki “özerk” bölgelere yerleşebilecek.
- Mülteci sıfatı verilmeden 1948’de köylerinden göçe zorlanan Filistinlilerin torunlarının uğradığı zararın tazmini için ise bir fon oluşturulacak.
- Plana göre Gazze’de büyük bir liman inşa edilecek, Batı Şeria ile Gazze arasında kara yoluyla ulaşım sağlanacak ve Gazze’ye hava yoluyla ulaşım sağlanacak.
- Plan ayrıca Batı Kudüs’ün tamamı ile Doğu Kudüs’ün bir kısmının İsrail’e bırakılmasını içeriyor.
Filistin Dışişleri Bakanlığı’ndan geçtiğimiz cuma günü yapılan açıklamada, “İki devletli çözüm esasına dayanmayan herhangi bir plan, öneri ya da anlaşma başarısız olmaya ve tarihin çöplüğüne atılmaya mahkumdur. Böyle bir adım Filistin, Arap dünyası, İslam dünyası, Avrupa ve uluslararası alanda reddedilecektir” ifadeleri kullanılmıştı.
